Kur’an-ı  Mübin de  Yüce Yaratıcı; “Bilenle bilmeyen bir olur mu, gece ile gündüz bir olur mu” gibi ifadelerle ilmin önemini anlatmaktadır. İlmi öğrenirken ; kaynağından ,işin uzmanından, gerçek bileninden tahsil etmek gerekir. Yoksa yarım hoca dinden, yarım doktor da candan hesabına düşmüş oluruz. İlmin menbaı, kaynağı başta Kur’an, sonra o’nun Müfessiri ve tepliğ edicisi, Kainat’ın efendisi Hz. Peygamber (sav) dir. Daha sonrada o’nun yolunu takip eden, Müfessirler,Müctehidler ve İlim damları. İlim öğrenmenin gerçek yolu ve faydası ilim öğrenen kimse ötekinden, berikinden bilgi dilenciliği  yapmaktan kurtulur.Bu gibi kimseler edindiği bilgiler hakkında fikir yürütebilir.İlim sahibi olan kimse, diğer bilgi sahiplerinden de istifade ederek bilgisini genişletir. Bu bilgi birikimi ile etrafına ışık tutmaya başlar. İşte böyle bilgi sahiplerinin ışığından hem kendi, hem de etrafındakiler faydalanır. Bilgisi ile başkasına yol gösterip  de kendi amel etmeyen ilim adamı , sayfaları bilgilerle dolu olan, fakat bunlardan habersiz olan kitaba benzer. Başka bir tabirle; “Kitap yüklü merkep gibidir.” Çevresine ışık saçan fakat kendi ışığından istifade demeyen kimse gibidir. Şimdi burada Öğretmenin ve hocanın önemine gelelim. Öğretmenin talebesi kendi evladı gibidir veya öyle kabul etmelidir.Yoksa istenilen amaca ulaşmak zor olur. Allah Resul’ü bu konuda ; “Ben sizin için evladın babası gibiyim” buyurmaktadır. Ondandır ki hocanın hakkı babanın hakkından daha büyüktür. Neden büyüktür; Çünkü ilim adamı veya hoca verdiği bilgilerle kişinin hem dünya hayatını hem de ahiret hayatını kurtarmaya çalışıyor. Bundan daha büyük bir vesile olamaz. Büyük İskendere sormuşlar; “ sence hocan mı,yok sa baban mı daha değerlidir” dediklerinde hocamdır diye cevap vermiştir.Nasıl ki evlatların babalarına karşı saygıda kusur etmemeleri, onlara karşı kin ve düşmanlık duyguları beslememeleri en tabi babalık hakları ise, talebenin de hocalarına karşı saygılı olmaları hocalık hakkı, hatta mü’minlerin islamiyete karşı saygı duymaları bu borcun gereğidir. Gerçek ilim adamı topluma yol gösterdiği ve faydalı olduğu sürece değer kazanır. Yoksa yanlış istikamete sevk eden kendisi de çıkmaz yoldadır, toplumu da uçuruma sürükler. Özellikle zamanımızda; Kimileri ben mezhep falan tanımam, kimileri şefaat falan yoktur gibi fitne kokan laflar ediyor. Bu zaman kadar vardı da son zamanlarda mı yok oldu.Bu zamana kadar gelen bilginler, ilim adamları bunları kabul etti de yeni türeyen hocalar yoksa yeni bir yol mu buldular da , insanları bu yöne sevk etmeye çalışıyorlar.Rabbim ahir zaman fitnesinden tüm inananları muhafaza eylesin. Kainat’ın sahip ve yaratıcısına emanet olun.