Allah  Rasül’ü  buyuruyor: “Namaz  Dinin direğidir”. Kim namazı terk ederse; yani namaz kılmassa dinin direğini yıkmış olur.Direği yıkılan bir binanın ayakta durması her halde mümkün olamaz.Ondandır ki ;Namaza çok önem verilmiştir.Namaz kılmayıp ta; sen benim kalbime bak diyenler sadece kendini avutmaktan başka bir şey yapmış sayılmaz.Yine bu konuda Allah Elçisi: “ Namaz ; benim gözümün nurudur” buyurmakla önemine vurgu yapmaktadır.Bu konu çok uzundur, ben özet olarak kısa başlıklar olarak vermeye çalışacağım. Namaz,Yüce Allah’ın mü’min kullarının önüne serdiği zengin bir ziyafet sofrasıdır.Namaz, mü’minin Miraç’ı kalbe imansızlık  zehri akıtan mikropların öldürücü ilacıdır.Namaz, kıyam ,kıraat,rüku,secde,tesbih,hamd ve selam gibi her bir başlı başına birer ibadet olan seçkin kulları da   içine alan  bir ilahi şenlik bahçesidir.Namaz,Hz, Adem’den son peygamber ve en sevgili Allah’ın kulu Hz. Muhammed’de(sav) kadar bütün peygamberlere ve onların vasıtası ile dünyanın ilk gününden kıyamete kadar var ola gelmiş ve var olarak gidecek olan bütün insanlara bildirilmiş  bir Allah emridir.Namaz,” mü’min kulun evi önünde akan coşkun bir nehirdir ki ,O mü’min günde beş defa o nehre girip bu nehrin temiz sularında yıkanan, arınan bir insanda kir kalmadığı gibi,günde beş vakit namazı kılan insanda da günahtan hiçbir eser kalmaz”, diye ifade edilmektedir.Namaz, Kur’an-ı n Kerimin dili ile kulun Allah’a seslenişi ve Allah’ın hoşnutluk, rahmet ve nimet göndererk kula cevap vermesidir.Namaz,secdede kulu toprakla aynı hizaya getiren,rüku da Allah’ın huzurunda boyun eğdiren ,Kıyamda  başı dik olarak ayağı üzerinde doğrultan ve böylece insan oğluna hem tevazuu, hem hürmeti, hem de yerine göre  Rabbine boyun eğmeyi öğreten mükemmel bir ahlak dersidir.Namaz,dünyalık bütün arzuların aldatıcı kapılarının yüzüne kapandığını görerek ümitsizliğe düşen, dayanılmaz sıkıntıların içinde kıvranan ve gönül huzuru elden gidenlerin yüzüne açılan bir ümit, ferahlık kapısıdır.Allah’ın dergahında her türlü fani kederlerin silindiği yüreklere fısıldanan ilahi bir sesleniştir.Namaz, amel defterlerinin en uzun sevap satırları ve amel terazisinin iyilik kefesine konulacak en ağır mükafat kaynağıdır.Namaz, sırat köprüsü boyunca mü’minin elinden tutan en sadık yoldaşıdır.Namaz, can verirken ve mezar toprağı içinde sahibine ışık saçan sadık bir arkadaş olacaktır.Namaz, kıyamet günü , insanın başına değecek kadar yaklaşan güneşin, başlara ateş yağdıracak, seller gibi terler kacak olan bir günün kaynar sıcağından ve Allah’ın ARŞ gölgesinden başka gölğenin bulunmadığı b ir sırada mü’mini ARŞ’IN gölgesinde gölgelendirecektir.Namaz,kilitli cennet kapılarının anahtarı ve tükenmez cennet nimetlerine karşılık kulun Allah’a sunduğu bir şükran belgesidir.Namaz, kulun ayağının kötülüğe gitmak isteyen ayağının bağı, eğriliğe uzanan elin kelepçesi, yalan ve haksızlığın söylemek isteyen dilin kilidi ve çirkin arzuların meyleden kalbin engelidir.Namaz, zengin-fakir, alim-cahil , genç – yaşlı , bütün mü’min cemaatin yan yana ve aynı hizada saflar halinde bir araya getirdiği için her sınıftan insanları bir birine kaynaştırıp omuz omuza getiren , kardeşlik ve birliğin kurulmasına vesile olan,sıfat ve rütbeleri ne olursa olsun bir birinden farkı olmayan eşit bir şekilde saf tutan bir olan Allah’a kul olduklarını ispat eden en güzel bir kulluk senfonisidir. Namaz kılan bir mü’min Allah’ın huzurunda olduğunu bilmesi Allah’ın hoşnutluğundan başka hiçbir endişe ve fikir taşımamalı,kafasını ve gönlünü dünyalık hiçbir şeyin işgal edip kalp huzurunun bozulmasına meydan bırakmamalıdır. Cenab-ı Hak cümlemize böyle namaz kılmayı ve namazın kıymetini bilmeyi nasip eylesin. Yüce Yaratıcıya emanet olun.