Kadir Gecesini ihya ettik Elhamdürillah. İnşallah hepbirlikte cehennem ateşinden kurtulanların içerisine yazılmışızdır. GerekRamazan ve gerekse Kadir Gecesinin bu kadar kutsal oluşu, bilirsiniz, Kur’anayı olmasından geliyor. Bu nedenli bu günkü konumu Kur’an ve İnsan olarakseçmiş bulunuyorum.

Küçük yaşta annem rahmetli bizi Kayabaşı Mahallesinde,Gudümü Hoca’ya Kur’an öğrenmek için göndermişti.

Şimdi olduğu gibi o yıllarda da yaz tatilinde hocalarınevi dolup taşardı. Rahmetli, biraz suyu sertti, pek de istediğimiz neticeyialamadık, yani Kur’anı öğrenemedik çocukluğumuzda. Sonra 38 yaşında Rabbim,nasip etti. Ardından mealler, tefsirler derken, şükürler olsun, artıkokuyabiliyorum, kısmende anlıyorum…

Tabi Kur’anı öğrenmeden önceki hayatımın tabir yerindeise ‘ot’ gibi olduğunu gördüm. Çünkü değerler zinciriniz olmuyor. Ne iyi nekötü ayırt edemiyorsunuz…

Kur’an muhteşem bir kitap. İşte bu nedenle Kur’an ayıolan Ramazan’da bol bol okuruz, tefekkür ederiz.

Şimdi bu mübarek ayın son on gününe girdik. KadirGecesi’de yaklaştı, bu nedenle daha fazla Kur’an okumak gerek diye düşünüyorum.

Neden mi? Açalım.

Kur’an ile ilgili şöyle bir değerlendirme okumuştum: “Kur’an’ıvahyeden Allah Teala, hayat ve mutluluk bahşeden muhtevayı eşsiz bir üslubiçinde sunmuş, muhataplarını, mücevher kutusunun içinden önce dışının güzelliğikarşısında hayran bırakmıştır. Anlatıldığına göre daha önce dillere destan olanve Kâbe duvarına asıldıkları rivayet edilen yedi meşhur şiir bile tahtındandüşmüş, edebî güzelliğin tahtına Kur’an oturmuştur.

 MEYDAN OKUR

Kur’an bu eşsiz güzellikteki üslubunu muhatapların takdirve sübjektif değerlendirmelerine de bırakmamış, meydan okuyarak “benzeri birkitap, bir sure, on ayet, hadi olmadı bir ayet getirin” demiş, getiremeyeceklerinipeşinen ilan etmiş, bunu deneyenler de acziyetlerini itiraf eylemişlerdir. İşte Kur’an’ın bu “âciz bırakan”özelliğine “i’câzu’l-Kur’an” denilmektedir. Şüphesiz bu eşsiz, benzersiz,taklid edilemez ve aşılamaz güzelliğin tamamı dışa; söze ve şekle ait değildir.

Burada muhtevagüzelliğinin, gerçekliğinin ve mükemmelliğinin de büyük payı vardır, ancakKur’an nazmındaki dış güzellik, Arapça bilmediği halde Kur’an’ı okuyan vedinleyenlerin bile farkedebilecekleri bir açıklıkta ve çarpıcılıkta tecellietmektedir; cümlelerin kuruluşu, kelimelerin seçilişi, çeşitli söz sanatlarınınkullanılışı, söz dizisinin yansıttığı musıki bu güzel Kitabın albenisini teşkiletmektedir.

Bu özelliklerin muhataplara telkin ettiği güzellikduygusu Kur’an’ın yazılmasında, okunmasında ve mushafların kağıt ve ciltşekillerinde bile dışa vurmuş, Müslüman san’atının en seçkin örneklerinioluşturmuştur. Kur’an-ı Kerim’de estetik çerçeveye giren güzellikle ilgiliolarak şu kelimeler kullanılmıştır: “Bedî’, cemal, ihsan (ahsene), hüsn, hüsnâ,zinet, rîş”.

 

BÜTÜN GÜZELLİKLER O’NUNDUR

Bütün bugüzelliklerin ya Allah’a ait olduğu yahut da Allah tarafından yaratılarakkullarına sunulduğu ısrarla vurgulanmış, insanların eseri olangüzelliğe/estetiğe hemen hiçbir atıfta bulunulmamıştır. Bu tutum, İslâmsan’atını ve Müslüman san’atkârları etkilemiş olmalıdır ki, onlar hiçbir zamanyaratıcılıktan bahsetmemiş, yaratmaya özenmemiş, ilahi san’atı taklide veyatahrife cür’et etmemişlerdir. Bütün yaptıkları öncelikle ilahi san’atıntemaşasından yüce Sâni’e (san’atla yaratana, güzel yaratana) ulaşmaya, O’nunyücelik, kemal ve cemalini idrak etmeye çalışmak, sonra da O’nun güzelisevdiğinden hareketle yaptıklarında bunu (O’na layık olanı, kuluna yakışanı)ortaya koymaya gayret etmek olmuştur…”

Hasılı Kur’an güzeldir, Kur’an’da güzelliğe ilgi ve atıfvardır, ancak bu güzel bir başka güzeldir ve birçoğu İslâm’a ve Müslüman’aözeldir. (Kaynak Gökhan Özcan)

Daha fazla söze de gerek yok. Kalın sağlıcakla.