İslam ve İlim konusuna devam ediyoruz. Şimdi, dünyaca ünlü İslam düşmanı siyasetçilerin Müslümanlara bakış açılarını yazarak devam edelim.

Richard Nixon “Ele Geçen Fırsat” isimli kitabında Amerika’nın, İslam köktenciliğinden maksadının ne olduğunu şöyle açıklamıştır: “Onlar İslam medeniyetini diriltmek, İslam şeriatını uygulamak, İslam’ı hem din hem devlet kılmak istiyorlar. Onlar geçmişe baksalar da bundan gelecek için bir kılavuz oluşturmak istiyorlar. Onlar muhafazakâr değiller, devrimcilerdir”.

Bu tanıklıkları izleyen eski İngiliz Başbakanı Margaret Thatcher da şöyle diyor: “İslâmî terör 11 Eylül olaylarını, Bin Ladin’i ve Talibân’ı suçlu bulanları kapsıyor, Batılı değerleri reddedenleri ve menfaatleri Batı ile çelişenleri kapsıyor”.

Siyonist oryantalist Bernard Lewis, Newsweek’te (Sayı 14, Ocak 2004) şunu yazdı: “Bugünkü terör, İslam ile Batı arasındaki uzun çatışmanın bir parçasıdır. İslam’ın dayandığı ahlak nizamı, Batı Hristiyanlık ve Yahudiliğinde olandan farklıdır. Bu savaş dinler arasında bir savaştır”.

2000 seçimlerinde başkan yardımcılığına aday olan Amerikan senatör Joseph Lieberman şunu yazmıştı: “Arap ve İslam devletleri ile ilgili çözümün tek yolu ve çaresi, Amerika’nın, onlara, zorunlu gördüğü değerler, sistemler ve siyasetleri dayatmasıdır. Amerika’nın bağımsızlık beyannamesinde ilan ettiği semboller ve ilkeler Amerika’nın sınırlarında sona ermez, diğer devletlere de uzanır”.

TERÖR İLE İSLAM ASLA BAĞDAŞMAZ

Bu tanıklıklar gösteriyor ki, Amerika’nın teröre karşı savaşı hakikatte İslam’a karşı savaşıdır. Amerika’nın Afganistan savaşında, Siyonist gazeteci Thomas Friedman, Peşaver’den, New York Times’ ta şunu yazmıştı: “İslâm bölgesinde cereyan eden gerçek savaş medreselere karşı savaştır, bu sebeple derhal askeri hamlemizi bırakıp yeni bir nesil ve yeni bir toprak kurmak üzere modern okul kitaplarıyla silahlanmaya dönmemiz gerekiyor; bu nesil ki, tostumuzu kabul ettiği gibi siyasetlerimizi de kabul edecektir; bu nesil oluşuncaya kadar bu mıntıkada biz kendimize dost bulamayız.” (Not:Bu bağlamda ABD ile yaptığımız eğitim anlaşmaları gözden geçirilmeli!)

Amerika mali yardım ve diplomatik baskılarla Pakistan ve diğer Arap ülkelerinin birçoğunun okullarında İslâmî eğitim ve öğretim metodunu değiştirmeye ve kısıtlamaya muvaffak olduktan sonra, Müslümanlar hep ateşin içinde kalmıştır ve bir türlü kendine gelememiştir. İşte bu nedenle eğitime sistemimizi gerçekten milli yapmak zorundayız. Çünkü İslam tam bir barış dinidir, bunu defalarca söylememize rağmen, isteyerek ve bilerek Güneşi balçıkla sıvamaya çalışıyorlar.

Batı uygarlığına tabi olmak yerine İslam’ın emrettiği gerçek medeniyete kavuşup, kalkınma, barış ve hakiki demokrasiyi, insan haklarını savunan bir sistem ile yolumuza devam edeceğiz.

Son yaşadıklarımız göstermiştir ki, batı asla medeni olmamış, emperyalist emellerini gerçekleştirmek için demokrat, cumhuriyetçi rolünde ortaya çıkmıştır ve şairimizin ifadesi ile onlar tek dişi kalmış bir canavar olmuşlardır.

O Amerika ki: “Soykırım yaparak Kızılderililerin uygarlığının kökünü kazıdı. Ekonomisini Afrika’dan devşirdiği kölelerin sırtında kurdu. Dünya’nın birçok mıntıkasında “hürriyet” adını kullanarak tuzaklar yerleştirdi, Hiroşima’dan başlayıp Vietnam’da halkın kökünü kazımaya kadar bu hürriyeti sebep gösterdi. O tarihten beri Amerika bir katliamdan diğerine, bir soykırımdan ötekine atlayarak ve masum insanların hayatlarını söndürerek yoluna devam ediyor.

Afganistan halkını, Irak halkını, Suriye halkını, daha kadim Filistin’in kurban halkını yok edişinden de uzakta değillerdir. Bu arada Amerika’nın Avrupalı yardımcılarını da unutmayalım; bunların başında, Haçlı savaşlarından beri İslam’a yönelik kini ile İngiltere vardır. Bunlar, özellikle Arap Körfezi’ndeki bütün yönetim sistemlerini (rejimleri, düzenleri) yıkıp değiştirmedikçe huzura kavuşamayacaklardır!” (Kaynaklar:Merhum Prof. Dr. M. İmara. Prof. Hayrettin Karaman)

Değerli dostlar, biz ülkemizin dolayısı ile ümmetin dertlisiyiz. Düşman dört bir yandan bizi kuşatmış, ellerindeki güç ile de bizleri durdurmaya çalışıyorlar. Özellikle para babaları bunları finans ediyor. Bunun için mutlak doğruları yakalamamız gerek.

Üzerimizde oynanan oyunları görüp, tarihi misyonumuza dönmeliyiz. İlim, irfan, takva medeniyetini mutlaka yakalamalıyız…

(Not: Bu konuda yazılmış reddiyeleri okuyorum, devam edeceğim inşallah!)