İnsan kimi zaman kalabalıklar içerisinde mutlu olurken, (örneğin Mekke, Medine gibi)kimi zamanda yalnız olmak istiyor!

Çünkü her insanın yaşadığı farklı ruh halleri ve kalbi durumları vardır. Sıkıntılı günlerde eğer paylaşmayı seven biriyseniz, dertleşecek birini ararsınız veya tam tersi yalnız kalmak arzusu içinde iseniz: “Dertlerimi zincir yaptım, birbirine ekliyorum” şarkısını tekrar eder durursunuz…

Ama çoğu zaman, insan ile dünya daha tatlıdır. Fakat tam tersini de iddia edebilirsiniz, “Dünyayı çirkinleştiren insanlardır!”

İstersiniz bir hayal kuralım, hiç kimsenin olmadığı bir dünya olsun, burada yaşamak ister misin? Tam tersi, kötülüklerin hâkim olduğu bir dünya düşünün, bütün insanlar zararlı o zaman bu dünyada yaşamak ister misin? Demek istediğimiz ortamı güzelleştiren de çirkinleştiren de insandır. Demek oluyor ki, insanoğlu mutlu ve huzurlu olmak istiyor ise insana yatırım yapması gerekiyor!

Açalım bu konuyu biraz.

Yazılarımda kimi zaman derim ki: “Öyle bir nesil yetiştirelim ki, kimsenin olmadığı yerde beni Allah(cc) görüyor bilinci ile hareket etsin!”

Bu ruh halinin kalbe hâkim olduğu bir anda günah işlemek mümkün değildir. Günah işlese bile derhal hatasından dönecek olan böyle bir insan tipini kim istemez ki?

Müslüman bu hakikatten gaflet ettiği, ilahi nuru perdelediği ve kalben, karanlıklara görüldüğü zamanlarda günah işler. Bu aslında bütün insanların psikolojisinde ve fıtratında vardı.

KAMERALARI KALPLERE KOYSAK

Şu anda belediye ve güvenlikçiler korumaları gerektiği her yere kameralar koyuyor değil mi? Amaç suçluları takip etmek. İyi de oluyor. Böylece suçlu ne yapıyorsa her şey kayıt altına alınıyor. Son dönemde iyice yaygınlaştı.

Böylece kendisinin seyredildiği düşüncesiyle nahoş oturuşlardan ve hallerden el çekip edebe bürünen insanoğlundan toplumda, ailesi de ‘iyi insan’ diye bahsediyor.

Öyle ise insan her an gözetildiğini bilmesi gerekiyor. İşte siz bunu ancak kalplere Allah(cc) korkusunu koyarak başarabilirsiniz.

Bu öğretide insan karanlık gecede, dört duvar arasında bile olsa kendisini gören bir Yaratıcı ve bunun yanında, sağ ve sol omuzları üzerinde daima kendisi ile beraber olan melekler olduğunu bilir.

Şimdi şu ayete dikkat buyurun: “Celalim hakkı için, insanı (biz) yarattık ve nefsinin ona ne vesvese verdiğini biliriz. Çünkü biz ona şah damarından daha yakınız” (Kaf,50-16)

İRFAN SAHİBİ OLMAK

Yukardaki ayeti kalbine ve zihnine yerleştirmiş bir irfan sahipleri, dış halleri kadar hatta daha fazla iç hallerine önem vermişler. Ağızlarında ki dillerinden çok kalplerindeki dillerine özen gösterip hal ve hareketlerine, konuşmalarına dikkat etmişlerdir.

Evet Cenab-ı Allah her an kulları ile beraberdir ve yaptıklarımızı görür; yazıcı melekler küçük büyük bütün günahlarımızı kayıt altına alır. İşlenen günahlardan pişman olup dönünce de bu günahları yine Allah’ın izni ile silerler. Rabbimiz her nerede olursak olalım, bizimle beraberdir, yaptıklarımızı da hakkıyla görendir. (Hadid, 57-4)

Bugün toplumsal huzurumuzu bozan her ne var ise, üretimden tüketime, boşanmalardan, işsizliğe varana kadar her sorunun arkasında insan olduğunu göre ve toplumlar için asayiş ve sağlık önemli sorunlar ise, biz insana yatırım yapmak ve ona Allah’ı sevdirmek durumundayız.

Görünmeyen günahlardan korunmanın yolu budur.

Yazar Halil Atalay der ki; “Günahlar, hayat ağacımızı kemiren kurtlar, gönül evimizi soyan eşkıyalar, ömür sermayemizi iflasa doğru götüren düşmanlardır…”

Geliniz, bu işe bir el atalım.

Kalın sağlıcakla.