Daha önceki yazımda da Akademisyenlerin bir bildiriyi imzalamaları nedeniyle görevden alınmalarının doğru olmadığını belirtmiştim. Çünkü düşünce özgürlüğüne ters düşüyor. En kısa yolu kullanarak tedbir alıyoruz. Oysa en doğrusu en kısa olanı değil, en akıllıca yöntemi kullanmaktır. Bu kısa yolu kullanarak kendi ayağımıza sıktığımızı ve kendimizi zor duruma soktuğumuzu ifade etmek istiyorum. Bu akademisyenleri bir bildiriye imza attıkları için görevden almak, bize düşman olan insanların ve hakkımızda kara propaganda yapan kişilerin ekmeğine yağ sürmektir. Böyle yaparak kendi kendimizi başkalarına kötü gösteriyoruz. Öncelikle kişilerin yazma ve ifade özgürlüğü olmalı ve bu nedenledir ki; insanları terör ve şiddete çağırmayan düşünce ve hareketler hakkında soruşturma dahi açılmamalı. Bu hak, evrensel değerler açısından temel insan hakkıdır. Bu durumda hiç kimseye haklılığımızı kabul ettiremeyiz. İkinci ve önemli bir diğer neden; herkesin malumu, üniversitelerimiz yıllardır bilim ve ilimle uğraşmak yerine hep siyasetle uğraştı. Profesörlerimiz önlükleri ile laboratuvarlara, cüppeleri ile amfilere gireceğine, caddelere ve sokaklara çıkarak orada siyaset yaptılar. Biliyoruz ki bu siyaset yapan profesörler bilime en uzak insanlar, çünkü bu kişilerin siyaset yapmaktan bilim yapmaya zamanları olmuyor. Eğer öyle olmasaydı ve bilim üretselerdi, geçmişte ve günümüzde üniversitelerimiz ilk beş yüze hatta yüze girebilirdi. Ama gel gör ki, hep gerilere düştük. Bu gerilere düşen üniversitelere ülkemizin en zeki ve en kabiliyetli gençlerini alan üniversiteler de dâhildir. Bu üniversiteler bu zeki çocuklarla buluşlar bulup icatlar yapacağına, sorunlara çözüm üreteceğine, sanayiyi destekleyeceğine öğrencileri alıp sokaklarda sorunlar ve çatışmalar üretti. Ülke olarak geri zekâlı olmadığımıza göre hatta ülkenin en zeki çocuklarını aldıklarına göre demek ki sorun başka. Şimdi soruyorum size böyle sorunlu ve bilimden uzak insanları fikirleri ve attıkları imzalar nedeniyle görevden almak doğrumu? Bu hareket onları haklı çıkarmaz mı ya da haklı iken haksız duruma düşmez miyiz? İşte bu nedenledir ki, bilim yerine siyaset üreten bu insanların imzaları nedeniyle görevden alınması yanlıştır. Bu görevden alma onları haklı çıkarır ve ülkemizi dış dünyaya karşı kötü gösterir. Bu da bizim hanemize eksi olarak yazılır. Şimdi bazıları bize ne, dış dünyadan diyecektir. Ancak Rusların bile turist olarak gelmediği bir yılda bu kadar zarara uğruyorsak, bence dış dünya bizi çok ilgilendiriyor ve onlara bana ne deme lüksümüz yok. İnsan nasıl toplumsal bir varlık ise devletlerde aynı şekilde toplumsaldır ve dünyada başına buyruk ve tek başına yaşayamaz. Kızdığımız zaman da, bana ne biz bize yeteriz deme lüksümüz yok. Öyle olsaydı en müreffeh ve güzel ülke Kuzey Kore olurdu. Biz bize yeteriz diyenler, kendi yağında kavrulan, tüm dünyayı dışlayan K. Kore’ye bir ziyaret gerçekleştirsin ve kararını ondan sonra versin. Hem dünya liderliğine oynuyoruz diyeceksin hem de dünya liderliğinde işbirliğine girmen gereken devletleri dikkate almayacaksın. Bu şartlarda çelişkiye düşmüş olmuyor muyuz? İşte bu nedenledir ki, hükümetin yapması gereken şey ‘yasal düzenlemelerle üniversite hocalarını bilim üretmeye teşvik etmek ve bilim üretenlere yardımcı olmak’ olmalıdır. Böylece gerçek bilim adamları bilimle uğraşacak ve siyaset yapmaya zamanları olmayacaktır. Siyasetle uğraşanlar da bilim üretmeyenler olacaktır. Üretemeyen ve gelişmeye katkısı olmayanlar da dışlanacak ve üniversitede istenmeyen akademisyen olacaktır. İstenmeyen bu kişiler üniversitelerden kendileri ayrılmak zorunda kalacak ya da bu akademisyenleri üniversitelerin kendisi kabul etmeyecektir. Böylece hükümet üniversiteye müdahale etmiş olmayacak. Hem bilime hem bilim adamına müdahale şeklinde gözüken durum da ortadan kalkacaktır. Bu akademisyenler kendiliğinden sınıfta kalacak ve cüppelerini de kullanamayacaklardır. Çünkü cüppe giyecekleri bir üniversiteleri olmayacak. Böylece fikir ifade ettikleri için değil, bilim üretemedikleri için gideceklerdir. Diğer türlü ise suçlu oldukları halde haklı olacaklar. Artık ülkemizde üniversiteler aktif olmalı ve bilimde yarışmalıdır. Biz hocalarımızı haberlerde yürüyüşlerde en önde değil yapmış oldukları icatlar ile fuarlarda ve bilim yarışmalarında görmek istiyoruz. Ekranlarda dünyaca ünlü enstitülerden aldıkları ödüller ve buluşlar için gözükmelerini istiyoruz. Bunun için gereken alt yapı hazırlandığında, eleme zaten kendiliğinden gerçekleşecek ve onların içeri atılmasına gerek kalmayacaktır. Makamlarını da siyaset için kullanamayacaklardır. Çünkü kullanacakları bir makamları olmayacak.