Merhaba değerli dostlar.
Geldik en önemli meseleye, yani aile kurumunun yenidenele alınıp, yeni şartlara göre yani günümüz şartlarına göre dizayn edilmesine.Bazılarınız nereden çıktı şimdi bu diyebilir, her önüne gelen bir şeyleridizayn etmeye çalışıyor, sana mı kaldı aile kurumunu yeni baştan dizayn etmekdiyebilir.
Herkesin bir merakı vardır. Kimisi hesabını kitabınıdizayn edip nasıl daha çabuk ve kolay yoldan zengin olurum derdindedir. Biryerde bir arsası vardır, birilerini ayarlasam da arsamın yanından bir ana caddegeçirsem, bir anda birimiz bin olur diye düşünür sabah akşam, Kimisi organizasyonadı altında malı götürme derdindedir. Kimisi kamudan ballı ihaleleri nasıl enyüksek bedelden alırım diye adam ayarlama derdindedir. Şehrin bir yerinde ikiüç katlı meskenler zeminde kayma var diye bedeli mukabili yıkılıp yerleri yeşilalan yapılırken, o zeminden çok daha beter olan yerlere çok katlı bina yapımınanasıl izin verilir varın siz düşünün .
Vaziyet böyle iken, bizim gibilere de ülkenin geleceğinidüşünmek kalıyor. Hayatın her anı bu çelişki içinde geçer. Kötüler çok gibigörünse de iyiler her zaman daha güçlüdür. Çünkü doğrunun yardımcısı Allah’tırda ondan.
Gelelim meselemize. İki haftadır eski zamanlarda evliliğegiden süreç ve evlilikler nasıldı, şimdi nasıl, bu konuları örnekleri ile hatırlatma babından sizlerle paylaşmıştım.Daha fazla nostalji yapmaya niyetim yok. Derdimiz üzüm yemek, bağcı dövmekdeğil.
Geçmişi yadederek bugünkü toplumsal sorunlarımızaçözümler üretmek mümkün değildir. Çünkü hiçbir şey eskisi gibi değil. Eskieskide kaldı, bugün başka bir insan tipi var. Geriye dönmek ve bundan elli yılönceki insanları geri getirmek mümkün değil. Daha önce de belirttiğim gibibundan elli yıl önce bu ülkede otusbeş-kırkmilyon insan yaşarken yaklaşık otuzmilyonu yanı dörtte üçü kırsalda yani köy ve kasabalarda yaşıyordu. Bugün isetam tersi seksen milyonu aşan nüfusumuzun atmışbeş milyonu kentlerde yaşıyor.
Bu bilgiler ışığında eski köye yeni adet değil, yeniyaşam konseptimize uygun yeni yaklaşımlar ortaya koyarak, evlilik kurumunu yenikurallarla yepyeni bir zeminde dizayn etmek mecburiyetindeyiz.
Eski evliliklerde mahalle baskısı, yakın uzak hısımbaskısı, gelenek ve göreneklerin baskısı ile sıkı bir kontrol vardı. Geneldekimin kiminle evleneceğine aileler karar verirdi. Dini argümanlar da boşanmahakkını sadece kocaya verdiğinden, kırkına gelmeden torun sahibi olan erkeğinbir düzineye yakın çocuk doğurmuş bir kadını boşamasının zorluğunu varın sizdüşünün. En fazla durumu iyi olan erkek çok isterse genç bir kadınla evlenir,eski ile yeni hanımlar iyi kötü geçinip giderlerdi.
Bugün işler tamamen değişti. Çocuklar birbirlerini görüpsevmişler, bize de onların yuva kurmalarına yardımcı olmak düşer diyen ailelerinçoğu zaman istemeden razı oldukları evlilikler, tabi olarak aileye sorulmagereği bile duyulmadan bir celsede boşanmayla sonuçlanıyor.
Bize ne kardeşim isteyen istediği ile evlensin, isterevli kalsın isterse boşansın diyenlerimiz olabilir. Ben kendi ailemle kendiçocuğumla ilgilenirim diye düşünebilirsiniz. Siz böyle el bebek gül bebek çocuğunuzu en iyişekilde yetiştirmeye çabalarken, bana ne isteyen boşansın dediğiniz kişilerinortada kalan en iyi ihtimalle çocuk esirgeme kurumuna verilen çocuklarındanbirisi bir köşe başında kafayı bulmuş şekilde sizin çocuğunuza denk gelir,ondan istediğini alamayınca sizin öpmeye kıyamadığınız evladınıza şanslı iseölümcül olmayan birkaç bıçak darbesi ile yoksa ölümcül yerine bir tek bıçakdarbesi ile dünyaya olan hıncını evladınızdan çıkartarak kaybolurken, size deevladınızı hastane morg’undan almak kalır.
Umarım anlatabilmişimdir, ne çocuklar annesiz babasızbüyüsün, ne de çocuklarımıza zarar versin.
Kahramanlarımız için dualarınızı eksik etmeyiniz. Kur’anokuyabilenleriniz hiç olmazsa günde bir defa fetih suresini okusun.
Haftaya kaldığımız yerden devam edeceğiz inşallah.
Allaha emanet olun.