2000 doğumlu çocuklar kristal ,2010 dan sonra doğanlar ise alfa çocuklardır.
(Kristal çocuk ve Alfa çocukları lütfen araştırın.)
2000 den sonra doğan çocuklar için saygısız itaatsiz denilirken birde eyvahlar çekerek dizlere vurulurak dünyayı batıracaklar tembel embesil işe yaramayan tüketici bir kesimden bahsediliyor.
Bunları söyleyenler ise bizim gibi beden işçiliği yapmış kesim.;
(Kristal çocuklar ve özellikle alfa çocuklar yeni dünyanın bireyleri onların zekaları sandığımızdan daha hızlı ve üretken lütfen onları baskılamayın onlar bizim yaşadığımız eski çağın ne zihni nede aklı.Ve onlar hata yapmaktan korkmuyor hatayı bilmiyor olmadı mı olabilir yeniden yapalım deneyelim rahat relaks tamda üretim ve yaratım(vardan oluşturma) için gerekli olan zihin yapısı.)
Bizlere; bu öğretildiği için bu yoldan geldik. Çok çalıştık bedenimiz bir yerden arıza çıkarttı aldırış etmedik ve çalışmaya devam ettik. Çünkü; başka yol bilmiyorduk. Deliler gibi işkoliktik aslında iş kolik değilsen bile çalışma hayatının gidişatı böyleydi. Hataya yer yoktu ne iş hayatında nede aile hayatında. Bu şekilde de çocuklar yetiştik hata yapmalarına müsaade etmedik. Hata yaptıklarında kah cezalandırdık! kah dışladık! yada özgüvenlerini ellerinden aldık.” Aman dur sen yapma! Elleme! dokunma! sen ne anlarsın! Şimdi, her şeyi berbat edeceksin!
bir de ses tonumuz var ki; sanki yangın çıkmış da alevler ortasında kalan bir bedenin feryadıyla sakın haa, dur! ” Çok tanıdık değil mi.? Adam yada kadın mevki makam sahibi olmuş ama özgüven yerle bir.
En çok araştırma konularından ve internete sorulan sorulardan biri şudur “nasıl özgüvenli olurum? Özgüveni kazanmanın yolları nelerdir? Özgüvenle ilgili milyonlarca yazılmış kitaplar var çoğu da sadece yazıda kalıp eyleme geçmemektedir. Özgüven kazanılır mı elbette ama bilinçli bir zihinle değil bilinçaltındaki biriken eşyaların yerlerini düzelterek. Bilinçaltına nasıl gidilir Transla meditatif haldeyken gidilebilir. Bu da uyku ile uyanıklık arasında ince bir yerdir. Teta yani REM uykusunda bilinçaltına gidilip çalışmalar yapılabilir. Bu alanda uzaman olan biri ile yapılması daha sağlıklıdır. Bu işin duayenlerinden sayın ADİL MAVİŞ ile söyleşi yaptık. (youtube ve instangram meliha ile nefes) yada (instangaram ve youtube adil maviş) (maraş tv) buralaradan ulaşabilirsiniz.
Adil maviş 1965 Gaziantep doğumlu. St.Clements üniversitesi psikoloji bölümü birincilikle bitirmiş ayrıca Gönüllü psikologlar ve eğitmenler derneğinin başkan yardımcısısdır.7 yıl önce sağlık bakanlığının getirdiği yasaktan dolayı hipno-tereapist diyemiyoruz. Oysa geçmiş yıllarda binlerce klinik psikologlarına eğitimde yardımcı olmuştur. ünlü bir sanatçıya suda doğum yaptırmıştır. Kitlelere 700 -1000 kişilik salonda kişileri transa sokmayı başarmış kişidir. Mümin Sekman Oğuz saygın Doğan cüceloğlu ali kapukaya Bülent şenyürek gibi bunlar şuan benim aklıma gelenler bu kişilerle ortak çalışmaları olmuş ve kendi yöntemlerini de bulmuşlardır. Üzüldüm! Bu kadar güzel çalışması olan insanların bir tık da olsa hak ettikleri ünvanları verilmeli diye düşünüyorum. Kendini geliştirmeye devam eden ve yaptığı işine katkı olması için 6-7 üniversite daha bitiriyor.
K.Maraş’ta da çok seminerler vermiştir. Ayrıca eğitim kurumlarının vazgeçilmez isimleri arasındadır. Sınav stresi ve yönetimi ile hem çocuklara hem de velilere ayrı ayrı seminerler düzenlemiştir.
14 tane kitabın yazarı verdiği eğitimler ve seminerlerle milyonlarca insanın hayatını iyileştirmesine vesile olmuş halende bu çalışmaları devam etmekte. Webinarlardan ücretsiz eğitim ve çalışmalar yapmasını şu cümlesiyle söyledi “ Ben ilmimin zekatını veriyorum” ne kadar derin hassasiyettir. Malımızın zekatını verirken elimiz titrerken, geçim kaynağı ilminin bir kısmını zekatım diyerek helal ederek milyonlarca insanlara ulaştırıyor. Eğitim yada çalışmaların altına vatandaş yorum yapıyor bende okuyorum arada ve kendi kendime Allah razı olsun senden ve senin gibi güzel yüreklerden diyerek Allah’ım dünyamıza hayatımızı kolaylaştıran rehberlik yapıp yol gösteren kişileri gönderdiğin için şükürler olsun diye ben de dua ediyorum. Şükürler olsun ki hayatımın kesiştiği kişiler gerçekten ilminin zekatını verenlerle dolu. yaptığım yayınlarda da bunu dile getiriyorum.
“ Hatalar senin en büyük öğretmenlerindir. Dünyada var olma amacını ararken öğrenmek içinde derslere ihtiyacın var. Yeryüzü senin okulun ve bu okulda istediğin ve istemediğin şeyleri öğreneceksin. Öğrendiklerinden çıkarttığın dersler sadece sana özel. Bu gizemli yolculuğun tadını çıkart.( mucize bilinçaltını yönet adil maviş)
Bende şunu söylüyorum hata yapacak kadar zenginim. Hata yapmak kadar doğal bir hak olamaz. Tecrübe dediğimiz çoğu şey hatalarımızdır. Bırakın çocuklarınızda hatalar yapsınlar kim bilir belkide bir hata onun dönüşüm yoludur başarı yoludur. Özgüvenli çocuklar nesiller istiyorsak hataları bir suçmuş kötü birşeymiş gibi aşılamayalım.
Hatayı görüp farketmek, almamız gereken dersi öğretiyi aldıktan sonra onu düzeltmek yada başka yol bulmak ise ehli kamil insanların yapacağı erdemliktir.
Hatasız kul olmaz orhan abimizin şarkısı ne güzeldir değil mi?
Yanlış yaptığında tövbe et diyen Yaradan’ımız var!
Yani; hata yaparsın kulum dersini al ve gerekenleri yap demez mi.?
Aklıma bir kıssa geldi uzatmadan sadece bir cümlesini yazacağım “ kim günahsızsa taşı o atsın bana”
Kimse ben hata yapmam edasına bürünmesin ki bu eda da olanlar en fazla hata yapan kişilerdir. Egoyu beslemeye gerek yok.
Sevin kendinizi hatalarınızla günahlarınızla sevaplarınızla …
Hangi halin varsa olduğun gibi kendini kabul edip varlığını onayla bu dünyada sen biricik ve eşsiz yaratılıp geldin. Kendi varlığını kabule geçip kendine değer vermeye başlayınca emin ol ki hayatında gözle görülür değişimlere şahitlik yapacaksın ve kendini sürekli kucakla güzel dostum