İlmi olmayan bir cahil, uçurumun kenarında gözleri kapalı yürüyen birisidir. Onu kandırmak çok kolaydır.’‘Ahlakı olmayan, hele iyi bir aile terbiyesi almamış olan, diken gibidir. Bir işe yaramaz, kimseye de bir faydası olmaz.’‘Edepsiz adam ise kokmuş leş gibidir. Kimse onunla olmak istemez.’ ‘Kuvvet keskin bir kılıçtır. Onu tutan el kötülükte yapar, iyilikte… Kuvveti elinde tutanda ilim, ahlak ve edep varsa o kuvvetten kimseye zarar gelmez.’ Bu özlü sözleri Bediüzzaman’ın şu sözü ile taçlandıralım: “İlmi elinde tutan, kuvveti de elinde tutar.” Prof. Dr. Ata atun “ABD’nin yeni silahları” başlıklı bu manada harika bir yazı kaleme aldı. Amerika Birleşik Devletlerinde İleri Savunma Araştırma Projeleri Dairesi (The Defense Advanced Research Projects Agency), kısa adı DARPA olan bir kuruluş var… DARPA Amerikan Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri için zamanımızın ötesinden gelen akıl almaz buluşlara imza atıyor ve Amerikan Ordusunun kullanımına sunuyor. Bu yıl 11 Mayıs tarihinde Pentagon’un bahçesinde 60’dan fazla buluşunu gazetecilere, üst düzey askeri yetkililere ve devlet için çalışan şirketlere tanıttı, farklı farklı projelerin durumu ve geliştirme aşamasındaki farklı yerleri hakkında da detaylı bilgi verdi. Her zaman yaptıkları gibi tamamen akıl uçuklatacak buluşların tanıtımını yaptılar Pentagon’un bahçesinde. Evimizde ve günlük hayatımızda kullandığımız birçok alet ve teknoloji, GPS, bilgisayarın birçok parçaları ve hizmeti, Fare, grafik arayüzler ve internet hep DARPA kökenli. Savaş teknolojisinin her yönünü geliştirmeyi amaçlayan
DARPA teknisyenlerinin ve icatçılarının üzerinde çalıştıkları projeler kara operasyonlarından, su altı ve su üstü deniz harekatlarına, hava saldırılarında siber savaşlara kadar her şeyle ilgili. Bu teknolojinin bir kısmı, düşmanın tahmin edemeyeceği projeler olduğunda “Sürpriz Tohumları” olarak adlandırılıyor. Beyin fırtınası ekibinin çoğunluğu uçuk kaçık düşünenlerden oluşuyor. Akıllarına ne gelirse ortaya atıyorlar, mantığa biraz yakın olanın üzerinde mühendisler ve teknisyenler çalışmaya başlıyor. Kertenkelelerden esinlenerek üretilen düz ve dikey duvara tırmanmaya yarayan malzeme çok ilginç. Yapıştır malzemeyi tırman gökdelene. “Geekskin" projesi adını, geko ya da ev keleri olarak bilinen ufak bir sürüngenden almış. Gerçekte İngilizcede, “Geekskin” diye bir kelime yok. Bunu da DARPA kendisi uydurmuş. Program kelerlerin ve örümceklerin biyolojik sistemlerinin sentetik olanını üreterek insanların ağır askeri teçhizatla tırmanma yeteneklerini arttırmayı hedefliyor.
Sentetik olarak üretilen yapışkanlar, kelerlerin dikey ortamlarda kolaylıkla yürümesinden ilham almış. Geekskin, sert bir kumaş ve kauçuğa benzeyen bir madde ile birleştiğinde yapışkanlığı daha da artıyor. Cama başparmağın üzerine basılması ile yapıştırılan 1 santimetrekarelik küçük boyda bir Geekskin, 3 kg ağırlığı taşıyabiliyor. 50 santimetrekarelik, yani 5 x 10 cm.lik bir insan eli boyutundaki parça 150 kiloluk bir insanı rahatça taşıyor.
Askerlerin beynine yerleştirilecek bir çipin peşindeler günümüzde. Hedefleri savaşta kafasından yaralanan bir askerin hafızasında ne varsa çipe kaydetmek ve yaralandığı veya da unutkanlığın başladığı anda da gerekli hafıza kayıt bilgilerini çipten almak. Bunun tabii, sivil yaşamda da çok yoğun bir şekilde kullanılacağı, özellikle Alzheimer hastalarında ve -bilim adamları ile her sınıftan insanda başlayan- hafıza kayıplarında kullanılacağı kesin. Özellikle de bilim adamlarından yapılacak kayıtların herhalde pahası biçilemeyecek. Elli veya altmış senelik çalışma, araştırma, deneyim, bulgu ve bilgi çipin içine kaydedilecek veya da depolanacak, istendiğinde de insanlık için kullanılacak.”
BİLGİ EDEP MEDENİYETİ İslam dünyası ise maalesef son üçyüz yıldır, böylesi derin araştırma ve incelemelerde yok gibi. Türkiye’de kaç bilim adamı var? Sayısı çok yüksek ama bunlardan kaçı acaba bir buluşa imza attı? Doğrusu ben merak ediyorum. Birde takdir yazayım, KİPAŞ’ın kurşun geçirmez kumaş çalışmasını alkışlıyorum. Ar-Ge çalışmaları sürmeli. Bence üniversiteler birbirleri ile bu konuda yarışmaları gerekiyor. Tıptan, uzay bilimine kadar bizde eğitim sistemimizi gözden geçirip, yavrularımızı yeni buluşlar yapmaya yönlendirmeliyiz. Bu konuda ilkokul öğrencileri bile yarış halinde olmalı. Biz ilk emri ‘oku’ olan bir medeniyetin çocuklarıyız. İlim bizim yitiğimizidir ve nerde bulsak almamız gerekiyor. Ama bir el bizi uyutuyor. İşte artık o ele de dur deme zamanı gelmiştir. Milli bir eğitim sistemi oluşturmalı. Öğretmen yetiştiren kurumlar, müfredat başta olmak üzere eğitimde de diriliş başlatmalıyız. Unutmayalım insana yatırım yaptığımız zaman gerçek diriliş olacaktır. Kalın sağlıcakla.