Okumak ayrıcalıktır, çünkü okuyan bilir, bilen ise bilmeyenden üstündür. Alemlerin Efendisi(sav) “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” Diye sormuş, bizlerde bilenler, bildikleri ile amel edenler, bilmeyenlerden üstündür deriz. Okumak, bilgiye yolculuktur. İşte okumayı, araştırmayı, sorgulamayı seven böyle bir okuyucum şöyle bir soru yönetmiş. “Allah, neden kötüleri ve kötülükleri yarattı?” Merak bu, kendisini aradım, zihnini kurcalayan hadiseler olmuş galiba. Tam da bu sorunun cevabını araştırırken, tevafuk Mevlâna Hazretlerinden Mesnevisinde sorusunun cevabını buldum, şimdi olduğu gibi nakil ediyorum.
“Bir vuslatın, bu muhabbetin şerhini duymak istersen adamakıllı düşünerek “Vedduha”suresini okuyuver. Eğer sen kötülüklerde ondandır, dersen öyledir ama bundan onun kemaline noksan mı gelir ki?
Bu kötülük ihsanı da onun kemalindendir. Dinle ulu kişi, sana bir misal getireyim. Ressam iki türlü resim yapar. Güzellerin resimleriyle çirkinlerin resimlerini.
Ressam (Eser Sahibi Yaratıcı Rabbimizi işaret ediyor) Yusuf’un da yaratılışı güzel olan hurinin de resmini yapar, ifritlerin, çirkin iblislerin de resmini yapar. İki türlü resimde onun üstatlığının eseridir. Bu resimleri yapması onun çirkinliğine delil olmaz, bilakis üstatlığını gösterir. Çirkini gayet çirkin olarak yapar ve bütün çirkinlikler onun etrafında dönüp durur. Bu suretle de bilgisindeki kemal meydana gelir, üstatlığını inkâr eden rüsva olur.
Eğer çirkinin resmini yapmayı bilmezse ressam, nakıstır. İşte bu nedenle Allah(cc) hem kafirin hem de müminlerin yaratıcısıdır. Bunun için imanda, küfürde onun Allahlığına şahittir. İkisi de O’na secde eder. Fakat müminin secdesi dileyerektir, çünkü mümin Allah’ın rızasını arar. Kafirde ona secde eder ama amacı farklıdır. O padişahın kalesini yapar ama beylik davasındandır. Kale onun malı olsun diye isyan eder, fakat kale padişahın eline geçer. Mümin ise o kaleyi padişah için tamir eder. “Sen güzeli de yaratmaya kadirsin, çirkini de” der.
HAYIR VE ŞERRİ DE O YARATIR
Bütün bu yazılanları tefekkür ettiğimizde, görürüz ki her şeyin yaratıcısı Allah’tır(cc).
Şunu da belirtelim ki, bir şeyin şer olup olmadığını sonradan anlarız. Dediğimiz bazı hadiseler de var ki, sonunu gördüğümüzde o şerrin aslında bizim için hayır olduğunu da görürüz. Örnek bir işe girmek istersiniz olmaz, evlilik kapısından dönersiniz boşanırsınız şer zannedersiniz sonu kimi zaman hayırlı olduğunu fark edersiniz.
Zaten başımıza gelen musibetlerin çoğunluğu kendimizdendir, yani bizim hatalarımızdan dolayı ki o şerlerle karşılaşırız.
Ancak kimi ‘şerler’ var ki Allah onu bizi sevdiği için verir, kendini unutmayalım, çok zikir edelim diye.
Bediüzzaman, hastalık risalesinde bunu çok güzel anlatır.
Şunu söylemek istiyorum, imtihan dünyasındayız ve başımıza gelen sıkıntıların her biri bizim imtihanımızdır.
Ama zayıf irade olanlar hemen isyan eder, haşa “Beni mi buldun?” diye sorgulamaya kalkarlar. İşte o anda imtihan kaybolmuştur. Çünkü musibetler ilk geldiğindeki sabır hakiki sabırdır.
Peygamberleri düşünün ne sıkıntılar çekmişler, hiç isyan eden olmuş mu? Eyyüp (as) hayatını okumayanlar bir okusun, ne ibretlik bir hayat yaşamış mübarek peygamberimiz.
Yusuf, Şuayip, Yunus, Hz. İbrahim… Her birinin ayrı ibretlik hayat hikayeleri vardır.
Değerli dostlar Cenab-ı Allah kâinatı zıtlıklar üzerine yaratmıştır ve sadece kendisinin zıttı yoktur. Bunu ihlas suresindeki “Kul hüvellâhü ehad !” ayetinde görürüz. O (cc)tek içinde tekdir.
Nihat Hatipoğlu hocaya bu soruyu yönettiklerinde o şöyle bir cevap vermiş: “Yüce Allah her şeyin yaratıcısıdır. Şer olanı da hayır olanı da o yarattı. Ama şerri yaratmak, şerre razı olmak anlamına gelmez. Aslında şerre vesile olan şeye şer vasfını kazandıran da insandır. Mesela 'ateş' Allah tarafından yaratılmıştır. Ateşin kendisi şer değil. Ateşi birini yakmak için kullanan, ateşe şer vasfını kazandırmıştır. Halbuki ateş normal bir insanın elinde ısınmak için, yemek pişirmek için kullanılır. Yani bizatihi şer değil şerre vesile olabiliyor."
Şöyle bir dua ile bitirelim: “Allah bizleri şerlilerin şerriyle imtihan etmesin, iyi insanlarla karşılaştırsın.”
Kalın sağlıcakla.