Sevgili Okurlar, Haçlı seferlerinin amaç ve gayesi tarihten bu güne bellidir. Ülkemizi de içine alan bu olay İslamiyet ve Hristiyanlığın savaşıdır. İslam ülkeleri ve haçlı zihniyeti ülkemizi İslam’ın son kalesi olarak görür, geçen hafta da Siyonistlerin Aziz ülkemiz hakkında düşüncelerini paylaşmıştık. Dilerseniz okulda bizlere öğretilen haçlı seferlerinin asıl iç yüzünü ilki olan 1. Haçlı seferi çerçevesinde inceleyelim. Tarihte haçlı seferlerinin ilki 1099 yılında kudüs e yapılmış ve 70.000 Müslüman kılıçtan geçirilmiştir. Derler ki: Kudüs, Hıristiyanlarca mukaddes sayılan ve bu sebeple de devamlı ziyaret oluna gelen bir şehirdir. Bu mukaddes bilinen Kudüs şehrini Müslümanların elinden kurtarmak gayesiyle Haçlı seferleri tertiplenmiş ve Avrupalı, bu gâye uğruna yollara dökülmüştür. Gerçek, bu mudur?.. Hayır! Avrupalı, Kudüs'ü kurtarmak için değil; aç olan karnını doyurmak ve Türklerin elinde bulunan iktisâdî kaynaklarla stratejik noktalara hâkim olabilmek gayesiyle Haçlı Seferleri'ni tertiplemiştir. Gerçek tarih incelendiğinde, görülür ki: Haçlı seferlerinden hemen yarım asır önce ecdâdımız, kazandığı muhteşem Dandanakan Zaferi ile bir hamlede kapalı kıtadan açık denizlere çıkmış, bu mühim olayı müteakip, Selçuklu sultanı Tuğrul Bey, Abbasî Halifesi El-Kaim Bi-Emrillah tarafından Sultan-ül-İslam ilân edilerek cihânhakimiyyeti Müslüman-Türkün eline geçmiş ve 1071'deki Malazgirt Meydan Muharebesi ile ehl-i sâlibi Anadolu'dan çıkaran ecdâdımız, hemen kısa bir zamanda Marmara kıyılarına ulaşıp İznik'i kendilerine merkez yaparak Bizans'ı tazyike başlamışlardır. Haçlı ordusu; kralı, keşişi, kontu, şövalyesi ve bir sürü serserisiyle 600.000 kişilik bir kuvvet hâlinde 1096'da Avrupa'dan hareket etmiş ve bu aç insanlar, bütün yol boyunca din, mezhep ve milliyet farkı gözetmeksizin rastladıkları herkesi soyup öldürerek 1097 yılının başlarında Anadolu'ya ayak basmışlardır. Sultan Birinci Kılıç Arslan, türlü olumsuz şartlara rağmen, gerilla harbi ile bu Haçlı sürüsünün 500.000'ini Anadolu topraklarına gömmüş ve 1097 yılı Eylül ayında Anadolu'yu terk eden Haçlılar, ancak 100.000 kişi le Kudüs istikametinde yola düzülmüşlerdir. 7 Aylık bir muhasaradan sonra 2 Haziran 1098'de Antakya'yı ele geçiren Haçlılar, 9 Temmuz 1099'da Kudüs'e girmişler ve giriştikleri büyük katliam sonunda bütün Kudüs'ü kana boyamışlardır. İlk hamlede 70.000 Müslüman'ın kılıçtan geçirildiği Kudüs'te, Cami-i Ömer'e sığınabilen ve içlerinde çok sayıda çocukla kadın bulunan insanlar dahi öldürülmüş, Batılı kaynakların kendi itiraflarına göre; «Cami-i Ömer'deki İslam (Müslüman) kanı, bir süvârinin dizlerine çıkacak dereceyi bulmuş ve sokaklar, cesetlerle tıkanmıştır.» Hz. Ömer'in Kudüs'ü fethinden 1. Haçlı Seferi'ne kadar 467 yıl Müslümanların elinde kalan, bilâhare Selahaddin-i Eyyübi taraflından tekrar zapt olunan ve Yavuz Sultan Selim Han'ın Merc-i Dabık zaferiyle Osmanlı hudutlarına dahil edilen Kudüs şehri, 1. Dünya Savaşı sonlarına kadar 4 asır Türk hakimiyetinde kalıp 9 Ocak 1917'de İngilizler'in eline geçmiştir. Ve bugün, bilindiği gibi Kudüs, Yahudiler'in elindedir. Birinci, ikinci, üçüncü... ve daha sonraki Haçlı Seferleri'nde kılıçla yapamadığını bilahare İslam ülkelerinde açtığı çeşitli okul, hastane, kütüphane ve sayısız misyonerle yapabilen Haçlı âlemi, asırlar boyu dünyanın bütün bâkir topraklarını sömürmüş [ve sömürmeye de devam etmektedir]. Hıristiyan dünyasının «Haçlı Seferleri», henüz bitmemiştir. Bir kültür emperyalizmi hâlinde devam etmekte olan günümüzün Haçlı Seferleri ise ayrı bir araştırma konusudur. Selam ve saygıyla;