Bu bile İslam Alemi için başlı başına büyük olaydır. İslam Ordusu kuruluşu, 15 Aralık 2015’de dünyaya duyuruldu. Suudi Arabistan’ın öncülüğünde aralarında Türkiye, Mısır, Pakistan ve Malezya’nın da bulunduğu 34 Müslüman devleti ortak bir ordu kurmaya karar verdiler. Teröre karşı İslami askeri koalisyonda yer almayan ülkeler ise; Cezayir, Umman, Irak, İran ve Suriye’dir. İran, İslam Ordusu yerine Komünist Ordusu’nu tercih etti. Bu yüzden de bu orduya katılmadı. İslam Ordusu’nun kurulma fikri Türkiye’den çıktı. Suriye’de akan kanı sadece müslümanların durduracağını savunan Türkiye, Amerika ve Rusya’nın bunu sağlayamayacağını bildirdi. Teklif ve fikir olgunlaşınca; Başbakan Davutoğlu yanına Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ı da alarak Cidde’nin yolunu tuttu. O tarihi olay da; Suriye’ye yapılacak kara harekatının planlarının yapılmasıydı. Yapılan görüşmelerden sonra komutayı Türkiye’nin alması ve Suriye’ye 5-10 ayrı noktadan hava harekatı desteği ile kara harekatı yapılmasına karar verildi. Varılan bu mutabakat; ABD, İngiltere ve İsrail istahbarat birimleri tarafından öğrenildi. Batı; Suriye’de ortalığın karışacağını ve İslam Ordusu’nun işin içine gireceğini görünce apar topar bir karar aldı. Suriye’deki Esad güçleri ve muhalifleri Cenevre ve Almanya’da bir araya getirip uzlaşı aradı. Cenevre’den bir sonuç çıkmadı. Almanya’daki Suriye toplantısı fiyaskoyla bitmek üzereyken, müthiş bir hamle daha geldi. Suudi Arabistan Savunma Bakanı Müsteşarı Tuğgeneral Ahmed Asiri, uluslararası koalisyon ile beraber DAEŞ’e yönelik yapılacak muhtemel kara operasyonuna ilişkin, “Koalisyon Mart, Nisan aylarında operasyonel olacak” dedi. Bu açıklamanın mesajı gayet açıktı: Ya Suriye’de akan kanı durdurur bir uzlaşmaya varırsınız. Ya da İslam ordusu olarak Mart sonu Nisan başında Suriye’de operasyona başlıyoruz. Bu rest; Rusları frene bastırmakla kalmadı, geri adım da attırdı. Önce 34, sonra sayısı 38’e çıkan İslam Ordusu devletleri ile savaşmanın bedelinin ağır olacağını hesaplayan Rusya, Dünya savaşı çıkar uyarısında bulundu. Arkasından da çok büyük bir sürpriz yaparak ateşkes çağrısını masaya koydu. Sonuçta Amerika ve Rusya Suriye’de bir ateşkes konusunda uzlaştı. Peki mesele bitti mi? Tabi ki bitmedi. Bu olayla görüldü ki; İslam Ordusu’nun adının bile pek çok soruna neşter olacağı ortaya çıktı. Türkiye sonuçta; Suriye satrancında yaptığı son akıllı hamleler ile Rusya’ya “şah” çekmiş oldu. Bundan sonrasını önce Rusya sonra İran şahı düşünecek. DAEŞ’i bahane ederek Esad muhaliflerini temizlemeye kalkan bu ikili, karşısında Türkiye’yi buldu. Türkiye’nin Suriye’ye kara harekatı fikri bile, Rusya ile İran’ın buz kesmesine neden oldu. İşte büyük devlet böyle olunur. Büyük devlet olmak için büyük oynamak icab eder. ‘ Etliye sütlüye karışmadan, tribünden maç izlemekle yetinirsen, Molla destekli Rus sarhoşu bile, gelip sana gol atmaya kalkar.’ Artık Müslüman kanı akmasın istiyoruz, artık Müslüman göz yaşı dinsin istiyoruz…