Yani seçimlere birkaç hafta kala, “Halimize Şükredelim!” diye bir yazı nasıl gider bilmiyorum! Nasıl bilirseniz bilin ama halinize şükredin.

Neden?

İnsan için sağlıktan daha önemli bir şey olmasa gerek, sağlıklı, imanlı uzun hayırlı bir ömrü herkes ister; ister ama hayatın içinde imtihanlarımız olunca kimi zaman huzurumuz kaçıyor, rahatımız bozuluyor.

Yani dertsiz insan yok gibi, az veya çok insanların sıkıntıları vardır ve bu sıkıntıların da çoğu insanın kendi hatalarından dolayı başına geliyor.

Kimimiz adımlarımızı yanlış yöne atıyoruz, kimimiz borçlanmışız, kimimizin evinde eşi ve çocukları ile sıkıntısı var.

Bir kısmımız ise bulunduğu makamlardan daha yukarılara çıkmak için çalışıyor, buna erişemeyeceğince de dert ediniyor.

Oflar, puflar ve asık suratlar…

Oysa insan başına daha büyük sıkıntılar gelmeyince, bulunduğu şartlar içinde şükür etmiyor. Hatta dertsizliği dert edinenleri bili biliyorum.,,

Evet, giriş bölümünü bağlayalım, insan için sağlıktan daha büyük nimet yoktur.

DERDİ VEREN, DERMANINI DA VERİR AMA

İnsan imtihan dünyasında yaşıyor. Evet, çoğu kendi hatasından bir kısmıda Rab’bimiz Zülcelal-i Vel İkram ismi azamından dolayı bazen hiç beklemediği anda hastalanıyor. Hatta, hastalığının ölümcül olduğunu doktor bey kendisine söylüyor.

İşte tam bu durumda, kişiye düşen; “ Yarabbi dert de senden, derman da sende! Beni sendan başkasına muhtaç etme. Şifa isminle, sana yalvarıyorum. Ne olur, derdimin dermanını ver!” diyerek yine O’na yakarmak gerekiyor.

Yunus Emre’miz bakın bu durumda iken ne buyurmuş:

“Gelse celalinden cefa

Yahut cemalinden vefa,

İkiside cana safa:

Kahrın da hoş, lutfun da hoş…”

Bu şiirinin son kısnında da;

“Gerek ağlat, gerek güldür,

Gerek yaşat gerek öldür,

Aşık Yunus sana kuldur,

Kahrında hoş, lutfun da hoş.

İSTERSEN ŞÜKÜR ETME

Dertli kullardan bir kısmı ise zayıftır, hemen isyan eder, neden şükür edeceğim diye isyanlara oynar. Elindeki kadeh, yüreğindeki acılarda çare arar. Boş.

Yani istersen şükür etme, isyan etsen ne yazar. İnsan ne yaparsa kendi kendine yapar…

Değerli dostlar, Allah(cc) var, gam yok! Diyenler boşunamı diyor. Bütün bu yazdıkları bir ömrün tecrübe raflarından süzülüyor ve yazıyoruz.

Yazımı birkaç özlü söz ile tamamlayayım:

“Bu dünyada her şeyi olan da dertli, hiçbir şeyi olmayan da. William Shakespeare

Dertlerini dökecek dostları olmayanlar kendi yüreklerini kemirirler. Francis Bacon

Herkesin kendine göre birtakım dertleri vardır ama bu kiminde gramladır, kiminde kiloyla. Cervantes

Efendimiz, hastalar için şöyle dua edermiş, ona da paylaşıp bitireyim: ““Bu hastalığı gider ey insanların Rabbi! Şifâ ver, çünkü şifâ verici sensin. Senin vereceğin şifâdan başka şifâ yoktur. Öyle şifâ ver ki hiç bir hastalık bırakmasın.” (Buhârî, Merdâ, 20; Müslim, Selâm, 46; Ebû Dâvud, Tıbb, 18, 19)

Kalın sağlıcakla.