Bizim toplumumuzda, bütün sorunları siyasilerin ya da yönetenlerin çözmesi beklentisi olduğunun farkındasınızdır. Seçimler olur, sonra birikmiş bütün problemler siyasilerin üzerine atılır ki bu ekonomiden eğitime, ulaştırmadan, sağlığa varana kadar böyle düşünülüyor. Sonra da sorunlar çözülmeyince ümitsizlik oluşuyor ve tekrar bir seçim beklentisi ortaya çıkıyor.

Elbette seçilmişlerin halka karşı sorumlulukları vardır, meclis, bakanlar, başkan, bürokratlar üzerlerine düşeni yapacaklardır, zaten bu nedenle kendilerine oy veriliyor ve atanıyorlar; ancak halkın, sivil toplum örgütlerin, devlet memurlarının, akademisyenlerin, hatta temizlik işçisinin bile üzerlerine düşeni yapmaları gerekiyor. Ortada bir sorun varsa, bu sorun o ülkede yaşayan herkese ve her kesime aittir.

Sonra iktidarın alternatifi durumundaki muhalefetin üzerine çok önemli görevler düşmekte. Şu anda bir seçim olsa vatandaş hangi partiye oy vereceği konusunda kararsız, en azından bir kısmı böyle.

Bu durumda muhalefetin söyleyeceği sözü olmalı, sadece eleştirmekle kalmayıp, net çözümlerde sunması gerekiyor. Örneğin, eğitim konusunda muhalefet ne düşünüyor. Aynı düzeni devam ettirecek mi? İstihdam sorununu nasıl halledecek? Sağlık ve ulaştırmada, vergi tahsilatında, özellikle tarımda neler yapılacak, vatandaş bunları bilmesi gerekiyor. Hakkı da…

EĞİTİMCİLER KOLLARI SIVADI

İlimizdeki bazı eğitimciler birkaç gün önce bir araya gelerek, böyle bir arayışa girdiklerini veya girmeyi düşündüklerini, ülkemin en önemli problemleri arasında yer alan eğitimle ilgili çalışma başlatacaklarını öğrendim. Demek oluyor ki, farkındalık da yavaş yavaş oluşuyor!

Edindiğim bilgilere göre aralarında ilimizin yetiştirdiği emekli ve çalışan öğretmen ve idarecilerin de bulunacağı bir gönüllü kuruluş oluşturacakları söyleniyor.

Henüz yeni bir oluşum olduğu için isim vermek istemiyorum; ancak bu arkadaşlarımız sadece eğitim ile ilgilenecek, siyasi ve idari kurumlara da öneri raporları hazırlayacaklar, bunu basın ve halk ile de paylaşacaklarını öğrendiğimde takdir etme durumunda kaldım ve bende varım. Sadece ülkem ve Allah rızası için samimi insanlar bir araya gelmeli düşüncesi de yaygınlaşmalı.  

Duyumlarıma göre bu, Ülkem için benimde fikrim var diyen herkese bu sivil hareketin kapısı açık olacak, her toplantıda ayrı bir eğitim konusu ele alınacak, bu çalışmalar hem akademik hem de pratiğe dönük olacak. Bir yönü ile Türkiye’deki en güzel örnekler ilimize taşınacak deniyor. Bu bağlamda AB projelerinden de yararlanıp; ilk projeyi de Ticaret ve Sanayi Odamıza sunacaklarmış. Ne güzel!

İşte olay bu, kuru kuruya vatan, bayrak sevgisi olmaz, duyarlı her vatandaş bu eğitimciler gibi sivil organizasyonlar ile siyaseti harekete geçirmeli ki ülke ayağa kalksın.

Gazetecilik hayatımda hiç unutamadığım bir hatıramı da kısaca paylaşayım. Dünya genelinde konferanslar veren bir bilim insanına sordum, ülkem ne zaman düzlüğe çıkar. El cevap: “Bir gün Bertiz köylerine gittiğinde vatandaş, traktörleri ile kendi köyünün yolunu yapmaya başlamış ise işte kurtuluş o zaman başlar!

Bir zaman kimi vekillere 7 uyur lakabı takılmıştı. Bu vekillerimizden birisine: “Sayın Vekilim, sizin için 7 uyur diyorlar!” ne dersiniz diye soru yönettiğimde. Bana, seçmen uyursa, seçilen de uyur mealinde bazı sözler söyledi. Ardından da hangi sivil toplum örgütü, Ankara’ya bir proje getirdi de takip etmedik!” diye kahırlanmıştı.  

Yani olay bu, demek ki herkesi elini taşın altına koymalı. Özellikle kendini eğitimci olarak gören herkes. Başta öğretmen ve imamlar, ardından anneler, ustalar, idareciler ve siyasiler el ele verdiğinde çözülmeyecek sorun yok!

Şimdi dönüp bir de yaşananlara bakın, Türkiye’nin gündemini takip edin, iddiaları bakın, haberleri okuyun, köşe yazarlarının yorumlarına bakın. Sonra ümit var olduğunuzu söyleyebilir misiniz?

Bunun nedeni olumsuzluk pompalayanlardır! Evet her şey yolunda değil ama tüm dünyada bu böyle; yapmamız gereken ümitsizlik gazı vermek değil, ümit var olmaktır.  Bunu da ancak sorumluluklarımızı yerine getirerek başarabiliriz.

Yani toplu vuracak yürekler ki o zaman şairin ifadesi ile o toplumu top sıksanız sindiremezsiniz.

Kalın sağlıcakla.