İnsan canlılar arasında en mükemmel bir surette yaratılmıştır.Bütün azalarını tam olarak kullanan tek canlıdır. Konuşa bilen, göre bilen,duyabilen,eğilip büküle bilen hatta ağlayıp güle bilen bir canlıdır.Bu özelliklerinden dolayıdır ki ; kendisine bazı önemli görevler tevdi edilmiştir.  Öncelikle kendisine bu özellik ve güzellikleri veren yaratıcısına karşı yapması gereken görevleri bilip yerine getirmek en başta gelen vazifesidir. Kendisine verilen bu nimetlere karşı ona gereken tazim ve saygıyı göstermek öncelikli ödevidir.En azından ona bir teşekkür borcu olarak tazim ve hürmet göstermesi gerekir.İşte vazifesini bilen ona tazimde kusur etmeyen bir kul cennete ehil bir vaziyete hak kazanmış olur.Onu tanımayan , asi olan,isyan eden ,yaratılışına uygun hareket etmeyen de cehenneme ehil bir duruma düşer. Ahsen-i takvimde iken esfele safiline girmeye hak kazanmış olur.Ancak Allah’a tazimde kusur etmeyen ve güzel ameller işleyenler kurtuluşa erenler zümresinden olacaklardır.Ondandır ki Kur’an-ı Kerim; ehl-i imanın ölmesinden bütün kainat üzülür, bir nevi ağlar( Çünki imanlı bir kişi bütün kainat’ın Allah’ın bir sanatı olduğu ve onunda görevli bir mahluk olduğunu bilir) ona göre vaziyet alır.Ama inkarcı kişi hep Allah’ı hem de onun mahlukatını bir nevi inkar ettiklerinden onun ölmesinden üzülmezler,hatta menmun olurlar.Çünkü arz ve sema onlardan rahatsızdır.( Fema beket aleyhimüssemavati vel arz) ayetini bediüzzaman şöyle  açıklamaktadır.”Ehl-i dalaletin ölmesi ile , semavat ve zemin onların üstüne ağlamıyor.muhalif bir mana ile ;Ehl-i imanın ölmesi ile , dünyadan gitmesi ile , semavat ve zemin onların üstünde ağlıyor.” Yani ehl-i dalalet , madem   semavat ve arzın vazifelerini inkar ediyor.Manalarını bilmiyor. Onların manalarını ıskat ediyor.Sanilerini,yaratıcılarını tanımıyor.Onlara karşı bir hakaret, bir adavet,düşmanlık ettiğinden, semavat ve zemin ağlamak değil , onların gebermesi ile menmun olur.Başka bir mana ilede,semavat ve arz  ehl-imanın ülmesi ile ağlar.Çünkki onlar semavat ve arz ın vazifelerini bilir.Hakiki ,hakikatlarını tastik ediyor.Onların ifede ettikleri manaları iman ile anlıyor.Müslüman, iman ehli semaya ve arza baktığı zaman” ne kadar güzel yapılmışlar, ne kadar güzel hizmet ediyorlar”diyor.Onlara layık kıymet ve ihtiramı gösteriyor.Cenab-ı Hak hesabına onlara ve ayine oldukları esmaya ,Allah’ın isimlerine muhabbet ediyor.İşte bu sır içindir ki,semavat ve zemin, ağlar gibi  ehl-i imanın zevaline ,ölmesine mahzun oluyor.Hatta bazen halk arasında  falan kimse vardı ya , çok iyi bir insandı o ölünce yağmur yağdı diyorlar,  gibi sözleri zaman zaman duymuşuzdur.Demekki onun ölmesiyle sema bir nevi üzülüyor ağlıyor.Sonuç olarak Allah’ı tanımak o kadar güzel sonuçlar meydana getiriyor.Ama bunun tersi tanımamak ise çok kötü sonuçlar ortaya çıkarıyor.Ne mutlu  onu tanıyıp kulluk vazifesini ifa edenlere, yazıklar olsun onu tanımayıp isyan edenlere.Kainat’ın sahip ve yaratıcısına emanet olun.