Öncelikle bay Akıncı’ya Kıbrısın nasıl kurtarıldığını hatırlatma da fayda görüyorum.

Kıbrıs, 1571 yılında Lala Mustafa Paşa yönetimindeki Osmanlı Ordusu tarafından, tarihin en çok şehit verilen fetihlerinden biri ile Türk idaresine geçmiştir. İngiltere, 1914 yılında Osmanlı’nın karşısında savaşta yer alarak Kıbrıs’ı sömürgesi ilan etmiştir. 1931 yılında Kıbrıs Rumları, Yunanistan’a bağlanmak isteği ile İngiliz yönetimine isyan etmiş, bu isyan sırasında zarar gören yine adadaki Türkler olmuştur. 1955 yılında da Rumlar “EOKA” isimli terör örgütünü kurmuş, adayı Yunanistan’a bağlamak olan “ENOSİS” hayali ile adada huzuru bozarak, çatışmaları şiddetlendirmek suretiyle Türkler adadan kaçırılmaya çalışılmıştır. Bunun sonucunda; Kıbrıs’ta savunma amacıyla 1958 yılında Türk Mukavemet Teşkilatı kurulmuştur. 1960 yılında Londra ve Zürih Anlaşmaları ile “Kıbrıs Cumhuriyeti” kurulmuş ve bu anlaşmalara göre Türkiye, Yunanistan ve İngiltere Garantör Devlet statüsünü almışlardır.

Rumlar, 21 Aralık 1963 günü yaşanan “Kanlı Noel” ile Türklere karşı Soykırıma başladılar. Durumun ciddiyetini anlayan BM Güvenlik Konseyi, 4 Mart 1964 tarihinde Kıbrıs’ta Barış Gücü görevlendirmek zorunda kaldı. 1964 tarihinde Rumlar tarafından Erenköy saldırısı yapıldı. Ada Türkleri bu baskına direndiler. 15 Temmuz 1974 yılında Yunan Subayları ile birlikte Nikos Sampson’un adada, Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak amacıyla yaptığı darbe sonucu Makarios Kıbrıs’tan kaçtı ve 19 Temmuz 1974 tarihinde BM yaptığı konuşmada “Kıbrıs, Yunan Ordusu tarafından işgal edildi” dedi. 20 Temmuz 1974 günü de Türkiye, Londra ve Zürih anlaşmalarının tanıdığı Garantörlük yetkisini kullanarak, Adadaki Türklere ve Rumlara Barışı getirmek üzere Barış Harekâtını gerçekleştirdi. 16 Ağustos 1974 tarihinde de ateşkes sağlandı. Kıbrıs Barış Harekâtı’nın çizdiği sınırlar Türk tarafına devlet kurma imkânı verdi ve 13 Şubat 1975 tarihinde “Kıbrıs Türk Federe Devleti” ilan edildi.

Kıbrıs’da 1571 yılında başlayan mücadeleyle 449 yıldır Kıbrıs için sonuna kadar mücadele eden bugüne kadar binlerce şehit vermişiz ve gazilerimize saygısızlık yapmak haddin değildir bay Akıncı! Hey ne idiğü belirsiz zat sen şimdi bu çapsız açıklamalarını al boynuna dola!

Yavru vatan Kıbrıs Rumların, Yunanlıların ve İngilizlerin saldırılarından Türkiye olmasaydı kurtulabilir miydi? Bugün Kuzey Kıbrıs diye bir yer varsa Türklerin sayesinde var.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devleti ve halkı Türkiye’ye karşı her han şükran ve bağlılığını dile getirmekten de gurur duymalıdır. Bugün Türkiye’nin gölgesinde bağımsız yaşayan ve devlet olarak dünyaya lanse eden Türkiye Cumhuriyeti değil mi? K.Kıbrıs Türklerin suyundan aşına kadar, hatta memurların maaşından tutunda diğer ihtiyaçlarına kadar ne varsa her şeyi karşılayan Türkiye Cumhuriyeti değil mi?

Kişisel kaygı ve çıkarlarla ayak üstü açıklama yapamayacak kadar önce K.Kıbrıs Türkiye Cumhuriyetine ve Türkiye’ye karşı her ferdin sorumluluğu vardır. Cumhurbaşkanı da olsan, başbakan da olsan fark etmez. Sen Türkiye’nin varlığı kadar varsın bunu unutmayın bay Akıncı! Siz tabiki göbeğinizden bizlere bağlısınız, gönül şunu arzu eder tabi ki ekonomik, askeri ve siyasi olarak güçlü olmanızı isteriz. Ama biz hiçbir zaman sizleri yüz üstü bıraktık mı? Dünyada ki tüm emperyalist ülkeleri karşı sonuna kadar sizlerin hakkını savunmadık mı bay Akıncı! Ekmeğimizi sizinle bölüşmedik mi Akıncı!

