"Hayat boşluktan nefret eder! Eğer öncü bir kuşak yetiştiremezsek, “boşluk” mezarımıza döner!
Bu sözler Yusuf Kaplan kardeşimize ait, yukardaki tespitindeki yazısının girişinde daha enteresan bir uyarı yapıyor. Diyor ki: “Değerleri, o değerleri yaşatan kültürleri sağlam olan toplumlar kolay kolay yıkılmaz.
Tersinden okuyalım: Değerleri, o değerleri var eden kültürleri çürüyen, çözülen toplumlar da kolay kolay ayakta duramaz: Esen sert rüzgârların önünde sürüklenir durur ve toz olur...
Türkiye’de toplumun ortak kültürü, değerleri, aidiyet biçimleri ve ruh kökleri hızla yok oluyor! Bugün ruh köklerini yitiren bir toplum, yarın bu topraklardaki varlığını da yitirmekten kurtulamaz.
Bütün bu yaşananlardan en çok ve en sarsıcı şekilde genç kuşaklar etkileniyor, kaçınılmaz olarak.
Eğitim, bir yolculuktur; insanın taşıdığı potansiyel özellikler / yeteneklerin açılmasını ve yaşanmasını sağlayan yolculuk…”
Bu nasıl bir uyarı biliyor musunuz? Gerçekten dikkate değer bir uyarı ve uyarının altına da imzamı atıyorum.
Şu andaki gözlemlerimiz bu gençlik giderek kültüründen ve değerlerinden uzaklaşıyor, ruh köklerimizden giderek uzaklaşıyoruz. Yani popüler kültür, gençliğimizi alıp bir yerlere, bir boşluğa sürüklüyor. Bu da beni korkutuyor!
NEDEN EĞİTİM?
Bana göre eğitim, eşittir yetiştirdiğimiz nesildir. Neslin geneline baktığınızda, eğitim sisteminizin başarı veya başarısızlığı ortaya çıkar. Belki de biz bu gerçeği görmek istemiyoruz veya göstermiyorlar!
“Eğitim, insanın kişilik mimarisidir. Öğretim ise insanın dış dünyaya nakşettiği ve maddeye egemen olduğu plan ve projedir.
İnsan bakımından beşikten mezara kadar etkin bir süreç olarak eğitim, ruhundaki yetenekleri geliştirip kendi kemal ve güzelliğini yaşamasıdır.
Eğitim, tevhitle kazanılan ruhani yapının; iman, erdem ve adalet denen yeteneklerin etkin kullanılmasıdır.
Eğitim, insan ruhunda bulunan potansiyel yeteneklerin ortaya çıkması, bedenden başlayarak eşyaya, maddeye hükmetmesidir. Öğretim ise ruhtaki güzelliklerin başka ruhlarla paylaşılması amacıyla bilgiye dönüşmesi, kodlanması, somut veri haline gelmesi, madde elbisesi giymesidir…”
Tanımlar böyle ama okul sıralarında bu pembe ve süslü tanımlamalarla yüzleşmeyiz. Basma kalıp müfredat, yenilenmemiş bilgiler, kalıplaşmış metodlarla yolumuza devam ederiz.
Hiç olmazsa, eğitim süreci sonunda yetiştirdiğimiz nesillere bir bakabilsem, nerede hata yapıyoruz diye sorgulasak. Gençlere eğitim sisteminde ne gibi hatalar görüyorsanız diye bir anket yapsak; onuda beceremiyoruz. Söylenen şu, diplomayı aldın ama bu diploma sana sadece belli bilgiler kazandırdı, o kadar. Peki iş, aş, eş en önemlisi kişilik kazandırdı mı? Şimdi gençlere bir de hayat üniversitesini okutmaya kalkıyorsunuz. Ya da KPSS, SSS sonra ağaran saçlar ve eziklik, kaybolan nesiller bu böyle gitmez diyor Yusuf Kaplan kardeşim.
Doğrudur bilgi kutsal, Cenab-ı Allah ‘el Alim” Şimdi yüklenilen bilgi, Yaratıcı’nın kutsal ve aydınlık bilgisi, hakikat bilgisi, insanda kemal ve güzellik olarak sonuçlanması gerekmiyor mu? Gençlerde erdem, haya, sorumluluk bilinci, vatanseverlik arıyorum….
Şunu söylemek istiyorum: “Hakikate dayanmayan bilgi, yanlış bilgi, temel insani yetenekleri öldüreceğinden habis bir ruhtur, yılan haline getirir insanı, insanlar arası ilişkide öldürücüdür.
“İnsanın en önemli problemi, acilen çözmesi gereken sorun, hakikat bilgisini ve varlık amacı bilgisini öğrenmektir. Hakikat ve varlık amacı bilgileri, kişiyi aydınlatıp bilincini açarsa, yolu görecek ve yolculuğa çıkabilecektir; kişi o bilgiyi yaşayacaktır.
Düşüncesiz eylem, kargaşa ve körlüktür. Eylemsiz düşünce de safsatadır, felç olmaktır. Dolayısıyla düşünce ve eylemin kişinin yoldan çıkmasına yol açacak kadar yetersizliği, ölümdür. Kendini yönetme, düşünce ve eylemi Hakikat’e uygun yönlendirmedir; canlılık, kulluk bilinciyle yaşamadır. Hakikatin nuru insan ruhundaki tohumlar olan potansiyel yeteneklere can verir, kulluk bilinciyle tek tek açılırlar.” (Kay: Yaz. Mustafa Yürekli)
İşin özeti şu, gençlik küresel kültürü kapıldı gidiyor. Giden de gençlik değil aslında geleceğimiz. Yalvarıyorum, biran önce gerçekten milli olan bir eğitim reforma yapın.