Emperyal ülkeler Osmanlı imparatorluğunu talan ettikleri gibi yerine kurulan Türkiye Cumhuriyetini de dizayn etme gayreti içindeler. Bu emperyal ülkeler (AB özellikle Fransa, ABD ve Rusya) değil mi Orta Doğuda İsrail, Türkiyenin doğusunda nifak tohumu olarak Ermenistan, batısında Yunanistan kurulmuştur. Batılı emperyal ülkeleri Ortadoğu’yu, Asya’yı özellikle Kafkasya’yı sürekli kontrolünde tutmak, yönetmek amacındalar. Ortadoğu’daki çıban başı İsrail sürekli genişlemek maksadıyla Filistin’i gasp etmiş ve etmeye devam ediyor. Ermenistan da sürekli Azerbaycana saldırıyor Karabağı gasp ettiler şimdi de Türkiye ile Azerbaycan karasal sınırı olan Tovuz’a hain saldırıda bulundular. Ermeniler 12 Temmuz 2020 ve sonrasında yaptığı bu saldırı ile arkasında olan Minsk üçlüsü ülkelerin desteğiyle böyle bir provokatif eylem içerisindedir. Ermenilerin Azeri Türklerine karşı böyle pervasız saldırıya ne yüreği ne de cesareti var!
Bu Ermenilerin yuları kimin ellerinde ona bakalım! Fransa, ABD ve Rusya…Bu ülkeler Türkiye’yi komşularıyla birlikte bir kaşık suda boğmak isteyen ülkeler değil mi? Suriye de tam başarılı olamayan ABD, Rusya, Fransa, Almanya Libya’da başka bir senaryoyu hayata geçirmediler mi? Önce Suriye sonra Libya’da istediği senaryoyu gerçekleştiremeyen bu emperyal ülkelerin heveslerini kursağında bırakan Türkiye olmuştur. Doğu Akdeniz’de de istediğine ulaşamayan bu emperyal ülkeler şimdi Ermeni kartını oynuyorlar. Türkiye’nin iki devlet bir millet diye adlandırdığı kardeş ülke Azerbaycan’a saldırıyorlar. Türkiye istese Ermenileri tükürüğünde boğar, bunu bilen Ermeniler nasıl oluyor da Azerbaycana saldırıyor? Diğer yanda Azerbaycan beri yanda Türkiye bu Ermenilerin yaptığı aslında intihar bombacıların yaptığından farklı bir şey değil!
Ermenileri koruyan Fransa, ABD ve Rusya’nın AGİT MİNSK antlaşması ile başlayan bu senaryoya bakalım!
AGİT Minsk Grubu, Azerbaycan ve Ermenistan devletlerinin Karabağ sorunu için barışçıl bir çözüm bulmalarını teşvik etme amacıyla, 1992 yılında Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı tarafından kurulmuştur. AGİT Minsk Süreci, 24 Mart 1992 tarihinde Helsinki’de toplanan AGİT Konseyi, konsey başkanından Karabağ sorununun bir an önce görüşmeler yoluyla sonuçlandırılabilmesi için çözüm yolunu açması talebiyle başladı (!) Sakın ne AGİT’e ne BM’ye ne de AB’ye inanmayın! Bu kurumların insan hakları, demokratik düşünceleri sadece Gayri Müslümler içindir unutmayın!
ABD, Fransa ve Rusya’dan eş başkanlara ek olarak, AGİT Minsk Grubu’nda Rusya, Almanya, İtalya, Portekiz, Hollanda, İsveç, Finlandiya, Türkiye ve sorunun tarafları olan Azerbaycan ve Ermenistan yer almaktadırlar.
Aslında bu emperyallerin amacı Ermenilere nefes aldırmak zaman zaman da karşısında güçlenen Türkiye’yi kurguladıkları kumpaslarla tökezletip düşmesini sağlamaktır. Türkiye’nin dikkatini Suriye, Libya ve Doğu Akdeniz’den alıp doğuya Ermenistan ve Azerbaycan’a çevirmektir. Görüldüğü gibi Türkiye’nin Güneyinde Emperyal devletler güdümüyle oluşturulan terör gruplarıyla silahlı mücadelesiyle Türkiye’nin enerjisini, maddi gücünü azımsanmayacak ölçüde sekteye uğratmıştır. Bu bölgede Türkiye yumruğunu masaya vurmuş ve geri adım atmamıştır. Bu olayın akabinde dost ve Müslüman ülke olan Libya’da bu kez Rusya, Fransa, Almanya, ABD bu bildik düşmanların yanı sıra Müslüman sayılan ancak batının uşağı olmuş Mısır, Birleşik Arap Emirliği, Suudi Arabistan gibi ülkelerinde kumpaslarıyla mücadeleye devam demiştir. Libya’da yine karşılarına Türkiye çıkmış ve masaya yumruğunu vurarak Müslüman dost Libya’nın bağımsızlığı için destek olmuştur.
