Kendisi Suriye’de Edebiyat Fakültesinde okuyan bir delikanlı ile tanıştım. Şu anda, inşaat işlerinde çalıştığını ancak birgün mutlaka okulunu bitirmeyi düşündüğünü, hatta kendisine bu konuda yardımcı olmamı istedi…

Biliyorsunuz, ilimizde çok sayıda Suriyeli var, herbirinin hikayesi de farklı farklı. Size bahsedeceğim kardeşimizin önce mesajını aktarayım, sonra da sorduğum sorulara aldığım yanıtları yazacağım.

Bu Suriye kardeşimiz derki, biz kimseden yardım istemiyoruz, ancak çoğu insan bizi burada istemediklerini söz ve fiilleri ile anlatıyorlar. Bu durum zorumuza gidiyor. Buraya isteyerek gelmedik, savaş da birşeyde yapamazdık. Çünkü halamın çocukları Esad’ın yanında yer aldı, dayımın çocukları ise mücahitlerle beraberler. Biz vatanımız için savaşmak isterdik ancak kimi kurşun sıkayım, halamın çocuğuna mı, dayımınkilere mi? Şimdi sana soruyorum Mehmet abi(bana): “ Sen olsaydın ne yapardın, benim yerimde?

Hak verdim.

Soru sırası bana geldi, peki dedim, Suriye niye bu hale geldi? Manevi çerçeveden bir değerlendirme yapar mısın?

İki şey söylemek istiyorum dedi. Durum tespitini şöyle yaptıb. “Birincisi fitne, ikincisi rüşvet. Suriye de bu iki hastalık çok yaygındı. Siz israfı, tembelliği de buna ilave edebilirsiniz…”

Bugün konumuz bu, yani fitne  ne demek?

BÖLÜNME OLMASIN!

Mesela, belâ, musîbet, öldürme veya işkence... gibi hoşlanılmayan fiiller fitne kapsamına girer.

Hadislerde bu kelimeler daha çok "ictimaî bozukluk, düzensizlik, anarşi... vb. manalar" kullanılmıştır: "Fitne, deniz dalgaları gibi dalgalanır" (`Buhâri, fiten, 17; Müslim, iman, 231). Bilhassa Hz. Peygamber "Deccâl`dan" bahsederken, fitne kelimesini kullanmış, ümmetini bu fitneye karşı dikkatli olmaları için uyarmıştır (Buhârî, Müslim, Ebu Davud)

Yine O, bir çok dualarında da mutlak olarak fitneden, Allah`a sığınmış (Buharı, daavât, 35; Müslim, fezâil, 137...) ve dünyanın, malın, fakirliğin, kabrin, ölü ve dirilerin, hatta çocuklar ve eşler fitni olabilir.  Söz konusu olan fitne, insanı dinini yaşamaktan alıkoyan, Allah`a ulaşmadan engel olan veya insanı cehenneme sürükleyen âmil, sebeb... vb

Allah Teâlâ şu ayet-i kerimede zararı herkese olan, musibeti, günahkâr olan ve olmayana kadar herkese ulaşan, anlaşmazlık, kavga... kısacası anarşiden kaçınılmasını emrettiği belirtilmektedir: "Ey müminler! Öyle bir fitneden sakınınız ki, o, hiç de sizden yalnız zulmedenlere dokunmakla kalmaz (onun dehşeti günahsızları bile kuşatır), (el-Enfâl, 8/25). Çeşitli hadislere göre -Buhârî bu ayeti başlık yaparak bu hadisleri altında sıralamıştır-

En büyük fitne ümmetin birliğini bozan ve İslâm toplumunun sosyal hayatını ihlal eden, bağı hareketler gelir.(Kay.İslami.So)

Konu uzun ancak, burada işaret edilen konu çok önemli, birbirimizin kusurlarını örtme, ayrılıkların üzerini kapatıp, ortak noktalarda birleşme gereği vardır.

Her toplumda sosyal hastalıklar vardır, zaten dinler ve peygamberler de bu hastalıkların doktoru ya da ilacı olarak gönderilmişlerdir.

 İnanın kalplere ve zihinlere hakim olmadan, bu hastalıkları yenmeniz de çok zor. Bunun için şu cehalet ile dövüşmeliyiz.

Doğru bakış açısını mutlaka yakalamalıyız…

Ancak böyle olduğunda, bir ve beraber oluruz…

Kalın sağlıcakla.