Kahramanmaraş’ta meydana depremler büyük yıkımlara ve can kayıplarına neden oldu. Binlerce bine yerle bir olurken, yüzlerce yıldır ayakta duran yapıları da etkiledi. Asırlık camiler, konaklar ve tarihi eserler, çarşılar deprem sonrası ya yıkıldı ya da büyük zarar gördü.
Üzüldük! Daha da üzücü olan bu yapıların çoğunun restore edilmiş veya restore aşamasında oluşudur! Restorasyon, tarihi ve sanatsal eserlerin aslına uygun hale döndürülmesi, korunması için yapılan işlemlerdir. Görünen o ki yenileri depreme dayanıklı yapmadığımız gibi, tarihi yapıları da depreme karşı yeterince koruyamamışız!
Dulkadiroğulları’ndan Süleymanoğlu Alaüddevle Bey tarafından 1496’da yaptırılan ve şehrin sembolleri arasında yer alan Ulu Cami
Dumlupınar Mahallesi’ndeki Timurtaş Paşa tarafından 1704 yılında yapılan, 2. Abdülhamid döneminde de minare hariç tamamen yıkılıp, yeniden inşa edilen Arasa Cami, her ikisininde minareleri ve giriş bölümleri yıkıldı.
1730-1770 yıllarında Saraç Hacı Hüseyin Efendi tarafından yapılan Saraçhane Cami tamamen yıkıldı.
Adını avlusunda bulunan çınar ağacından alan Çınarlı Cami Alaüddevle Bozkurt Bey tarafından 1500’lü yılların başında yaptırılmıştır. Caminin güney tarafında Sütçü İmam’ın Türbesi bulunuyor. Caminin depremle birlikte minaresi yerle bir oldu.
Osmanlı dönemine ait ve 1700’lü yıllarda yapıldığı tahmin edilen Divanlı Cami Kahramanmaraş’ta bulunan tek, iki şerefeye sahip camidir. Cumhuriyet öncesine ait bu cami de depremden ağır şekilde nasibini aldı.
Bahtiyar Yokuşunda bulunan halk arasında Şıh Cami olarak ifade edilen Şeyh Cami depremde yıkılanlar listesinde. Şehrin 22 gün 22 gece süren Kurtuluş mücadelesinin şahidi, -1681tarihli belgelerde adı geçen- cami Şeyh Hüseyin Dede tarafından yaptırıldığı bilinmektedir. Caminin minaresine, Fransızlar tarafından ateşlenen bir top mermisi isabet eder ve üzerine çakılı halde duran patlamamış top mermisiyle şehrin önemli simgesi durumundaydı!
Maraş’ın 19. Yüzyılın sonu ile 20. Yüzyıl başlarında yapıldığı bilinen geleneksel evleri ve konakları şehrin dokusunu oluşturan önemli yapılardır. Geniş avluları, yüksek duvarları, cepheye ayrı bir ayrıcalık kazandıran cumbaları ve şehre özel karakteristik özellikleriyle sivil mimarinin en nadide örnekleri depremden ciddi şekilde etkilendi büyük zarar gördü.
Bahtiyar Yokuşu’ndaki konakların yaklaşık yüzde 50’si hasar almış olmakla birlikte, Mutfak Müzesi, Üdürgücü Konağı, Somut olmayan Değer Müzesi gibi nice yapılar (tarih) depremle birlikte adeta Kahramanmaraş’ın ellerinin arasından kayıp gitti.
Dedeoğlu Konağı 1908 tarihinde inşa edilen yapı Osmanlı dönemi mimari özelliklerini taşımaktadır. Kahramanmaraş Evi özelliğini en bariz şekilde taşıyan eser, 2012 yılında aslına uygun olarak restore edilmiş! Kültür merkezi olarak hizmet veriyordu. Konağın büyük bir kısmı depremde yıkıldı.
Yine restore edilen bir diğer yapı, Çiftaslan Konağı Kahramanmaraş’ın en bilinen sivil mimari eserlerinden biridir. Konak büyük zarar almış durumda. Bahçe duvarları dahi yıkılan konağın restorasyon hangi kısmına yapılmış? Sormak isterim.
Taş ve ahşaptan yapılmış yaklaşık 500 yıllık tarihe tanıklık etmiş Maraş Kapalı Çarşı büyük zarar gördü. Dulkadiroğlu döneminden kalan Çarşının 9 girişi mevcut ve 495 işyerine ev sahipliği yapıyor.
Kayıtlarda “Sultan Çarşısı” olarak geçen tarihi Saraçhane Çarşı’sı Bakırcılık, köşkerlik, külekçilik, ahşap oymacılığı, saraçlık, semercilik, bıçakçılık gibi mesleklerin yaşatıldığı çarşıdır. Maalesef burada da bir çok noktada yıkımlar mevcut. Ya her gidişimde fıstıklı peynirli pidesini yemeden geçemediğim saraçhane fırını için ne demeli bilemedim. Bu yıkımların insanın yüreğinde bıraktığı acının tarifi yok ki.
Deprem sonrası ağır hasar alan tarihi yapılardan bir diğeriKahramanmaraş’ın ticari hayatının merkezlerinden biri olan Demirciler Çarşısı (Çarşıbaşı)oldu. Burası da 2017 yılında restore edilmiştir. İçinde 40’ı tescilli taşınmaz kültür varlığı, 91 dükkan, tescilli 1hamam(tüfekçi hamamı) ve 1 çeşmenin bulunduğu yapı, Kahramanmaraş’ın kayıpları arasında yerini aldı.
Anlaşıldığı üzere restorasyon yapıya makyaj yapmak değildir. Tarihimizin bizden sonraki nesillere ulaşmasını istiyorsak yapının temelinden malzeme dokusuna, taşıyıcı elemanlarından dış yüzey kaplamasına kadar bir bütünlük içerisinde ele alınmalı ve yapım teknik ve tecrübelerin son derece hassasiyetle uygulanması gerekmektedir. İşlerin uygulama sürecinde ise sadece evrak üzerinde yeterlilik ibaresinden çok daha ötesi gereklidir. Liyakat! Yani işi ehline vermek…
Tarihimiz yıkıldı, vakit geçmiş tarihimiz yeniden ayağa kaldırma vaktidir. Bu manada 4 Mayıs günü Kahramanmaraş’ta bulunan ve bir takım ziyaretler gerçekleştiren Kültür ve Turizm Bakanımızın desteği çok önemli, kedisine şimdiden teşekkür ediyoruz.
Her geçen gün iyileşen bir Kahramanmaraş görmek dileğiyle…