Machıavellı’nin Hükümdar isimli kitabı ile tanıştık.Yıllar önce okumuş, kütüphanemizde bir köşeye sıkıştırmışız. NıccolqMachıavellı 1498 yılında Fhoransa’da dünyaya gelmiş. Flloransa Tarihini yazmagörevi verilmiş. 1527 yılında da ölmüş. Kitapta en fazla dikkatimi çeken söz şuoldu: “ Kişi talihine ne kadar az belbağlarsa konumunu o derece kuvvetlendirir!”

Mehmet Özay’ın Türkçe’ye çevirdiği kitapta, hangiimparatorluğun ya da beyliğin nasıl yıkıldığını ve yükseldiğini araştırmış.Hükümdarlıklarının nasıl ele geçirileceğini, hanadanlıkların ve krallıklarınyükselmesi ve dağılmasını tahlil etmiş. Tarih sürecinde ki toplumlarınyasalarının, güçlü yönlerini anlatırken, bir bölümünde de dalkavukluğu işlemiş.

Bu kitapdaki altı çizileen bölümlerden bir kaçınıpaylaşıp, sonra da dalkavukluğun yönetimdeki zararlarını yine yazarın dilindenaktarmaya çalışayım.

 

BİR HÜKÜMDARIN DİLİNDEN

 

“ Bir hükümdar bir ülkeyi ya tahili ya da cesaretisayesinde fetheder…”

“Hanedanlıktayönetilen köklü devletlerde devletin bekasını sağlamak yeni kurulmuş devletleregöre daha kolaydır. Çünkü artık sistem oturmuş ve halk o hanedanıbenimsemiştir…”

“Zamanında farkedildiğinde siyasi istikrarsızlıklar çabucak düzeltilebilir(sadece basiretsahibi bir hükümdar bunu yapar)Teşhis koymak gecikirse bu beya öylesine bir halalır ki, istikrarsızlık unsurları herkesi tarafından fark edilebilecek birgörünüm arz eder; fakat çara bulmak için artık çok geçtir”(s.33)

“ Birbaşkasının güçlenmesinden sorumlu olan kişi, aynı zamanda kendi yıkımını dahazırlamaktadır. Çünkü bu güç, ya hile ile ya da zor kullanılarak meydana getirilmiştir ve bunların her ikisi degüçlendirilenin nezedinde bu gücü sağlayanı şüpheli kılan şeylerdir(s. 36)

Bu adam batı kültürü ile yetiştiği için, batılı gözü ilebu tespitleri yapmıştır, bunu da ifada edeyim. Ama okunmaya değer bir kitap,özellikle yöneticilere tavsiye ederim. Bu kitapta Türkleri anlatan bir bölümdeyer alıyor. Osmanlıyı yıkmanın zor olduğunu, yıkılsa bile kontrolünün zor olacağını,bunun için hanedanın hemen ülkeden uzaklaştırması gerektiğini yazılmış, bubölümde dikkat çekici diye düşündüm ve sizlerle paylaştım.

 

DOSTLARIN ELEŞTİRİSİNİ DİKKATE ALIN

Dalkavukluğun ne olduğunu bilirsiniz, işte yazarbunlardan kurtulmanın yollarını şu şekilde açıklamış: “ Dalkavuklardan kurtulmanın birinci şartı, size doğruyusöylemelerinin hiçbir zaman canınızı sıkmayacağı insanlara inandırmalısınız.

Bu konuda kısa bir anımı anlatayım daha yeni oldu, biridareciye çok yakın arkadaşı, bazı doğruları yüzüne karşı söyleyince, adamınüzerine çizik çekmiş, konuşmadığı gibi, ilişkiyi de kesmiş…” Bu durumdaki biridareci dalkavukluğu seviyor, hatalarının düzeltilmesi adına dostlarından gelenönerilere kapalı kalıyor, hatta tepki veriyor demektir ki, bu yöneticikardeşimizin hiçbir şansı yoktur diyebilirim…

Yazar bir uyarı daha yapıyor. “Fakat herkes sizi süreklide övmelerine müsaade etmeyin” Kurnaz bir hükümdar, bilgi kişileri hükümetindegörevlendirmek  ve sadece  bu kişilere gerçekler hakkında kendisiyle kanuşmalarına müsaade etmek ve böylecesadece onların görüşlerini almak suretiyle orta bir yol takip etmeli. Ekiptekiarkadaşlarının görüşlerini sormalı, fakat son kararı kendisi vermelidir.Hükümdar bu kişilerden başka hiç kimsenin sözüne aldırış etmemeli, görüşbirliğine vardıkları politikaları yürürlüğe koymalı ve bunları birbirleriylebağlantılı şekilde gerçekleştirmelidir…

Hükümmdar, mutlaka çevresindekilerin tavsiyesinebaşvurmalıdır. Fakat başkalarının kendisinden yapılmasını istediklerini değil,sadece kendi isteğini gerçekleştirmelidir…(s. 117-118)

Tabi kitap uzun, bu konuda da çok yazılabilir. Rabbimyöneticilerimizi dalkavukların şerrinden korusun, çünkü olan sonundakendilerine olur. Onlara samimi, ihlasla doğru sözlü arkadaşlar versin.

Hadi kalın sağlıcakla.