Müslümanın asli görevlerinden biride insanların ayıplarını araştırmamak, hatta istemeyerek bir sırrına vakıf olsa bile onu örtmeye çalışmak, her mü’mi nin beşeri ve toplumsal görevlerinden önemli bir husustur. Böyle davranmak; Peygamberi bir ahlak’ın gereğidir.Toplum bu önemli kurala uymakla daha huzurlu bil hale gelir. Bazı İslam alimleri; “İnsanda ayıptan başka bir şey görmeyene binlerce ayıplar olsun demişlerdir.” İnsanlarda ayıp ve kusur aramak , onların eksiği ile uğraşmak yerine; “ kendi eksik ve kusurlarımızı görüp onları düzeltme yoluna gitmemiz daha İslami bir davranış olacaktır.” İnsanın kendi kusurunu görmesi, Allah’ın ona bir merhameti ve lütfudur. Onu içindir ki ; İmam-ı Gazali H.z ri “ Allah kuluna bir iyilik dileyince ona kendi kusurlarını gösterir. Görüşü keskin olan kişiye , kusuru gizli kalmaz. Kusur bilinince tedavisi kolay olur. Fakat insanların çoğu kendi kusurunun farkında değildir. Kardeşinin gözünde ki çöpü görür, kendi gözünde ki odunu görmez.” Diye ifade etmektedir. Şeyh Sadi de bu konuda ne güzel söyler: “ Şunu bil ki, bu dünyada başkalarının hep iyi taraflarını görenlerin, yarın mahşer günü Allah onların kusurlarını görmezlikten gelir. Ey akıl sahibi ! Gül, dikenle beraber bulunur. Senin dikenle ne işin var ? Gülü demet yap. Eğer tabiatında daima kusurları görmek varsa tavus kuşunun bir nevi çirkin olan ayağından başka bir şey göremessin. Demektedir. “Her kim, bir Müslüman kardeşinin ayıp ve kusurlarını, kimsenin görmediği ve görmesini istemediği şeylerini örterse, Allah ta onu kıyamet gününde ayıplarını örter. Her kimde, Müslüman kardeşinin ortaya çıkmasını istemediği bir şeyini ortaya çıkarır ve dile verirse, Allah ta onun eksik ve kusurlarını ortaya döküp insanlar arsında rezil eder. Allah o kişilerin kimsenin bilmediği ayıp ve kusurlarını ortaya çıkarır.”( H.şerif.) . Bizler başkalarında ayıp ve kusur olarak gördüklerimizi ortaya dökmedikçe Settar olan Allah ta bizlerin eksik ve kusurlarını ortaya döküp insanlar arsında zelil ve hakir hale getirmez. Cenab-ı Hak tarafından hoş görülmek, affedilmek, bağışlanmak istiyorsak öncelikle biz başkalarına karşı hoşgörülü, bağışlayıcı ve affedici olmalıyız. Gönüllerinde gerçek Allah sevgisi ve muhabbeti taşıyanlar, affetmeyi ve kusurları örtmeyi seven kişilerdir. Yüce Yaratıcı, Kur’an-ı Mübinin de : “ Güzellikle çirkinlik , iyilikle kötülük bir olmaz. Kötülüğü en güzel bir biçime sav. O zaman görürsün ki seninle arsında düşmanlık bulunan kimse, sıcak bir dost oluvermiştir.” Buyurur. ( Fussilet Suresi 34). Onu için kişi önce kendi ayıp ve kusurlarını görüp onların ıslahına çalışmalıdır. Esas erdemlilik buradadır. Başkalarını kusurları ile meşgul olan kendi ayıp ve kusurlarını göremez. İşte esas manevi körlük buradadır. Kanuninin şöyle güzel bir sözü var. Onunla bu konuya hatime verelim. “ Kimsenin ayıbını kılma zinhar aşikar, Günde yüz bin ayıbın örterken İlahe’l- Alemin” Yani; Kimsenin ayıbını sakın açığa çıkarma, her gün yüz bin ayıbın örtüyor Alemlerin İlahi. Demiş ve ne güzel demiş. Kainat’ın Sahip ve yaratıcısına emanet olun. Hayırlı Ramazanlar dileklerimle.