Kahramanmaraş’ta her şey başarıya endekslidir. Bu siyasette, Sporda akla gelen her şey de aynıdır. Başarı varsa herkes yanında başarı yoksa sadece gerçek sevdalılar orada… Başarının kaçınmazı olarak görünür başarmak… Mutluluk sembolüdür. Başarısızlık ise sahipsizlik olarak terimlenir… Futbolda koca bir sezonu iyisi ile kötüsü ile geride bıraktık. Dediğim gibi koca bir sezon, içerisinde sahipsizlikler, vurdum duyarsızlıklar, ihanetler, sporda gelen her şey var… Hayat içinde insan olarak her konuda başarılı olmak insanı hem mutlu eder, hem de hayatı çok daha iyi yaşamasına neden olur. Bunun için de bazı koşulların sağlanmış olması gereklidir, Bu sporun her alanında da geçerlidir. Futbolda da başarılı olmak o kadar kolay değildir. Günümüzde ister amatör kümede isterse profesyonel liglerde olsun her yönetim ve hoca muhakkak başarılı olmak için yola çıkar. Futbol Bir beceri oyunu olduğu gibi futbolun becerisi kadarda yorumlayıcısının da bir beceri sahibi olması gerek… Futbol adaletsiz bir oyun, iyi oynarsın kayıp edersin, kötü oynarsın kazanırsın. Futbol yorumculuğu, spor yorumculuğu da adaletsizliği aratmaz… Futbol nankör bir spor dalıdır, Adaleti aranmaz… Bir bakarsın zirvedesin bir bakarsın yerlerde… Yorumculukta aynı keza bir yazarsın zirvedesin bir bakarsın tanıyanın yok. Ben her zaman gördüğümü, bildiğimi yazmadan yana kullanırım kalemimi… Eskiler Bir Kitap yazabilmek için bir kütüphane kitap okumak şart demişler… Sporu yazmak ve yorumlamak için futbol oynamış olmak, kesinlikle yeterli bir sebep değildir. Necip Fazıl Kısakürek ‘Arılar Bal yapar; ama balın tarifini yapamaz’ demiş... Çünkü Balın tarifini yapmak için ayrı bir eğitim alma mecburiyeti vardır. İnsanlar futbolu kabiliyetleri ile oynarlar, fakat onu yorumlayabilmeleri için çok geniş bir kelime dağarcığına ve bakış açısına sahip olmaları gerekir. Futbolculuk kariyerinde üst düzey biri olan bir hoca makale yazmış… İsmi lazım değil, bana gönderme yaparak kalemimi bırakmamı ifade etmiş… Af edersin de sen kimsin, Hayırdır… Bizde Kalem, Namustur, Sana söylüyorum, kim namusunu bırakır… Ben 19 yılımı vereyim, sen bırak de bırakayım var mı öyle bir şey… Bu kalemi bırakmam için de tehditler, ne şantajlar yapıldığını sen bilmezsin… Zaten anlamanı da beklemiyorum da… Rüzgar eken, Fırtına biçer… Şimdi burada denklem yapmanın anlamı yok… Biz basın mensubuyuz, halkı bilinçlendirmemiz, yön vermemiz asıl görevimiz. Şehrimizde Futbolun ne kadar ileride ne kadar geride olduğunu bilmeyen yoktur sanırım. Bunun başlıca sebeplerinden birisini, bir kaçını ifade edeyim, Antrenörlük görevini yapmayıp sadece Belgesi çalışmasına yön veren, hatta belgem çalışsın ben yatayım düşüncesi yüzünden futbol ilerlemiyor… Ya da tam tersi birileri takım çalıştırırken arkasından yerine gelmek isteyenlerin çamur at izi kalsın mantığı ile çukur kazdığı da unutmamak lazım. Şöyle ilimize baktığımızda neden Kahramanmaraşspor da yerli antrenör barınmıyor… Önce bunun sebebini araştır sen gitte mesleğinde neler oluyor ona bak!.. Yazı yazmak, Yıldızlarla süslemek ne kadar etkilidir bilmem… Yıldızlar gece çıkar, Futbolda da aram üzerinde yer alır. Yazıda da ayraç mı, süslememi yoksa başka bir anlam mı taşıyor bilemedim… Konu spor olunca çözemedim… Yıldızları görünce Okullarda öğrencilere verilen Yıldızlı pekiler aklıma geldi… Belki de buradaki fonksiyonda bu maksatlıdır… Buradan köşe yazarlığı yaptığını düşünen, yazı yazanlara, bu gibi tavrı sergileyen, ayrımcılığa yol açanlara tavsiyem; geçmişini unutanlar geleceğine ulaşamaz, flu bakarmış… Bilmem anlatabildim mi? Kalın Sağlıcakla…