Dünkü yazımda, MehmetBağrıaçık ağabeyimizin ümmetin yaşadığı sıkıntılarda hocaların(alimlerin) büyüksorumlulukları olduğunu, cemaate ‘hikaye anlatmak yerine, İslam’ın özünüyönelmeleri’ gerektiğini ifade ettikten sonra onun; “  Müslümanlar İslamı doğru dürüst ÖĞRENEMEDİĞİVEYA YANLIŞ ÖĞRENDİĞİ İÇİN YANLIŞ YAŞADIĞINI” görüşünde olduğunu ifadeetmiştim.  Yazımına sonunda ise bu konuyaaçıklık getirmek için yazıma devam ederek, din adamlarının gerikalmışlığımızdaki  sorumlulukları ileilgili bir yazı kaleme alacağını belirtmiştim.

Bağrıaçık ne demişti, birhatırlayalım   “ Biz İsmail’in, İbrahimi kesmek isterkenbıçağın nasıl kesmediğini biliyoruz. Zemzem suyunu , Safa ile Merveyi, ezberebiliyoruz. Ama bilmediğimiz hikaye dışında kalan, Kurbanın Kutsiyeti, Kurbanınulviyeti. Ben ne kadar nasip alacağım İslamın bu inanışından ve neleryapabileceğim, ya da neler yapamaz isem kendimi mutsuz hissedeceğim. Kendisikurban yapamayan adamın yerine kendimi nasıl koyacağım. Evine bir yıl etgirmeyen insanla etini, ekmeğimi nasıl paylaşacağım bunu idrak edebiliyormuyum? İslamın yara aldığı ve insanlığın öldüğü bir dünyada ben nasıl bir İslamanlayışındayım ki, Ne Myanmar,Arakan, Ne Sudan, Ne Yemen, Ne Umman, NeEritre,Ne Mısır, Ne Suriye, Ne Irak, Ne Libya ve daha niceleri. Hikayenindışındaki İslam nedir hocam?  NedenMüslümanlar İslam dışı davranışlarla ve İslam düşmanları tarafından birbirinedüşürülüp yok ediliyor? Çaresiz ve ezilen Müslümanların sesini diğerMüslümanlar neden duymuyor?”

BİRBİRİMİZİ DEĞİL,KENDİMİZİ SUÇLAMALIYIZ

Yazımın hemen başındaderim ki, hiç kimse kendi sorumluluğunu bir başkasına atmamalı. Ortada birgerikalmışlık varsa, bunda herkesin suçu ve günahı vardır. Ancak yine derim ki,bu sorumluluk önder bildiğimiz insanlar için daha fazladır.

Şimdi vatandaş birsorgulama yapıyor, dinin özünü anlayamadığımız için de bölündüğümüzü, kan vegözyaşı içinde kaldığımızı ve bunun bu hale gelişinde de dini konuların hikayekısmını anlatacağınıza özünü anlayalım diyor. Haklı mı haklı, peki karşılıkveren hocaefendi ne yapmalıydı, savunmaya geçmek, sorumluluğu kabul etmemekyerine, hatta bu konuyu telefonla konuşmak yerine, Sayın Bağrıaçıkla açıkhavada bir çay içip, onun kafasındaki sorulara açıklık getirmeli, ikna etmeliyidi.Bu birinci mesele

EVET HOCALARIN SORUMLULUĞUVAR

Okuyucularım hatırlar,Müslümanların Geri Kalmışlığının nedenleri ile ilgili geçtiğimiz ay içinde 6köşe yazısı kaleme aldım. Şekip Aslan’ın aynı adlı kitabını da kaynakgösterdim. Şimdi aynı kitabın 156. Sayfasından Tunuslu HayrettinPaşa’nın(1810/1889)bu konudaki döşüncelerini kısaca yazayım, sonra konuyabağlayayım.

Hayrettin Paşa der ki;“Eğer Hıristiyanlık, dünyevi ilerlemeye sebep olsaydı, Papalık devletininAvrupa’nın en geri değil, en ileri devleti olması gerekirdi. Böylece diyebilirizki, müslüman memleketler, Avrupa’nın ilerleme nedenelerini benimseye çalışmaklaHırıstiyanlığı benzemiş olmaz…İslahat gereklidir…

Adalet ve hürriyet buikisi devletin temelini oluşturur.

Geri kalmışlığımızın sorumluluğuise müslümanlarındır.(s159)1); “Müslümanların geri kalmışlığına gengel olanşeylerin en mühimlerinden biri de birbirlerine zıt şu iki taifeninbulunmasıdır.

1)Dini bilip, dünyagerçeklerini tanımayan din adamları.Bu tipler, yeni gelişmelere kapalıdır.(Dikkatedin, bütün hocaefendileri sorumlu tutmuyor.)  

2) Dünyayı bilip de dinitanımayan siyayet adamları. Bunlar da dini hiç dikkate almadan, Avrupanizamlarını her şeyi ile kabul etmek isterler…

Konu uzun, şöyletoparlayalım. Bir zamanlar Hırıstiyan dünyası mezhep savaşlarına girmiş, ilmigelişmelere önem vermemiş, çalışmamışlar, cehaletin sonucu olarak gerikalmışlardı.

İslam dünyası ise ilimfarzdır, ilim Müslümanın yitiğidir, Müslümanlar birbirinin kardeşidir, insaniçin ancak çalıştığının karşılığı vardır bilinciyle hareket etmiş, müslümanlarbaşarının sırrının çok çalışmadan, kötü alışkanlıklardan uzak durmak olduğu  bilerek hareket etmiş, büyük imparatorluklarkurmuşlardı. Şimdi başsız kaldık. Kalp boş, zihin boş, çırpınıp duruyoruz.Umutsuz değiliz, birbirimizi suçlamak yerine, aramızda selamı yaymamızgerekiyor. Yani ortak kalp, ortak zihinle, Allah için çalışıp, kendigünahlarımızı yenmeyi bilmeliyiz. Zira kendi iç mücadelesini yapamamışinsanlar, dışarda cihad yapamazlar.