Turizm, eskiden beri bacasız sanayi olarak değerlendiriler.  Kentin esnafları başta olmak üzere bu girdiden herkes yararlanır.  Kahramanmaraş’ımızda turizm gelirlerini artırma adına, birşeyler yapmayı çalışıyor ama benim gördüğüm henüz sonuca yönelik bir gelişme olmadığıdır… Hafta sonu çocuklar Ilıca Kaplıcalarına birkaç günlüğünü seyahat yaptılar, dönüştü neler yaşadıklarını anlatırken, Sevgili Dostum Hulisi Özger’in tesislerini yenilediğini, çok güzel havuzlar yaptğını, hafta içi pek kalabalık olmadığını ancak hafta sonları dolduğunu belirterek, Ilıca’ya çevre illerden çok sayıda insanın geldiğini söylediler. Tabii bizim Maraşlılardan başka beldelere gidiyorlar, oysa önce Maraşlılar Ilıca’ya sahip çıkmalı, özellikle burasının tanıtımını yapmaları gerekir. Sosyal medya üzerinden bu çok daha başarılı olur, herkes bir resim ile Ilıca’nın güzelliklerini yazabilir. Ilıca gerçekten harika bir tatil beldesi, özellikle havası, doğal yiyecekleri, yayla turizmine uygun oluşu orasının bir ayrıcalığıdır. Burada barajdan, çevre köylerinden ve yaylalarından yararlanılabilir v.s. Öncelikle bu beldeye yatırım yapan tesis sahiplerini kutlamak gerek, başta da tabi ki Özger kardeşleri, herkes farklı alanlara yatırım yaparken onlar, turizm gibi geleceği olan bir alana yönlendiler. Zaman zaman zorlandıkları dönemler oldu, inşallah bundan sonra güzel günler onlar için olacak diye düşünüyorum.   ŞEHİRLER İÇİN TURİZMİN ÖNEMİ Kentler için turizm çok önemli dedik, neden?  Bakınız Sosyo-ekonomik yapılarından dolayı kırsal yöreler kentlerin göstermiş olduğu gelişme hızını yakalayamamıştır . Büyük kentlerde daha önce çekiciliklerinden dolayı kentten kırsal yörelere doğru sürekli insan hareketliliğine neden olmakta, bunun sonucunda zamanla Ilıca gibi beldeler, nefes alınacak yöresel olarak görülmekte. Ilaca beldemizde şifalı suyun çok olduğunu biliyorum. Hatta bir ara burada araştırma yapan bir mühendist, Eski Valimiz Saim Çotur’unda bulunduğu bir mekanda, “Efendim Ilıca’nın altı deniz kadar zengin şifalı sularla dolu. Kahramanmaraş’a bile yeter!” demişti. Diyeceğim şu ki, Ilıca beldesi zamanla gelişecektir. İnsanlar şehrin gürültüsünden uzaklaşmak, doğa ile başbaşa kalmayı arzuluyor.   KENTİMİZ MARKA OLACAKSA Köylerinde sabah kahvaltısı yapılacak, dağlarında yamaç paraşutu sporu düzenlenecek, barajında tekne gezintisi yapılabilecek bir doğa turizm merkezi haline getirmek gerekiyor Ilıca’yı. Tabi bu bir vizyon meselesidir. Öncelikle yerel halka bunlara anlatmak ve kendilerine getirisinin ne olacağı belirtilmeli. Diyeceğim şu, Kahramanmaraş’ın turizm değerlerini iyi bilenlerdenim. Bu kent keşfedilmeyi bekliyor ancak heyecanı olacak ellere teslim edilmeli. Çalıştay’da alınan kararlar Ankara’da takip edilmeli. Bunun için sivil toplum örgütleri  harekete geçmeli. Bir zaman Ticaret ve Sanayi Odası Eski Başkanı Mehmet Balduk döneminde bunlar yapıldı ama sonu gelmedi. Marka kent sürecine dahil edilen  bir kent olmak istiyorsak, turizmden daha fazla pay almak istiyorsak, yeni yatırımlar gerekli.  Marka kent sürecinde ortaya çıkacak maliyetlerin nasıl finanse edileceği sorunu muğlak ve tartışmalı, bunlar oturulup konuşulmalı. Ekonomisi pamuk ipliğine bağlı olan ilimiz de yatırımcılar farklı sektörlere yönlendirilmeli. Kent merkezlerinin yaşanabilir olmakdan çıkması ile birlikte Maraş gibi illerde turizm işletmelerine ve tesislerine ihtiyaç var. Oteller yavaş yavaş artıyor ve bildiğim kadarı ile doluluk oranı da yüksek. Ulaşım sorunumuz da şimdilik yok ki hızlı tren gelirse bu daha da güzel olacak. Bu faktörlerin farklılığı, kentleri birbirinden ayırır, tanımlar, özgün kılar ve kente kimlik kazandırır. Ahirdağına yapılacak bir teleferik ve beraberindeki moteller zincirleri yayla turizmi için ihtiyaçtır. Bu konuda yazılacak ve söylenecek çok sözümüz var. Kalın sağlıcakla