15 Temmuz Milli İrade Gününün 1. Yıl dönümü dolayısı ile ilimizde bir yürüyüş tertip edildi. Dostlarla Ulu Camide akşam namazımızı kıldık. Vatandaşlarımızın sevincini paylaştık. Biraz aksaklıklar olsada, katılım oldukça yüksekti, sonradan konvoy yapanlar ile birlikte katılanların sayısı 10 binden çok fazlaydı diyebilirim. O anda dilimden şu sözler döküldü; “
Şerefsizler, hainler son kaleyi yıkacaklardı, Rabbimin yardımı, milletimizin gayreti ile başaramadılar.Bu da ikinci kurtuluş bayramımız oldu” Yürüyüşe her kesimden, her yaşta insan, ellerinde bayraklarla bu katılmışlardı, bu yüksek katılımı insanların şuurlu oluşuna bağladım. Bu arada Kızılay Kahramanmaraş Şubesine ve diğer sivil toplum örgütlerine de özel teşekkür etmek gerek. Birlik Vakfının, halka sesleniş bildirisi de dikkatimi çekti. İlerki günlerde bu bildiriyi de sizlerle paylaşacağım. Organizasyonda emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Gelelim bu günkü yazımıza. Bu toprakları vatan kıldığımız günden bugüne dek milletimizi millet yapan değerler uğruna can veren şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Evet, 12 Şubat’ı bu millet nasıl unutmadıysa, 15 Temmuz’u da unutmayacaktır. Çünkü
; Osmanlı’dan sonraki ikinci parçalama hatta imha etme planlarını, Anadolu’yu lime lime etme hesaplarını, etnik ve mezhep savaşlarına boğma projelerini, bu son kaleyi, son savunma hattını yok etme niyetlerini tersine çevirmeyi amaçlıyordu. Bunun için ihanet içerden yaptırıldı. Düşman sonuç ne olursa olsun kazanacaktı. Ama hesapları tutmadı. Doğrudur sarsıldık ama şimdi iç organlarını temizlemiş bir insan kadar sağlıklıyız… İbrahim Gülsu kardeşim diyor ki; 15 Temmuz ülkesini satanlara, milletini satanlara, değerlerini satanlara, tarihini ve onurunu satanlara milletimizin, Anadolu ruhu ile karşı koyuşudur. Bu ihanet çetesi varya, Rabbim onları hiç affetmeyecektir. Allah Al-i İmran Suresi 19 ayette buyuruyor ki; “Hiç şüphe yok ki, Allah indinde din İslam’dır” Bunlar dinler arası diyalog adı altında
çorba bir din oluşturmaya kalktılar. Allah(cc) intikamını alacaktır! Biz buna inanıyoruz. Bu siyonizmin çocukları, sivil toplum örgütü, aydın sıfatlarını kullanarak şıvi şıvi devletin bütün kurumlarına sızdılar.Ne kadar haksızlık varsa yaptılar. Şampiyonlar hep bizden diye ilanlar verirlerdi, meğer soruları sızdırırlarmış densizler…
TAM TEŞHİS Birkaç gün önce yazdığım bir yazıya dostlardan biri güzel bir değerlendirme göndermiş. 15 Temmuz hakkında şunları yazmış; “ O gece göğüslerini kurşunlara siper eden erkeklerin, tankların önüne yatanların, kurşunlar karşısında bir adım bile gerilemeyen kadınların, gecenin karanlığında vatan için şehadete koşanların tarihidir. Bu ülkenin her karış toprağının, köyünün, kasabasının, şehirlerinin zamanı gelince nasıl da savunma hatlarına, direniş kalelerine dönüşeceğinin örneğini verenler, işte onlar, bin yıldır devam eden direniş geleneğinin öncüleridir. 15 Temmuz; Amarika’sı, Alman’ı, İngiliz’i dahil onlarca devlete karşı, içerideki vatan hainlerine karşı verdiğimiz son istiklal savaşıdır. Yaşadığımız son zaferdir. O gece siyasi tarihi değiştirdiğimiz gecedir. Kut-ul Amare’de, Gazze’de, Balkanlar’da, Kafkaslar’da, Sarıkamış’ta, Medine’de verdiğimiz mücadeleyi devam ettirdiğimiz gecedir. 15 Temmuz; coğrafyanın son kalesi Anadolu’nun, iki yüz yıldır ülkelerinden kovulan herkesin sığınağı olan Anadolu’nun, vatansızlara vatan olan Anadolu’nun, yetimleri bağrına basan Anadolu’nun bütün coğrafyaya yol-yordam öğrettiği, yeni istiklal savaşlarının yöntemini gösterdiği, “acımasız direniş geleneği”ni bütün iklimlere yaydığı tarihtir.” Sonuç mu? Millet olarak varlığımıza tarih sahnesinde süreklilik kazandıran yüce dinimizi ve değerlerimizi doğru anlamamız gerekiyor. Unutmamalıyız ki, bizi diri tutan, manevi dinamiklerimizi, ortak bilincimizi ve ortak irademizi harekete geçiren salâlarımızdır. 15 Temmuz; Yüz yılın mücadelesini bir geceye sığdırdığımız, küresel güç haritalarını altüst ettiğimiz, tarih yapıcı rolümüze geri döndüğümüz zamandır. O gece şehit olan, gazi olan, sakat kalan, yetim kalan, dua eden, öfkesini sokaklara taşıran, cümlelere taşıyan, Allah’ın kalplerine müjdeler indirdiği, korkuyu unutturduğu herkes bu ülke için, bu millet için kutsaldır. O gece Allah milletimizin yanında olduğunu göstermiştir. Zafer yolunda, o büyük yürüyüşe daha sağlam, daha güçlü adımlarla devam ederken de yanımızda olacağını müjdelemiştir. “Acımasız direniş” devam etmektedir. Bu vatan tam anlamıyla özgürleşinceye kadar, coğrafya onurunu yeniden elde edinceye kadar, ihanet edenlerin sesi-soluğu kesilinceye kadar mücadele devam edecektir. Ve biz bu kader çizgisi üzerinde yürümeye devam edeceğiz. Yumruklarınızı sıkılı tutun! Kalın sağlıcakla.