“Yaratılmışlar içinde insanın ayrı bir yeri veüstünlüğü söz konusudur. O görmediği Yaratan’a secde ve rüku yapar. Yanikayıtsız şartsız Rabbine iman etmiştir. “
Bu durum elbette iman eden insanlar içindir. Açalım. İnsançift çekirdeklidir. Nefsini beslediği zaman da şeytanın ve şehvetinin,hırsının, arzularının girdabına katılarak her türlü kötülüğü yapabilir.
Asıl mesele, “insanın arınması” meselesidir. İşte burada din vazgeçilmez olmuştur. Çünkü “Din, insanı arındırandır!”
Şu günlerde Ramazan ayından çıktık, oruç tutanlar çok daha iyi bilir ki, gündüzoruçlu, gecede teravih namazlarını kılarak, fakiri koruyup kollayarak, yetiminbaşını okşayarak, hısım akraba hal hatır sorarak, toplumsal barışa katkısağlayarak insanlar adeta melekleşti.
Çünkü nefsin ensevmediğ ibadet oruçtur. Nefsi teslim altına aldık elhamdürillah!
Şimdi su sorunun cevabını bulalım. “ Bu güceinanmayanlar bir tarafa, inananlara ne oluyor ki, o gücün karşısında gafildavranıyorlar?
Evet inananlara ne oluyur da gafil davranıyorlar? Bu soruüzerinde durmak gerek.
Gaflet kelimesiözellikle ahiretimizi unutma adına yaptığımız bu hata, maazallah bizlerde derinyaralar açacaktır. Gaflete düşenler ki zaman zaman çoğumuzyapıyoruz. O halde hemen günahlardanvazgeçip, nasuh bir tövbe ile işeyeniden başlamamız gerekiyor. Zira Allahaffedicidir, affetmeyi sever.
TAKVA SAHİBİ GENCİN HİKAYESİ
Dediğim gibi iİnsan ayrı zamanda günah işleyen birvarlıktır. Ancak haya ve edep bizleri günahlardan koruyan güçler merkezlerimizdevardır. .
Bu konuyu bir hikaye ile süsleyelim. “Hz. Ömer’inhalifeliği döneminde ibadet ehli, son derece takva sahibi bir genç vardı. Hz.Ömer’in (r.a) hayret ve takdirle izlediği bu gencin kalbi, Allah ve Rasûlünün(s) sevgisiyle doluydu. Namazlarını hep cemaatle kılar, mescidden çıkar çıkmazevine döner ve ihtiyar babasının hizmetini görürdü.
Bu gencin evine giden yolu bir kadının kapısının önündengeçiyordu. Kadın her defasında gencin yoluna çıkarak çirkin tekliflerdebulunuyor, fakat genç, Allah korkusundan ona iltifat etmiyordu.
Yine bir gün yatsı namazını kıldıktan sonra evinegiderken, kadın tekrar karşısına çıktı. Bu sefer bütün maharetini kullanarakgenci kandırmayı başardı. Fakat genç, kadının ardı sıra eve girerken birdenbire Allahu Tealâ’yı (c.c) hatırladı ve korkuyla dilinden şu ayet döküldü:
“Takvaya erenler (var ya); onlara şeytandan herhangi birvesvese iliştiği zaman (Allah’ın emir ve yasaklarını) hatırlayıp, hemen gerçeğigörürler.” (A’râf 7/201)
Hemen ardından da bayılarak düştü. Kadın hizmetçisiniçağırdı. Genci tutarak evinin önüne getirip koydular ve kapıyı çalıp babasınahaber verdiler. Babası, oğlunu baygın bir vaziyette kapının önünde buldu.Komşular genci tutup eve taşıdılar. Uzun süre baygın kalan genç kendinegelince, babası:
- ‘Evladım neyin var, ne oldu?’ diye sordu. Oğlu:
- ‘Bir şeyim yok.’ dedi. Babası:
- ‘Allah aşkına söyle!’ deyince, oğlu başından geçenlerianlattı. Babası:
- ‘Hangi ayeti okumuştun?’ diye sordu.
Genç, ayeti okudu ve tekrar kendinden geçti.(A. Yıldız)
Mevlâna bir gazelinde şunları söyler: “İlahi hakikatten zevk alan her ümmetin gönlünde peygamberin yüzü ve sesimucizedir.
Hikmetli düşüncenin oluşması için iyi, güzel ve doğruolanı görmek, duymak, konuşmak gerekir.
Din her şeydir ve hayatta her şey dinden ibarettir.
Dinsiz insan olmaz, ateistler bile birşeye inanıyorlar, obir şeyin adını kendiler bile koyamıyorlar. Diyeceğim şu ki, Allah’ı sevmek, ondan korkmak, O’nunbize şah damarımızdan daha yakın olduğunu bilerek yaşamak çok güzel. İşin özübu!
Rabbim imanlı insanları korusun, zaten koruyor. İmansızinsanlara ise iman ve hidayet nasip eylesin. Onlarda bir gün, Kur’anıngüzellikleriyle tanıştırsın. Kalın sağlıcakla.
(NOT. GECE GEÇ SAATLERDE DÜĞÜNÜM VAR DİYE ÇEVREYİRAHATSIZ EDENLERİ KINIYORUM?