Hz. Ömer: “Kişinin namazına, orucuna bakmayın; konuştuğundadoğru söyleyip söylemediğine, kendisine duyulan güveni boşa çıkarıpçıkarmadığına ve dünya yüzüne güldüğünde takvâyı elden bırakıp bırakmadığınabakın…”buyurmuş.
Bu sözü okuduğumda, biraz düşündüm. İnsan yanlış birpaylaşım da yazmak istemiyor, zira vebali vardır, yazdıklarımızın ve söylediklerimizin!
Hani dedim, bu ifade de namaz ve oruç tutanlara bakmayındiyor ya. Yani önce namaz kılan ve oruç tutanlara güvenilmesi gerektiğinidüşündüm, çünkü böyle olmamız gerekiyor. Sonra münafıklarında namazkılabileceğini Kur’an bize bildirdiği için, sözün doğru olduğu kanaatine vardım,yazmaya başladım.
Yani Hz. Ömer der ki, her namaz kılan ya da oruç tutan insan doğrusöylemeyebilir, önemli olan namaz ve oruç ile birlikte kişinin güvenilirolması, varlık anında da takvayı elden bırakmaması bir ölçüdür…
Özetle, her müslüman doğru sözlü, güvenilir olmalı, zenginliğe kavuştuğunda da takvayıelden bırakmamalı!
Eyvallah, öyleyse bugünkü konumuz güven ve takva olsun.
HEP BANA DİYENLERE GÜVENİLMEZ
Artık çağımız değişti. Çünkü değerler değişti. Bunu istemeye istemeye yazıyorum. Çoğu kişi,maddeyi ön plana çıkartıyor böyle olunca da birbirimize güvenemiyoruz. Nalıncakeseri gibi, “hep bana!” deniyor. Adalet terazisi bozulmuş görünüyor.
Bunu ahir zaman ile de izah etmek mümkün değil. Bozulanzaman değil, insan diye düşünüyorum. İsterseniz, yeni yaşanmış bir örnekvereyim.
Dün bir dostum, arabayı sanayiye götürür(başka birşehirde). Usta, üç defa parça aldırtır, değişim yapar, her defasın da bu defayaptım sorun yok gidebilirsin der, ertesi gün yine arıza devam eder...
Tekrar götürür, bu defa bujiler de değiştirir, yineolmaz. Başka parça aldırmak ister, fiyat 2 bin liradır, garanti veriyor musun? Sorusunu yöneltince, cevap veremez. Vaz geçilince, ikinci el takalım 800 Lira der ancak güven kalmamıştırartık ve sonunda ustadan vazgeçilir.Sonuç: “ Baba artık insanlara güvenim kalmadı!”
Ani tepkim ne olsa beğenirsiniz. “ Oğlum daha çokfırıldak tanıyacaksın!” Size üniversite de bu tipleri öğretmedikleri için,yadırgıyorsun. Şimde sen Hayat Üniversitesine kaydını yaptırmışsın. Hayırlıolsun!” dedim.
Acı değil mi?
Yanlış anlaşılmasın, bütün ustalar böyle değil, değerli ustalar var, dürüst insanlar da var.Ancak, giderek sayıları azalıyor galiba. Şunu söylemek istiyorum, hepimiz bu güven konusuna dikkat etmemizgerekiyor. Yoksa birlikte kaybederiz.
YALAN MI? ASLA
Peygamberimize bir insan gelir; “ Ya Muhammed(sav) bendeherşey var, ancak sizi de seviyorum. Bana öyle bir şey söyle ki, buyanlışlarımdan vazgeçeyim. Efendimiz(sav):“ Yalanı bırak namaza başla!” buyurur.
Evet, namaz kılan bir insan yalan söylememeli. Oruç tutaninsana güvenilmeli. Namaz insanı kötülüklerden alı koyar, koymuyorsa o namazınkişiye bir faydası yoktur. Bir Müslüman söz verdiği zaman sözünde durmalı.Müslüman kişi fakirliğinde takva ehli ise zengin olduğu zaman da takvalıolmalı. Aslında bu yazdıklarımızın hepsi iki cümlede Efendimiz(sav) tarafındanbin dörtyıl önce bize bildirilmiş. “ Din muamele, din nasihat!”
Günümüz insanları arasında paranızı ve namursunuzugüveneceğiniz pek az insan vardır. İtirazınız varsa, önce bir düşünün! Bir elinparmakları kadar isim aklınıza geliyorsa, bu yazdıklarım da ben haksız durumadüşerim ki, hepinizden özür dilerim o zaman. Meramımı tam anlatamamışolabilirim.
Ama Efendimizin(sav) şu sözüne kulak verelim: “Bizi aldatan, bizden değildir!”
Peki kalın sağlıcakla.