Okurlarım dün kaleme aldığım, “İnsanlığa Çağrı-1” başlığıyla kaleme aldığım yazımı hatırlarlar. Kadim dostum İbrahim Gülsu kardeşimin kaleme aldığı yazısından yola çıkarak, kapitalizmin insanlık üzerindeki oyunlarını ve mazlum milletlerin çektikleri acılar ve yoklukları dile getirmiştim.
Bugünkü yazımda yine aynı konuya devam edeceğim. Dünyada otuz sermaye sahibinin, dört milyar insanın servetine denk olmasının düşündürücü ve adil bir paylaşım olmadığını belirten yol arkadaşım, şöyle bir tespit daha yapıyor. “Bir avuç kapitalist, Siyonist sermaye sahibi her türlü borsa, altın oyunlarıyla insanlığa zulmediyor, insanlığa kıyamete zorluyor! Böyle bir dünyada milletlerin istiklalinden ve istikbalinden söz edebilir miyiz?
Dünya, ahlaki, acıma duygusu, merhameti olmayan ‘batı medeniyetinin’ kültürünün, silahsız saldırısı ve işgali altında. İnsanlık, tabiatına uymayın ahlaki bir çözülmeyle, bunalımla, zihinsel köteleştirmeyle, mankurtlaştırmayla karşı karşıya. Batı insanlığın kalbine, beynine fitne tohumları ekiyor.
Bugün insanlık adına; can, mal, akıl, nesil emniyetinden milletlerin istiklalinden söz edebilir miyiz?
Son bir cümle daha alıntı yapıyorum. “ Dünya insanlığı, cani, batıl, acımasız, merhametsiz; her şeyi sömürmeye , bozmaya ayarlı, ahlaki kaygısı olmayan Batı Medeniyet’ni terk edilemez!”
Eyvallah. Hocam haklı mı? Kesinlikle.
NASIL YAPIYORLAR?
Bu ciltlerce kitaplarla ancak anlatılabilir. Derinliği, yüksekliği ve eni olan. Hatta çok boyutla bir sorun. Paraya hakim olan, herşeye hakim olur, mantığından yola çıkan bu güçler. Sadece Türkiye üzerinde değil, ABD ve batılı ülkelerin yanında, diğer dünya milletleri üzerinde de etkilidirler.
Çünkü parayı(kağıt) basıp herşeyi alabildikleri bir sistem kurmuşlar. Hatta yeni dünya düzeninde, sanal para ile bu işi yapmaya başladılar bile…
Evet, bu güce kimisi üst akıl diyor, kimisi para babaları…
Her neyse, konuya girelim, zihinlerdeki sorulara cevap arayalım. Dediğim gibi bu aileler, tüm dünya ülkeleri üzerinde etkililer, hatta iktidarları müdahele edebiliyorlar. Darbeler yaptırıyorlar. Tıpkı Venezüelleda, Mısırda olanlar gibi…
Bu etkili güç, “ABD’de bile toplumları değiştirmek ve Amerika’nın kontrolünde yönlendirmek için sivil işgal orduları oluşturuyorlar. Yazar Hasan Erdem aynı adlı kitabında şöyle diyor: “Bu orduları organize eden ve finanse eden, kısa adı NED olan Ulusal Demokrasi Vakfı vardır. New York Times gazetesi, bu kuruluşun, CIA’nin gizli olarak yaptığı şeyleri, açık bir şekilde yerine getirdiğini yazmış ve şu değerlendirmeyi yapmıştır: “Kongre, her yıl diğer ülkelerin iç politikalarını etkilemek için milyonlarca dolar harcanmasına yetki veriyor. CIA de dünyanın her kıtasında yürüttüğü gizli operasyonlarla ABD’ye yakın hükümetlerin iktidara gelmesi ve diğerlerinin devralması için çaba harcıyor.”
Gazete NED’le ilgili şu bilgileri vermiştir: “Vakıf, Çin de dahil, düzinelerce ülkede siyasi partileri, sendikaları, muhalif hareketler ve basını etkilemek için yılda 30 milyon dolar harcıyor. Fransa, Paraguay, Filipinler ve Panamada’daki sendika ve birlikleri finanse ediyor.” (Milliyet, 01.04.1997]
NED’e bağlı olarak çalışan ve Sivil Toplum örgütlerine yön veren, para akıtan kuruluşlardan National Democratic Institute (Ulusal Demokrasi Enstitüsü/NDI)
Sevgili dostlar, adamlar kağıt para ile dünyayı idare ediyorlar, merkez bankalarına sahipler bir çok ülkenin, dediğim gibi sivil toplum örgütleri yanı sıra güçlü bir medya var arkalarında.
Şimdi girişi hocamın yazısıyla yaptım, bari kapanışı da Pier Lermitler şu sözü ile bitireyim. “ 21. Yüzyılda Türkiye topraklarını, İslam coğrafyasını silahsız haçlı seferleriyle geri alacağız. Şimdiye kadar kılıç çektik. Şimdi kılıçları kınına koyduk. Artık Müslümanlara Hırıstiyanlığı, Yahudiliği sevdirme, Müslümanların kalplerini zihinlerini İŞGAL etme vakti. Bugün özellikle Türkiye’de İSLAM DÜNYASINDA tüm SİVİL İŞGAL ORDULAR’ımız seferber olmuş durumda…”
Adamlar ülkemiz üzerindeki hedeflerini açık açık söylüyorlar. Haçlı seferleri başlattıklarını belirtiyorlar ve hemen güneyimize binlerce tırla silah yığıyorlar. Fakat, kimi kör gözler bu gerçekleri görmüyor, işitmiyor ve ne yazık ki inanmıyorlar. Hocam diyor ki, insanlık barış, yardımlaşma ve huzur içinde yaşasın. Katılıyorum, inşallah olacaktır. Peki kalın sağlıcakla.
Kaynaklar:(.gunisigigazetesi.net/yazi/hasan-erden/sivil-isgal-ordulari-icimizde)