Bu emperyal ülkeler şimdide Ermenistan kuklasıyla Azerbaycana vurmaya başlamıştır. Onlar da iyi biliyor Türkiye bu haksız saldırı karşısında hele hele gardaş dediği Azeri Türkleri yalnız bırakmayacaktır.
Elbet Türk Birliği (TB)’de bu vahşet, emperyalist ve insanlık dışı saldırlar karşısında bir vücut bulacaktır. Türk Birliği tez zamanda kurulmalıdır. Türkiye bu hain ülkeler karşısında tek başına sert ve güçlü duruşu nereye kadar sürdürebilecek! Bir yanda Müslüman sınır komşu ülkeler birer birer zayıflatılıp düşürülürken şimdi de Türk kökenli ülkeler bu sarmala sardırılmıştır.
Hâlen Ermenistan uluslararası topluluk tarafından Azerbaycan'a ait sayılan toprakların %20'sini (Dağlık Karabağ ve Laçin Koridoru dahil) işgal altında bulundurmaktadır. Türkiye bu durumu gerekçe göstererek Ermenistan Cumhuriyeti ile diplomatik ilişki kurmaktan kaçınmış ve bu ülke ile sınırlarını trafiğe kapatmıştır. Bana göre daha etkin ve sert reaksiyonlar, yaptırımlar ile bu düşman ülkelere hak ettiği cevabı vermekten çekinmemelidir.
Azerbaycan-Ermenistan sınır hattında tansiyon giderek yükselirken, iki ülke arasında başlayan çatışmaların yankısı devam ediyor. Saldırının zamanlamasına dikkat! Ermenistan’ın bu tür saldırıyı tek başına planlamadığına ve arkasında Ermenistan'a destek veren Minsk Grubu eş başkanlarından Rusya, Fransa ve ABD’nin olabileceği muhakkaktır. Ayrıca hedefin sadece Azerbaycan olmadığı; Suriye, Libya ve Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin son dönemdeki başarılı hamleleri karşında umduğunu bulamayan söz konusu güçlerin Kafkasya’da yeni bir çatışma cephesi açarak kirli hesaplar yaptığı aşikardır. Bu çerçevede Ermenistan üzerinden bölgeyi yeni bir kriz alanına dönüştürme planları yapanların, hem Türkiye’nin odağını Kafkasya'ya çekmeye çalıştığı hem de Azerbaycan’ı da sıcak bir çatışmaya sokarak Dağlık Karabağ meselesinde haklıyken haksız konuma düşürmeye çalıştıkları bir gerçektir.
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) tarafından Minsk Grubu kurulmuş, bu mekanizmanın eş başkanlık görevini de Ermeni diasporasının bulunduğu devletler yapıyor. Bu kapsamda meselenin çözümüne katkı sağlaması beklenen söz konusu üç eş başkan ülkenin (ABD, Rusya, Fransa) tek yanlı Ermenistan tutumu ile meselenin tarafı hâline geldiği gün gibi ortadadır. Bunlar mı sorunu çözecek? Güldürmeyin beni!
Ermeniler böyle bir saldırıyı tek başına yapacak ne yürekleri ne de asker gücü var? Özellikle Ermenileri destekleyen Fransa, ABD, Rusya gibi ülkelerden işaret alan kukla Ermeni yönetimi böyle bir hata yapmıştır. Saldırının Türkiye ile de doğrudan bağlantılı olduğunu düşünüyorum. Ortadoğuda istediği sonucu alamayan bu emperyal Türk düşmanı ülkeler, Bölgedeki son gelişmeler, Türkiye’nin artan gücü, Türkiye ve Azerbaycan arasındaki ilişkilerin giderek daha da gelişmesinden son derece rahatsız olmuşlardır.
Öte yandan, Azerbaycan- Ermenistan arasındaki çatışmalar devam ederken, Suriye'nin kuzeyinde, Fırat Kalkanı Harekâtı ile terörden arındırılan El Bab’a önceki gece Rus savaş uçakları saldırdı. Hava saldırısının zamanlaması oldukça manidardır. Zira, Libya’da istediğini elde edemeyen Moskova’nın, Türkiye destekli Trablus güçlerinin Sirte’ye yönelik planladığı operasyonun başlamasına sayılı günler kala "Suriye" ve "Ermenistan kartını" devreye sokmuştur.
Ermenilere öyle bir Osmanlı tokadı atalım ki acısını Fransa, ABD hissetsin!