Halk   dilinde  hava   sanki  boş  anlamında  kullanılan  bir  kelimedir. Bazen de  boş  işleri  tarif  etmek  için  hava-  civa  gibi  sözler  kullanılır. Ama  gerçekte  hava  onların hepsinden  çok  daha önemli vazifeler yapmaktadır. Zaten havasız  yaşamak mümkün değildir. Bütün canlılar içi de böyledir. Bit ki ve hayvanat  için de  öyledir. Ben burada  belki de  hiç düşünmediğimiz  bir öneminden  bahsetmet  istiyorum  hava ile ilgili. Hava ve hava  zerrecikleri   bir   Allamedir, bir feylesoftur, Dünyada  havadan  daha  bilgili  bir  ilim  adamı  ben tanımıyorum. Belki  buna çok kişi şu anda  aman sende demiş veya  şaşırmıştır. Kısaca anlatayım. Hava dünyada ki  konuşulan  bütün  lisanları  bilmektedir, hatta hiç hata yapmadan  aynen bilmektedir. Örneğin: Bir kişi  Türkçe  konuşuyor, sana  onu  Türkçe  olarak  aynen  hatasız ulaştırıyor. Başka biri  Arapça  konuşuyor  onu da  karşıda kine  aynen  iletiyor. Bu örneği bütün diller için  vere biliriz. Öyle zaman oluyor  ki  bir anda yer yüzünde  yüzlerce  lisan da  binlerce  konuşmalar  oluyor. Bir birine  karıştırmadan  hepsini  aynı  anda  anında  ulaştırıyor. Dünyada  bundan daha  süratli  bir iletişim sistemi  belki de  yoktur. Işık  olabilir  ama onun da  bilgi kabilyeti yoktur. Hangi  ilim adamı  bu kadar  lisanı bile bilir ve ya karıştırmadan  binlerce  kişiye bir  anda  tercüme  edip  ulaştıra  bilir. Varsa  böyle bir babayiğit  çıksın ortaya  görelim. Havaya  bu kabiliyeti  veren  her şeyin  hakimi ve yaratıcısından  başkası olabilir mi?  Havaya  bu özelliği  her şeyi   yaratan ve  ona hareket  kabiliyeti  veren zattan başkası  olabilir mi? Ona o tanıma  özelliğini veren  o’nu  ve tanıdıklarını   yaratan da   odur. Yoksa anlaşmaları  mümkün değildir. Kuşların  uçması, denizde  gemilerin  hareket etmesi, okyanusların   çalkalanması , silahların, uçakların  tüm  bunların  hareketleri  ve hızları  hava sayesindedir. Hava  Yüce Yaratıcının  aynı zaman da bir emir  eridir. Tarihte bir çok   asi  ve  taği  kavimler  bir tek hava  ordusu  ile yer yüzünden  silinip  atılmıştır. Ad  ve semud   kavimleri  gibi. Zamanımızda  bazı  bu güçleri  tanımayan  veya    hakir  görenler diyorlar ki;  İşte  falan ülkenin  şu kadar  teknolojisi   var  bizi    şu kadar  zamanda  yok eder. Evet  elimizden  gelen  en modern   teknolojileri   kullanmaya  çalışacağız. Bunları kullanırken  önce Allah’ın  gücüne   dayanıp  güveneceğiz. Yoksa  elinde  patlar  seni  yakar, çünkü  ruhsuzdur. Eğer  biz  Her işe Allah diye başlarsak  başarı  mutlak olur. Gazneli  sultan Mahmut  her seferinde  savaşlar da  galip gelmiştir. Sebebini  sormuşlar. Bu başarını sırrı  nedir diye.  Cevap şu: Ben her seferimde  tüm hazırlıkları  mükemmelen  yaparım . Ondan  sonra  zaferi  Rabbimden   ister  ona güvenirim  beni galip getiren  benim gücüm değil  Allah’ın   yardımıdır diye  cevap  verir. İşte bizim  tarihteki  bütün zaferlerin  özünde  bu vardır. Bütün dünya birleşse  Allah’ın  sadece   havasına   karşı duramazlar.Dilerse bir anda dünyanın  altını üstüne  getirir. Yeter ki  bizler  samimi   kul olmasını  bilelim. Tarihe iyi  baksınlar!  Bizler  sürekli  bizlerden  kat be kat  orduları  yenmişiz. Hem de  bu günkünden  çok daha  ağır  şartlara da . Kimseden  korkmuyoruz . Biz  Allah  dersek  atılan mermi de Allah diye diye  gider. Topta Allah  der , tank ta  Allah   diye  bağırarak   gider. Uçakta, Füzede  Allah’u   Ekber  diye  tekbir  getirerek    menziline   koşar.  Rabbü ‘l   Alemine  Emanet   olun . Ahmet   OĞUZ