Yeryüzünde geçmişleri karanlık, kan, vahşet, gasp ile dolu ülkeler hangileri? Bu sorunun cevabı emperyal ülkeler diyebiliriz, ancak Fransa, İngiltere, ABD, Rusya, Almanya, Yunanistan bu ülkeler içerisinde insanı yönden, vicdan yönünden sicili en bozuk ülkeler olarak ön plana çıkmaktadır. Bu emperyaller içerisinde ülkesinin ve milletinin adeta gelir kaynağı olarak sömürgeciliği alışkanlık haline getirmiş bir ülke var ki oda Fransadır. Bu sömürgeci pis Fransızlar, Afrika, Asya ve Orta Doğuda yüzyıllardır masum insanların kanını adeta kene gibi sömürmüştür. Bilişim çağında olmamıza rağmen, demokratik söylemlerin bizzati kendiler tarafından her yerde söylenmesine rağmen sömürgeci zihniyetlerini sürdürüyorlar! Her şeyin şeffaflaştığı dönemde bile Fransızlar ve onun antidemokrat cumhurbaşkanı bay Macron Türkiye ye karşı Alicengiz oyununa başvurmuştur. Hem de Türkiye’nin Akdeniz, Karadeniz’de yani mavi vatanımızda Doğal gaz, petrol rezervlerinin bulunduğu bir dönemde cahil bir o kadar sorumsuz sınır komşularımız Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rumları üzerinden Türkiye ye karşı o bildik gaspçı ruhuyla üzerimize gelmektedir. Bu hırsız ülkelerin tarihi de gasp, kan ve haksızlıkla doludur. Kilise papazları, Papalar, Keşişleri bile fakir Avrupayı nasıl kimden ne çalarız da zengin bir toplum yaparız zihniyetinde oldukları tarih sayfalarında yazılıdır. Bu emperyal ülkeler karşısındaki zengin Müslüman ülkeleri önce böl sonra parçala mantığında yüz yıllardır talan etmişlerdir.
Fransa, 1524'te başlattığı sömürgecilik faaliyetleriyle Afrika'nın batısında ve kuzeyinde 20'den fazla ülkede hakimiyet kurdu. Afrika'nın %35'i 300 yıl boyunca Fransa'nın kontrolünde kaldı.
Hey sözde demokrasinin beşiği Fransa sen olsan olsan insanlığın öldüğü mezarlık olursun!
Terörle yıkamadığı Türkiye’yi içerden misyonerleri, provokatörleri, yerli yandaş hainleriyle en son hamlelerinden biri, 15 Temmuz 2016 darbesinin arka planında bunlar değil miydi? Bu yunan çakalları da teröristlere kamp kurup Türkiye’yi yıkmaya çalışmadılar mı? Bu 15 Temmuz darbe hainlerinden bir kısmı yunanistana kaçmadılar mı? Türkiye karşıtı insanlara nasıl kucak açtıklarını iyi biliyoruz Macron ve Miçotakis! Çok iyi biliyoruz Yunanlıların Türkiyeyi bölmek ve zayıflatmak için teröristler yetiştirdiğini! General bozuntuları komutanlığında envai terör gruplarını eğitip eğitip üzerimize saldığınızı çok iyi biliyoruz…Aynı şekilde Fransanın da bilumum terör grupları kurduklarını hatta 150-200 avro maaş bile verdiklerini de biliyoruz….
Ama bu çapulcuların zehirli emelleri ve taşeron teröristlerin hepsi Güçlü Türk ordusu tarafından, Kahraman Mehmetçiklerimiz tarafından inlerinde yok ediliyor…Türk milletinin sağ duyusu ile bu AB siyasetçilerin komplo oyunları da bertaraf ediliyor…
Fransızların kanla, insan hakları ihlalleriyle, Alicengiz oyunlarıyla ve tefecilikle dolu tarihine bir göz atın bakalım!!!
Fransa 1958 yılına kadar sömürdüğü Afrika ülkelerini, bağımsızlıklarını kazandıktan sonra da sömürmeye devam etmiştir. Fransa'nın bu ülkelerden 'koloni vergisi' adı altında, her yıl yüklü miktarda para aldığı belirtiliyor.
