Olağan üstü halin kalkmasının ardından gözler yenidönemde terörle mücadeleye çevrildi. Tabi bu mücadelenin etkin şekilde devamettirilmesi gerekiyor.
Vatanımızda gözü olanların, bölücülerin gözlerininoyulması gerekiyor, çünkü şer odaklarının durmayacağını biliyoruz. Dolayısı ileuyanık olmak gerek…
Nitekim birkaç gün önce bu konuda yeni yasal düzenlemeleryapılarak, valilere bu konuda yetkiler verildi.
Aslında tarih boyunca ayrılıkçı ve terör hareketler hepolmuş, biraz bu konuda kitaplar karıştırdım, Oradanaldığım notları sizlerle paylaşmak istedim.
Bu konuda doğru bir bakış açısı edinmemiz gerekiyor. Bizkonuza geçelim.
Tarihi süreçte zaman zaman Müslümanlar arasında daçekişme ve savaşlar olmuş. Terörolayları görülmüş. Peki neler olmuş?
Örnek verecek olursak, Ömer b. Abdülaziz dönemidir.Haricilere mücadele edilmektedir. Halife der ki komutanına; Müslüman, kılıç çekmek zorunda bırakılmadıkçakarşı tarafa bilgelikle hareket etmeli, güzel öğütle tartışmalıdır. Bu,bilgeliğin zirvesidir.
Ömer b. Abdülaziz kendisi de: “ kaderi inkar eden” bir gurupla yaptığı tartışmadabu bilgeliğini ispatlar.
Ömer, İslam’dan sapan bu kimselere karşı dahi, diyalogaaçık oldukları sürece şiddetkullanmamıştır.
Ancak, barış istemeyenlere karşı da en şiddetli şekildemücadele edilmesi gerektiğin belirtir.
Ömer b. Abdülaziz döneminden devam edelim.
“ Hicri100’de, Firat Havzasındaki Hariciler, Şevzeb diye bilinen “ Bistam’ül Yeşküri”komutasında Emevi idaresine başkaldırıyor. Bu konuda Ömer, Irak Valisine şumektubu gönderir.“ Kan dökmedikçeveya dünyayı fesada vermedikçe onlara karşı kuvvete başvurmayasın. Fesad ve kandökmeye yönelirlerse onları önle. Onların üzerine kesin tavırlı ve iradesisağlam bir kimsenin komutasında asker gönder. Sana, emrettiklerimi uygulayasınve emirlerimi kendilerine iletesin.(Taberi-Age S.6/555-556)
HİKAYE OLSUN DİYE YAZMIYORUM
Şimdi, bu konuya niye girdim? O gün Hariciler vardı,sonraki bir zamanda bir başka gurup karşımıza çıkabilir. Ayrı fikirleri veyaayrıcı hareketleri ile bizleri rahatsız edebilir. Nitekim ediliyoruzdu. Bu durumda önce ikna, barış yoluseçilip, şiddetten uzak durulmalı . Sonra en etkin şekilde mücadele edilmeli.
Çok şükürgüvenlik kuvvetlerimizi bunu yapıyor.
Rabbim yar veyardımcıları olsun.
Devam edelim.
Bahsettiğim HalifeÖmer(Hz. Ömerin torunu) der ki: “Ama fesad çıkartmaya devam edenlerekarşı, da kesin bir şekilde gerekenyapılmalıdır.
Yani bu hadiseler bazen de ters yönde gelişebilir. Yanibarış ve umrana karşı, kan dökme ve fesada yönelik kıpırdanmalar görülebilir. Dediğimgibi bizde de PKK hadisesi buna örnek gösterilebilir.
Ömer b. Abdulaziz der ki: “ İşte bu durumda da o , zayıf ve teslimiyetçi değil, iradesi sağlam ve kesin tavırla” birkomutan tavsiye ediyor. Çünkü fitnenin alevlendiği zamanlarda ancak böylesiçelik iradeli insanlar karşı koyabilir. Mantık ve aklın kullanılmadığı yerlerdeancak çelik iradeli ve tavizsiz insanlar kaybolmuş hukuku iade edebilirler.
Nitekim İç İşleri Bakanlığımız ve Güvenlik Kuvvetlerimizşu anda böyle kararlı durmaktadırlar.
Diyeceğim şu ki; “ Ayrımcılarakarşı önce barış ve diyalog yolu başlatılmalı, nitekim devletimiz bunu yaptı. Ama barış istenmediği durumda, fitne kökünden kesilmek üzere kararlı birkomutanlara yola devam edilmeli ki ediliyor. İnşallah içerde ve dışarda terörü devletimiz bitirecek.
Görüldüğü gibi bu, tespitler barış ve umrana yönelik;fitne ve kan dökmeye yol açacak taşkınlığa yol açmamaya yönelik harika birtespittir. Önce barış eli uzatılacak, olmuyorsa fesada karşı en ciddi mücadeleverilecektir.
Rabbim güvenlik kuvvetlerimizi başarılı kılsın inşallah!
Kalın sağlıcakla.