İnsan bazen yazacak konu bulmadı zorlanıyor! Öyle ya hergün yazmak için kendine toplumun önemsediği bir konu bulman gerekiyor.

Çoğu zaman gördüğümüz, duyduğumuz, yaşadığımız,okuduğumuz, izlediğimiz bir olay konumuz olurken, kimi zamanda dostlardan gelentavsiyeleri gündeme taşıyoruz.

Bu sabah arkadaşlarla çayımızı yudumlarken, ne yazayım?Diye sordum, “Haset” konusunu yaz dedi bir arkadaşım.

Mutlaka, bu konuda derdi vardır ya da bir tespiti. Bizdeişte bu nedenden dolayı, haset konusu üzerinde duracağız, inşaallah!

Haset, çekememezlik, kıskançlık anlamında kullanılır çoğuzaman ve bir hastalıktır. Kendi çevremde daha çok görürüm bu hastalığı, çocuklarda da yaygındır.

Yazılı sonuçları açıklanır, başaranlar sevinir, diğer birkısım ise onları kıskanır. Aslında bu hastalığı Rabbim, birilerine nazar edelimdiye vermemiş. Tam tersi, olumlu bir yaşam süren insanı kıskanalım da, onungibi örnek bir yaşam sürdürelim diye vermiştir.

 

DUYDUN MU KOMŞU YENİ ARABA ALMIŞ

 Bir arabaalırsınız, Allah hayırlı ve uğurlu etsin, güle oynaya, işime gücüme gideyimdiye. Nazar eder hemen hasetçi insan.

-Gördünmü Mehmet Efendiyi yine altına sıfır araba çekmiş,nerden alıyor bu paraları, şöyle bir günde biz böyle bir arabaya binemedik…Diye söylenip durur.

Kurban kesmemişseniz, nazara da aşık biriyseniz, o hasetsizi bitirir. Allah esirgesin takla atar mı sizin araba atar, çünkü nazar oldu.

Şunu söylemek istiyorum: “Hased, tedavisi mümkün olmayanen öldürücü ahlâkİ hastalıklarındandır. Hased eden kimse başkasının iyiliğineve elindeki nimetlere üzülür, hatta bu nimetlerin onun elinden gitmesini ister.Gitmediğinde üzüntüsü artar. Bu husustadenilir ki: ‘Hased öyle bir ruh hastalığıdır ki, ona hiç bir doktor çarebulamaz. Yeter ki Allah (c.c.)’ın yardımı tahakkuk etsin.' Bu nedenle hased,Müslümanın hayırlı amellerini yok eden çok çirkin bir ahlâktır.

 

KISKANÇLIK, HASETİ DOĞURUR

Yahudi ve Hristiyanlar müminlere sürekli hased ederler.Kendileri îman edip Allah (c.c.)'ın fazlından yararlanamadıkları için müminlerinRabblerinden gördükleri hayırları izledikçe hasetleri artarmış.  Böyle olunca da; “Müslümanlar aleyhineçeşitli entrika ve desiseler düşünürler. Halbuki Müslümanlar onların bukötülüklerini hiç hak etmedikleri gibi tam tersi kendileri hakkında bile iyilikdüşünürler. Kazdıkları kuyulara neticede hep kendileri düşerler.

Şu anda yaşadığımız dünyaya bakın, emperyalist güçlerinyaptıkları ya da yapacakları projelerin temelinde haset yok mu?

Sonuç olarak; Hasetçi kişi, Allah Teâlâ’nın vermiş olduğunimetin kıskandığı kimseden çıkmasını istediğinden hiçbir zaman rahat ve huzuriçinde olmaz.

 Faydalı olmayan, zararlı olan bir şeyin birinsandan uzaklaşmasını istemek, hased olmaz, gayret olur. Hani kamyonlarınarkasında;  “ Haset etme neolursun, çalışseninde olsun!” bunun için denir.

 

GAYRET

Gayret ile hasetibirbirinden ayırmak gerek.  İlmini,mal ve mevki ele geçirmek, günah işlemek için kullanan din adamından ilmingitmesini istemek gayret olur. Malını haramda, zulümde, İslâmiyeti yıkmakta,bid’atları ve günâhları yaymakta kullananın malının yok olmasını istemek de,hased olmaz, din gayreti olur. Bir kimsenin kalbinde hased bulunur, kendisibuna üzülür, bunu istemezse, bu günâh olmaz. Kalpte bulunan hâtıra, düşünce,günâh sayılmaz. Hatıranın kalbe gelmesi insanın elinde değildir. Kalbinde hasedbulunmasından üzülmezse veya arzusu ile hased ederse günâh olur, harâm olur. Buhasedini sözleri ve hareketleri ile belli ederse, günâhı daha çok olur. Hadis-işerifde, “İnsan, üç şeyden kurtulamaz, suizan, tayere(sarhoşluk hali) ve hased.

Ne diyelim, haset edenin şerrinden Allah bizleri korusun.

Kalın sağlıcakla.