Her insanın hayatında ‘keşkeleri’ vardır. Yani bilmeden, bilinç dışı ‘yanlışlar’ yapar; sonra da, ‘ keşke’ yapmasaydım deriz!

Benimde hayatımda böyle keşkelerim vardır. Pişman olmuşumdur yaptıklarımdan.  Yazar Süheyl Aygül  "Ölmeden Önce En Çok Pişman Olduğumuz Beş Şey"başlıklı yazısında, yüzlerce kişiye keşkelerini sorduğunu ve bu kişilerin ortak paydada verdiği cevapları anlatır. İşte o keşkeler:

"Keşke başkalarının benden beklediği hayatı sürmek yerine düşlerimi gerçekleştirme cesaretim olsaydı."

"Keşke bu kadar çok çalışmasaydım."

"Keşke duygularımı dile getirmeye cesaretim olsaydı."

"Keşke arkadaşlarımla ilişkimi sürdürseydim."

"Keşke kendime daha çok mutlu olmak için izin verseydim."

Bu keşkeler genelde yaşlı insanların keşkeleridir, bir de çocukların keşkeleri vardır. Onların ki de çocukcadır.

İşte bugün keşkelerin en büyüğü olan, ölüm sonrası ya da ölüm anındaki keşkeler konusuna girmek istiyorum.

Başlayalım mı?

ÖLÜNCE DE KEŞKE DİYECEĞİZ

Şimdi sizlerden duyar gibi oluyorum. Keşke falancayla evlenmeseydim! Keşke bu evi ya da arabayı almasaydım. Keşke bu çocuğu doğurmasaydım v.s

Bu örneklerde olduğu gibi insan hataları ile yaşar, pişmanlıkları ile ölür…

Bunun için insan hayatı çok dikkatli yaşamalıdır. Ne kadar az keşkelerimiz olursa o kadar az günahımız olacak ve her iki dünyamız cennet kalacaktır.

Şöyle ki, keşkeler bu dünya için pek fazla önem arz etmez, tövbe kapısı açık, yeter ki Allah’ı unutmadan, örnek bir hayat yaşamaya çalışalım.

Ama esas keşke, ahiret hayatında önemlidir, çünkü orada keşkelerin geçerliliği yoktur, düzetme şansımız da…

Hangi ayet hatırlamıyorum, bağışlayın ancak meal olarak şöyle diyecekler insanlar; “ Yarabbi sen bize söylemiştin, ahiret hayatı vardiye ancak, pek dikkat etmemiştik dünyada, günahlara düşmüştük. Pişmanlık duymamıştık. Allah’ım sen bizi bir daha dünyaya gönder, bak biz nasıl kulluk yapacağız sana. Senin istediğin gibi bir hayat yaşayacağız!” diyeceklermiş. Ancak, Rabbimiz, hayır geriye(dünyaya) geri dönüş yap. Bulun bakalım yaptıklarınız karşılığını” diye cevap verecekmiş.

KEŞKELER VE PİŞMANLIK

Şu dünyada insanı anlatan iki kelime keşke yapmasaydım ve ardından gelen pişmanlık. Ama yine yapmaya devam ederiz. Unuturuz, tekrar yaparız, hatalar hatalar hatalar.

Bunun bedelini önce kendimiz öderiz, sonra çocuklarımız ve çevremiz. Tabi bir de hataların şahsi olmaktan çok kamuya dönük yüzü vardır. İşte o daha da kötüdür.

Bunun için idarecilik istememiş bizim büyüklerimiz, korkmuşlar! Sorumluluğun altında kalmak yerine, uzak durmayı tercih etmişler.

Diyeceğim şu ki, (önce nefsime) keşkelerimiz az olsun. İyilik yapalım insanlara, iyiler kazansın dünyada.

Okuduğum bir kitapta şöyle diyordu yazar: “Bir gün ben, iyi ki, derim, işte o zaman sen, keşke, dersin!”

Sözü ülkemde görmek istemediğim olaylara getirmek istiyorum, kıyametin alameti midir nedir? Gün geçmiyor ki, cinayet, şiddet haberleri duymayalım.

Yakışıyor mu?

Biz Müslümanız, bize yakışır şekilde bir yaşam sürmemiz gerekiyor. Gerisini ise imtihan olarak değerlendirmemiz gerekiyor.

Son sözüm olsun: “Keşkelerle yaşayan kişi, her zaman mazinin acılarına boğulmaya mahkumdur.”

Peki kalın sağlıcakla.