Geleceğimizin yazgısı, günümüz çocuklarının akıl, gönül ve çalışma kapasitelerinde gizlidir!
İnsanlık gerçekten çok hızlı bir değişim ve etkilenme süreci yaşıyor. Bilgi birikiminde, bilgiye kolay erişimde, fevkalade hızlı, modern iletişim olanakları insanı adeta sarhoş ediyor.
Bundan dolayı Sorgulayan, düşünen, evrensel aynı zamanda milli düşünebilen bir kişiliğe kavuşmuş, kavrama gücü, eğitim ve öğretim düzeyi geleceğimize yönelik gelişmiş çocuklarımızın artan oranı doğrultusunda, iyi ve güzel bir dünya bizleri bekleyecektir…
Biliyoruz ki, yüz yıllardır her yeni buluşun, her yeni teknolojinin temel amacı, insana yaşamı kolaylaştırmak adına olmuştur. Ancak günümüzdeki insana, çok geniş adeta sınırsız olanaklar sunan tüm yeni teknolojiler yarar kadar zarar da getiriyorlar.
Çarpıcı bir tespitim var. İnsan insandan uzaklaşıyor, yabancılaşıyoruz birbirimize. Hatta aynı evde yaşıyan, aile olduğunu iddia ettiğimiz insanlar bile sanal bir dünya içine girerek, birbirlerinden uzak durabiliyorlar. Doğaldır ki, günün yedi ya da sekiz saatini bilgisayarın başında, cep telefonunda geçiren bir insan, zaman içinde başka insanlarla bire bir ilişki kurmakta zorlanmaya başlayacaktır. Başkalarını anlayamayacak, sevemeyecektir. Oysaki ruhumuz ve beynimiz ancak başkaları ile dinlenir, huzur bulur.
İDEAL EĞİTİM
Eğitim konusundaki tespitlerini bir pratisyen olarak desteklediğim, Yılmaz Özdil: “İlk yaşlarından başlayarak çocukları hem bir üst eğitim düzeyine yetiştirmeli hem de doğrudan hayata hazırlamalıdır…”
Benim ifademle, teorinin yanında, pratik de kazandırılmalı, üniversite okuyan bir yavrumuz, hayat üniversitesini de bitirmeli…
Yine Özdil’in ifadesi ile: “Yalnızca ticarethane mantığıyla açılan eğitim kurumlarından kaçınmalı, eğitim niteliği bugünün yaşayan ve yakın gelecek zamanın hayata geçmesi muhtemel teknolojiler ışığında yapılandırılmalıdır.
Mevcut teknolojik tablo ile anaokulu çocuklarından en yaşlı insanlara kadar, geniş bir yapılanmada dünyayı daha yaşanır kılabilecek yeni bilgi, metot, sistem üretilebilir, üretmelide…
İdeal eğitim bu temel anlayış ile yapılandırılmalıdır. Yeni yüzyılın zorunlu kıldığı temel konularda, öğrenciler bilgi, beceri ve uygulama tecrübesi kazanmalı.
Üniversiteyi bitiren bir genç artık, "Nasıl olsa diplomamı aldım. Mesleğim var. Bundan böyle kitap okumak, araştırmalar yapmak, yeni bilgileri takip etmek gibi bir zorunluluğum yok," dememeli…
KAÇIŞ BİR TEHLİKEDİR
Şimdilik herkes, bu tehlikenin farkında değilmiş gibi davranıyor. Fakat yakın bir gelecekte bütün dünya insanları az ya da çok bundan etkileneceklerdir. İşte bu nedenledir ki, insancıl amaç ile tüm insanların ve doğanın yararına yeni bilgileri ve donanımları kullanan yeni eğitim sistemi şarttır.
Yeni genç nesiller, yaşamlarının gereği olarak, finans konularında daha akıllı davranmalı, çok kültürlü dünyayı kavramalı, doğayı koruyacak ekolojik bilgiye sahip olmalı, sosyal ortamlara kolayca uyum sağlayabilmeli, sağlıklı yaşamın gereklerini yerine getirmeli ve medyayı doğru izleme, kavrama, anlama ve doğru yorum yapma yeteneğini geliştirmelidirler. İşte bunun için yepyeni bir eğitim sistemine ve planlanmasına gereğimiz var.
Öğrencilere, öğrenme arzu ve heyecanını diri tutmaları daha çok aşılanmalı. Beden sağlığı kadar, ruh ve akıl sağlığının da insan mutluluğu için çok önemli olduğunu biliyoruz Bundan böyle de, insanı mutlu kılacak, başarıya ve huzura taşıyacak yeni bir anlayış söz konusudur. Bu anlayış, devamlı öğrenerek, düşünerek, sosyal yaşamda aktif rol oynayarak, dünya sorunlarında farkındalık yaratarak gerçekleşebilir. Kişisel yaratıcılığın sosyal değişime uyumu için devamlı çaba zorunludur.
Gelecek dönemde bu sorunların çok daha ciddi boyutlara ulaşacağı kaçınılmaz görünüyor. Bu nedenle dahi, 21.Yüzyı eğitim sisteminde okullar, bilgi alınan ve yeni bilgi üreten, düşünen, yeni bilgileri yeni teknolojilerde yaşatabilen, gerekli hizmet üretim ve dağıtımında toplum yararına aktif rol oynayan, ekip çalışmasına yatkın, düşünen, araştıran, sorun yaratan değil çözen kişiler yetiştiren merkezler olarak yeniden ele alınmalıdır…”
Kalın sağlıcakla.
