İslam inancının ve özellikle de ibadetlerin; ahlaki, ve insani; insan üzerinde çok büyük fayda ve yüksek faziletleri vardır. Günde beş defa belli vakitlerde namaza durmak; yılda bir ay suğuk sıcak demeden; yılın uzun ve kısa zamanlarında oruç tutmak; nefsin büyük arzularına karşı direnmek; canı gibi sevdiği malını hiç karşılık beklemeden fakir – fukaraya vermek önemli ibadetlerden bazılarıdır.Bunları seve seve yapan bir insan; nefsin heva ve hevesini kırarak Allah’a halis bir kul olur.Dünyevi metaların değil, sadece Allah’ kul olduğunu ispatlamış olur. Böyle olan bir kulun arasına başka hiçbir şey giremez.İşte böyle bir kul hem Rabbi yanında hem de insanlar yanında saygın bir kul olarak hürmete layık bir makama ulaşır.Her insanın canı, malı, namusu bütün insani hakları mukaddesttir.Bunlardan birine tecavüz eden Allah’ın haklarına saygısızlık etmiş sayılır.Bunun içindir k ,Allah’ın buyruğunu tutan ve Allahtan korkan bir Müslüman, insanların hak ve hukukuna riayet eder, insanlığa ve topluma faydalı bir elaman olur. Açıkçası namaz ve İslam’ın emretmiş olduğu bütün ibadetler ahlakı yükseltir; Kalbi ve ruhu temizler; insanlar arasın da intizam ve temizlik fikrinin canlanmasını sağlar, şefkat ve merhamet duygularını güçlendirir. Kardeşlik ve beraberlik duygularının gelişmesine yardımcı olur.Yani insanı insanlık şuuruna eriştiren ibadet, onu nefsin sürüklemek istediği süfli ve aşağılık yaşantılardan çekerek, saf, temiz ve ulvi, yüksek hayata kavuşturur.Bu da insan için en büyük bahtiyarlık, en büyük rütbe ve şereftir.Netice olarak İslam’ın ortaya koyduğu prensipler dünyada ve ahirette insanın mutlu olması içindir. Yoksa haşa Allah’ın bizim ibadetimize ihtiyacı yoktur. Bizler her hal’u karda ona muhtacız. Zaten aciz olmamızda onu göstermektewdir. Onu için Bediüzzaman:”Acizim aciz olanı istemem, Faniyin fani olanı istemem; fakat bir yar-ı baki isterim”.Fani olana gönlünü bağlama, bur da kalır. Baki olana bağlarsan bekaya yönelir ve baki meyveler verir.İşte ibadetlerin ve tüm iyiliklerin gayesi dünya olmamalıdır.Biz ücretimizi zaten almışız.Mükemmel bir vücut , sağlıklı bir yaşam dünya için kafidir. Bu nimeti ahirete nasıl yönlendiririz ve bakileştiririz önemli olan püf noktası burasıdır.Bizim vazifemiz kulluktur, mükafatı ve cezayı verecek Yüca Allahtır. “ El baki hüvel baki” yani baki ve ebedi olan sadece Allah tır. Biz vazifemizi yapalım o’nun vazifesine karışmayalım.” Mevla görelim neyler neylerse güzel eyler” diyelim ve kendimizi onun şefkat eline bırakalım. Allah boynumuzu kendisinden başkasına eğdirmesin inşallah. Kainat-ı Halıkına emanet olun.