Fransa bu gaspına kılıf bulmuş! Sömürge ülkelerinden aldığı bu parayı ise, sömürge döneminde işgal altına tuttuğu ülkelere inşa ettiği binalar ve altyapılar karşılığında aldığını savunuyor. Yüzsüzlüğün bu kadarına da pes artık! Fransızlara karşı Afrika, Asya ve Orta Doğu ülkelerine rehberlik yaparak bu emperyal Ahtapotların kollarından kurtarmamız gerekir. Türkiye bu zekaya ve güce sahiptir…
Fransa'nın önceden sömürgesi olan Benin, Burkina Faso, Gine, Fildişi Sahili, Mali, Nijer, Senegal, Togo, Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti, Çad, Kongo, Ekvator Ginesi ve Gabon, Fransa'ya hala sömürge vergisi ödeyen ülkelerin başında geliyor!
Bu ülkelerin tarihlerine bakıldığında, Fransa'ya vergi ödemeyen liderlerin ya bir darbeye ya da suikaste kurban gittikleri görülüyor. Son 50 yılda 26 Afrika ülkesinde toplam 67 askeri darbe meydana geldi. Fransız ve diğer emperyal ülkeler ne diyor?
YA PARA VERİRSİN YA DA DARBEYE KURBAN GİDERSİN!
Bu ülkelerde meydana gelen askeri darbelerinse Fransa'nın sömürge zamanında atadığı lejyoner askerler tarafından gerçekleştirildikleri biliniyor. Türkiyede de her 10 yılda bir darbeler yapılmıştı hey alçak Fransa!!!
Fransa “Fransızca Konuşan Ülkeler Topluluğu”nu kurarak eski sömürgelerinin Fransa ile bağlarının kopmasına engel olmuştur. Kara kıtada 100 milyona yakın kişi Fransızca konuşmaktadır. Afrika’da 54 ülkenin 27’sinini resmî dili Fransızcadır. Fransa Dışişleri Bakanlığı tarafından denetlenen çeşitli uydular ve bağlı kuruluşlarla “Francophonie” adlı bir Fransız dili ve kültürü yayma organizasyonu oluşturulmuştur. Fransa Afrika’ya yönelik yayın yapan basın ve yayın kuruluşlarına sahiptir. Bu gazete, dergi, TV ve radyo istasyonlarından Fransız çıkarlarını korumak için yönlendirmeler yapmaktadır. Afrikalılar, yıllarca dünyanın diğer ülkelerine gitmek istedikleri zaman Air France veya British Airways’le gitmek zorundalardı. Fransız eski sömürgelerinden birisi bir başka ülkeye gitmek istediği zaman bile, oraya Paris üzerinden gitmek zorundaydı.
Bugün Türk Havayolları Afrika kıtasında 53 destinasyona uçuyor. Artık bütün aktarmalar İstanbul üzerinden gerçekleşiyor. Fransa’nın Türkiye’ye zaman zaman şiddetli bir şekilde saldırmasının sebeplerinden biri de budur.
Fransız yeni sömürgecilik metotlarından biri olarak kullanılan “Batılılaşma”, “çağdaşlaşma” ve “modernleşme” adı altındaki akımlar, söz konusu toplumlarda bir dejenerasyona yol açmaktadır. Fransa ayrıca Müslümanların direnişini kırmak için, dinî düşünceyi şekillendirmek adına, kendi kontrolünde olacak İslami okullar kurdurmuştur. Afrika toplumlarını dejenere etmek için müstehcen yayınlar yapan pop müzik kanalları kurulmuş ve bu kanallar 7/24 yayın yapmaktadır. Yerel yönetimlerin eliyle içki kullanımı, moda adı altında Afrikalı kadınların tesettürden çıkarılması ve pop kültürü özendirilerek Müslüman toplum çökertilmeye çalışılmıştır. Neticede artık çok rahat bir şekilde “Castel” birasını içen ve domuz etli sandviçini yiyen, Kurban Bayramı’nı bar ve kulüplerde kutlayan ve bu durumu normal gören bir toplum ortaya çıkmıştır. Kurban Bayramı kutlamaları çerçevesinde, büyük stadyumlara getirilen pop sanatçıları konserler vermektedir. Yaşanan kültürel dejenerasyon sonucu ne hazindir ki, İslam ve Afrika kültüründeki yozlaşma, normal bir durum olarak görülüyor.
Bu hadsiz Macron sömürge kurdukları ülkeyi hangi yüzle ziyaret ediyor? Bu emperyalistler kitabın iki yüzünü de okumaya alışıklar! Şu yalana bakarmısınız? “Macron sömürgeciliğin “ağır bir hata” olduğunu söyleyerek tarihte bir sayfayı kapatma çağrısında bulundu. Uzun yıllar Fransa’nın himayesi altında kalan Fildişi Sahili’ni ziyaret eden Macron burada yaptığı konuşmada, ülkesinin hegemon olarak algılandığını, ülkesinin sömürgeciliğin tuzaklarına düşmesinin bir hata olduğunu söyledi” Şu kuyruklu yalana bakın!