AKINCI NE DEMİŞTİ?

Ther Guardian Gazetesi'nin “Kırım tarzı ilhak ihtimali” sorusunu “korkunç” diye yanıtlayan ve “Türkiye’nin kendi çıkarlarına aykırı” diye değerlendiren KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, kendi vizyonunun tümüyle farklı olduğunu savunmuştu.

Akıncı, "İkinci bir Tayfur Sökmen olmayacağım" dedi. Tayfur Sökmen, Fransız mandasına bağlı Hatay Devleti'nin 1939'da referandumla Türkiye'ye bağlanmasını kabul etmişti. Kıbrıs'ta federal çözümüne bir an önce varılması gerektiğini ifade eden Akıncı, "Acele etmemiz lazım. Bunca yıldan sonra bir dönüm noktasına, belirleyici bir ana geldik" dedi. Kıbrıs’ta federal çözüme varılması gerektiğini savunan Akıncı, federal çözüm üretilmezse bölünmüşlüğün kalıcı hale geleceğini savundu.

'Türkiye'ye bağımlı olmak istemiyoruz'

Kuzey Kıbrıs'ın Türkiye'ye bağlanması konusunun, Türkiye'nin kendi çıkarlarına da aykırı olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıslı Türklerin laik, demokratik ve çoğulcu kimliğini korumak istediklerini söyledi. Türkiye'ye ekonomik bağımlılığı azaltma arzusunu da dile getiren KKTC lider, Türkiye'ye bağlanma ihtimalini 'korkunç' diye niteledi.

"Ankara tarafından yutulabiliriz"

Yarım asırlık bölünmüşlükten sonra tek işler çözümün federal bir çatı altında yeniden birleşme olduğunu anlatan KKTC lideri, bu başarılamazsa, Kuzey Kıbrıs'ın daha fazla bağımlı hale geleceği "Ankara tarafından yutulabileceğini" ve "de facto Türkiye iline dönüşebileceğini" dile getirdi.

Hey Akıncı senin başın rahmetli Sökmen’in ayağının geldiği yere erişemeyecektir!

Akıncı, "Kıbrıslı Türkler laik, demokratik ve çoğulcu kimliğini korumak istiyor" diye konuştu. Senin gibi zihniyetler Kıbrıs halkından ilk seçimde hak ettiğiniz tokadı yiyecektir!

ANAVATAN-YAVRUVATAN DEĞİL, BAĞIMSIZ VE KARDEŞÇE"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiye-Kuzey Kıbrıs ilişkisini anavatan-yavruvatan diye tanımlamasına karşı çıktığını tekrarlayan Akıncı, "Ben bağımsız, kardeşçe ilişkiler istiyorum" derken, hükümetin faturalarını ödeyen Türkiye'ye ekonomik bağımlılığı azaltmak için daha fazla şey yapmaları gerektiğini belirtti. Bunu başarabilmek için de Güney'in desteğine ihtiyacı olduğunu dile getirdi. Yarın bunlar bize abi diyeceksiniz derlerse şaşırmayalım!

Akıncının önceki gafları;

BARIŞ PINARI HAREKATI SÖZLERİ DE TEPKİ ÇEKMİŞTİ

KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı, Türkiye'nin terörle mücadele kapsamında Fırat'ın doğusuna yönelik düzenlediği Barış Pınarı Harekatı hakkında skandal açıklamalarda bulunmuştu. Akıncı "Barış Pınarı desek de akan kandır" sözleri Türkiye'den sert tepki görmüştü.

Bu Enosis yandaşına tabi ki Rum, Yunan ve İngiliz  basını övgüler, methiyeler dizecektir.

RUM BASINI AKINCI'YI ÖVDÜ

Akıncı'nın açıklamaları Rum basınında çok geniş şekilde yer aldı. Gazeteler, "Mustafa Akıncı’nın cesur açıklamalar", "Türkiye’ye bağlanmaya karşı mücadele ilan etti" başlıklarını kullandı.

KKTC medyası da, Akıncı'nın açıklamalarını, "Anavatan-Yavruvatan değil, bağımsız ve kardeşçe" başlıklarıyla verdi.

