Acı dolu bir bayramı yine gözyaşları içinde geçirdik. Çünkü dünyanın birçok yerinde ümmetin gözyaşları aktı, bağırdık, haykırdık, beddualar ettik ancak sesimizi dünyaya duyuramadık. Duyacaklarını da zannetmiyorum!
Mescid-i Aksa diğer peygamberler ve ümmetleri açısından ne kadar önem arz ediyorsa Efendimiz (sav) ve ümmeti açısından da o kadar önem arz etmektedir. Mescid-i Aksa her şeyden önce, yaklaşık on yedi ay kadar, bizim kıblemiz oldu.
Ancak, insanlık ölmüş olacak ki; Mescid-i Aksa yakılıp yıkılırken İslam dünyası da bir şey yapamıyor çünkü birlik yok, güç yok, zalime karşı ne yapacağımızı bilemiyoruz. Bunun için halifelik son günlerde yeniden Müslümanların gündemine geliyor. Muhasebe yapıyoruz ya, hamasete veya boş boş ağıtlara yönelmeden işin gereğini ifade etmek lazım. Sünnetullah diye bir mesele var. Allah “Güç hazırlayın” diyor. Akıl gücü, silah gücü, güç adına ne gerekiyorsa. Allah insan için: “Çalışmanın dışında bir karşılık yok” diyor…
Kudüs bizim için çok önemli! "Ülkemizin yanı sıra şehrimizi de Arzı Mev'uda katan İsrail, Mardin, Urfa, ve doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya da göz dikmiştir, bunun için savunmamız Gazze'den başlar. İsrail,1,5 milyonluk Gazze direncini sessizce kırabilseydi, sınırımıza dayanacaktı.
Şu an Haçlı-Siyonist ittifâkı yeniden gözlerden kan akıtmaya başlamıştır. İngilizlerin yardımıyla orada devlet kuran İsrail, saldırgan ve sınır tanımaz bir politikayla Kudüs sokaklarını kan gölüne çevirmektedir. Filistin’in ve Kudüs’ün asıl sâhiplerini zorla evlerinden çıkartarak Yahudileri yerleştirmektedir.
İLMİ ELİNDE TUTAN KUVVETİ DE ELİNDE TUTAR
Unutmayalım Siyonistler çok korkaktır, ancak teknolojiyi ve bilgiyi de elinde tutuyorlar, batı emperyal güçlerini de yanlarına almış, havlıyorlar. Yani kafir kafirliğini yapacak, peki biz üzerimize düşeni yapıyor muyuz? Ekonomik gücümüz yetersiz, birbirimizle ilişkilerimiz zayıf, bilgi toplumu olamadık vs.
“Bakın, bir İHA – SİHA ürettik, bir merhale kat ettik. Orada ilim vardı. İlme yatırım yaparsanız, insanların ilim koşusuna katkıda bulunursanız, birim insanın özgül ağırlığını artırırsanız, Allah’ın bir lütfu niteliğindeki “genç nüfusunuz”u heba etmezseniz, bunun için eğitim düzeniniz sağlıklı işlerse, bunun için ülkeniz, siyaseten birbirini yemek yerine, sürekli insan azaltma uygulamaları yerine geleceği inşa heyecanında bütünleşen gönül kervanları oluşturursa Allah da yolunuzu açar. Onura koşarsınız. Her mazlumiyet size “çaresizlik yıkımı” değil, daha çok tırmanma azmi verir.
Akif’in o “Bu uğursuz gecenin yok mu sabahı?” isimli şiirini okuyunca içim yanar.
ARADAKİ FARK KAPANIR
Rahmetli Erbakan için yazılan “Davam” kitabında, o diyordu ki: “İlim ve teknolojide aramızda büyük mesafe oluştu. Biz ancak yeni madenler keşfederek, onların güçlerini kıracak teknolojiler üreterek onları durdurabiliriz.
Yukardaki yazısının devamında Taşgetiren de şöyle diyor: “Açıklar kapanmaz değil. İşe koyulalım yeter ki. Birbirimizle boğuşmak yerine bir çocuğumuzun daha katma değerini artırmak için yarışalım birbirimizle. Yarınları hazırlayalım. Zaman çok çok süratli akıyor. Geciktikçe mesafeleri kapatmak zorlaşıyor. -Çağı kaybetme- diye bir söylem var ya. Bu şu sıralarda en çok bizim de içinde yer aldığımız İslam dünyası için kullanılıyor. (Karar Gazetesi/13. 05 2021)
Bu dâvâ Arap-İsrail arasında olan bir dâvâ değildir. Bu dâvâ Müslümanların tamâmının bir davasıdır. Kudüs, ümmetin kanayan bir yarasıdır.
Bâtılların kendi ‘bâtıl’ dâvâlarına sâhip çıktıkları kadar bizler ‘Hak’ dâvâmıza sâhip çıkmazsak Allah katında bunun hesâbını vermemiz mümkün olamaz. İslâm âlemi, kendi içindeki basit ihtilaflardan bir an önce sıyrılıp Kudüs dâvâsına sâhip çıkmalıdır. Kudüs esir olduğu için uykuyu kendine haram kılan bir ecdâdın, Kudüs’ün haritada bile yerini gösteremeyen torunlarından olmayalım.
Son söz: “Siyonist Yahudiler, kendi azgınlıkları yüzünden tarihin önünde diz çökecekler bir kez daha! Ve bu çocuk katillerine hakkını da bu millet verecek, inşallah Türk bayrağı Kudüs’ yeniden dikilecek.
Kalın sağlıcakla.