Macron’un Afrikalı genç nesli ülkesiyle yeni bir “dostluk ilişkisi” kurmaya davet etmesinin altında yatan diğer bir niyet ise Afrika kıtasının gençlerini sömürmektir. Fransa asker kontenjanını Kamerunlu gençlerle takviye etmek için bir program başlattı. Fransa Subay Eğitim Okulu’nun bu girişimi ülkede, “Fransa’nın kendisi için ölecek gençleri bile Afrika’dan seçtiği” şeklinde yorumlandı. Fransa Afrikalılar arasında Fransa’nın hâlâ Afrika’yı sömürdüğünün farkında olan ve bunu dile getirenleri görevlerinden aldırmakta ve böylece susturmaktadır. Afrika Birliği’nin ABD Elçisi Zimbabveli diplomat Dr. Arikana Chihombori-Quao, Fransa’nın sömürge vergisi almasını sonlandırmasını istemesi üzerine Afrika Birliği’nin Çadlı başkanı Moussa Faki Mahamat’ın Macron ile bir araya gelmesinden sonra görevden aldı. Hey Afrikalı, Asyalı ve Orta Doğulu mağdur ülkeler Türkiye sizler için can simidi olmaya hazırdır…
Afrika kıtası tedavülden kalkmış paraların geçtiği bir kıtadır. Frank diye bir para birimi artık Fransa’da bile yok. Fakat Afrika’da var. Fransa, merkezi Paris olan, alım gücünün Paris’ten belirlendiği, Chamalieres’de basılan Frank para biriminin eski sömürgelerinde geçerli olmaya devam ettirilmesini istiyor. Afrika ülkeleri için basılan Frankların üzerinde her ülkeye uygun Afrikalı figürler bulunmaktadır. Bu sadece aldatma amaçlıdır.
Fransa 1961’den beri 14 Afrika ülkesinin ulusal rezervlerini elinde tutuyor: Benin, Burkina Faso, Gine-Bissau, Fildişi Sahili, Mali, Nijer, Senegal, Togo, Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti, Çad, Kongo-Brazzaville, Ekvator Ginesi ve Gabon. Fransız hazinesi, Afrika’dan yıllık bazda yaklaşık 500 milyar dolar kazanç ve getiri elde etmektedir. Fransa bundan dolayı sömürgeci para sistemini bırakmak istemiyor. Bu sisteme karşı durmak isteyen Afrikalı liderler ya öldürüldüler ya da darbeyle görevden uzaklaştırıldılar. İtaat edenler ise Fransa tarafından cömert bir şekilde ödüllendiriliyor. Şimdi Fransa, eski sömürge imparatorluğun bu karanlık tarafına ışık tutmak isteyen herkesle savaşmak için her yol mubah diyor!
Afrika’da bölgesel birliklerin oluşturulması Birleşik Afrika’nın kurulmasını engellemek için bir Fransız oyunu idi. Fransız destekli sivil toplum kuruluşları bütün dünyada nükleer santrallerin ne kadar kötü ve zararlı olduğunu savunan programlar ve protestolar düzenlemekteler. Fakat Fransa’da bugün 59 nükleer santral bulunuyor. Bu nükleer santrallerin uranyumu Nijer’in Agadez bölgesinden ve son yıllarda da Mali’den gelmekte.
Fransa’nın Afrika’daki başarılı sömürgeciliği(!) gizli askeri anlaşmalar ve kaynak anlaşmaları ve özel parasal bölgeler yoluyla gerçekleşti. Fransa’ya sadece stratejik kaynaklara öncelikli erişim hakkı tanınmadı, aynı zamanda eski sömürgelerde Fransız askeri üslerinin varlığı da meşrulaştırıldı ve diktatörlerin aynı hizada kalması sağlanarak onların konumları da meşrulaştırılmıştır.
Bu mağdur ülkeler ile Türkiye de gizli anlaşmalar yaparak, bilişimde, teknolojide, askeri alanda, ekonomide ve özgürlükleri konularında rehber olmalıdır…Bu senaryolar önümüzdeki 20-30 yılı hedef alarak emperyallerin saltanatına son verilmelidir.