Bay Akıncı’nın yaptığı açıklamalar Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Kıbrıs Türkü’nün haklı davasına karşı saygısız ifadelerle doludur. Akıncı, “KKTC Cumhurbaşkanlığı” makamının temsil ettiği davanın tam zıddı açıklamalarına bir yenisini eklemiştir. Kıbrıs Türkü’nün davasına düşman olanların söylemlerine benzer açıklamalar yapmaktadır. Akıncı, yaptığı açıklamalarla Türkiye Cumhuriyeti’ne ve milletimize karşı yaptığı saygısızlıktan dolayı özür dilemelidir. Tarihimizin milli kazanımlarına ve saygın şahsiyetlerine dil uzatan bu açıklamaları kınıyoruz. Akıncı, KKTC Cumhurbaşkanlığı makamının neyi temsil ettiğini öğrenmemekte ısrar ediyor. Ama Kıbrıs Türk davasına husumet besleyenlere destek verecek açıklamalar yapma konusunda ısrarcı davranıyor. Akıncı, Hatay’ın Türkiye’nin parçası olmasından bile rahatsız olan bir zihniyete sahip. Zaten Akıncı’nın açıklamalarını sevinçle karşılayanlar, Kıbrıs Türk davasına düşmanlık eden Güney Kıbrıslı Rum gazeteleri oldu. Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Kıbrıs Türkü’nün haklı davasına yapılan bu saldırıyı kınıyoruz. Kıbrıs Türkü’ne düşmanlık eden Rum siyasetçilerin üslubunu Akıncı kendisine yakıştırıyorsa, bunun KKTC Cumhurbaşkanlığı makamına da saygısızlık olduğu açıktır. Türkiye Cumhuriyeti her koşulda Kıbrıs Türkü’nün yanındadır. Kıbrıs Türkü’nün davası dün olduğu gibi bundan sonra da tereddütsüz savunulacaktır.

Kıbrıs’da siyaset yapanlar ve halk Akıncı gibi insanları derhal siyaset arenasından silmelidir.

Kıbrıs Türklüğünün tarihsel hak ve çıkarlarını namuslu şekilde savunmak yerine, Akdeniz’de karanlık hesap yapan küresel emperyalizmin değirmenine su taşıyan ve Rumların stratejik hesaplarına hizmet eden bu şahıs milli gerçeklerden bütünüyle kopmuştur.

Bu şahıs KKTC Cumhurbaşkanı olduğu 2015'ten bu tarafa Türk milletinin hassasiyetlerini kaşımaktan, milli duyarlılıkları tahriş ve tahrip etmekten vazgeçmemiş, geri durmamıştır.

Hey Akıncı bu sözlerinle, Türkiye’yi Akdeniz’den çeşitli entrikalarla dışlamaya çalışan, Yunanistan, İsrail, İtalya ve G.Kıbrıs Rumlara destek oldun, bunun hesabını sana millet ve tarih soracaktır.

Kıbrıs Türklüğünü Rum planlarına zincirleyip tutsak etmek maksadıyla elinden geleni ardına koymayan Akıncı Türkiye’ye ve Türk milletine şükran duyması gerekirken sırtını dönmüş, yüzünü de zalimlere çevirmiştir. Bu ayıp ve ahlaksızlığın hiçbir vicdanda, hiçbir siyasi anlayışta yeri olamayacaktır. Akıncı ve yandaşları unutmamalıdır ki Kıbrıs Türk'tür, Türk kalacaktır. Beşparmak Dağları'na dökülen şehit kanları hiçbir şart altında silinmeyecek, kutlu ceddimizin emanetleri çiğnetilmeyecektir.

Kıbrıs Türklüğünün egemenlik haklarıyla oynayan karşısında Türk milletinin tamamını bulacaktır.

TEMELSİZ AÇIKLAMALAR RUMLARI SEVİNDİRDİ

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakanı Tatar, Cumhurbaşkanı Akıncının İngiliz The Guardian gazetesine yaptığı açıklamalara tepki gösterdi. Yazılı açıklama yapan Tatar, Akıncının olmayan bir şeyi ileri sürerek Türkiye'ye yönelik eleştireler yöneltmesinin ’seçimleri kazanma niyetli’ son derece yanlış bir davranış olduğunu söyledi.

"Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kıbrıslı Türklerin iradesi ile yaşasın ve yücelsin diye kuruldu. Sayın Akıncının buna rağmen Türkiye'nin KKTC'yi vilayet yapacağı gibi bir iddia ileri sürmesi temelsizdir.

K.Kıbrıs Başbakanın açıklamasına dikkat! “Cumhurbaşkanı Akıncı 26 nisan 2020 seçimlerini kazanmak için Türkiyeye karşı bu eleştirileri yapıyor” demesi….Bu cümleyi biraz açalım;  K.Kıbrıs Türk vatandaşların kalbine ve zihnine Türkiye nefreti mi aşılandı ve aşılanıyor? Bu münferit bir olay olsa da Türkiye K.Kıbrısa daha çok vakit ayırmalıdır. Aslında Türkiye K.Kıbrısın iç ve dış politikalarında Başbakanlıktan, Cumhurbaşkanlığına kadar kilit makamlara getirilecek kişilere aktif olarak yön vermek zorundadır. Yoksa K.Kıbrısı savaşda kazandık böyle hadsizler yüzünden kaybedebiliriz aman dikkat!