Kişisel hastalıklar vardır, bunların çoğu manevidir. Yalan söylemek, gıybet, haset, kin v.s. Her nedense insanoğlu bu konularda aynaya bakıp kendi kusurlarını görmesi gerekirken, hep başkalarındaki kusurları görür. Oysa; “Dedi-kodu ve ön yargılardan hareketle kişilerde hata, kusur ve ayıp aranmamalıdır. Bizim inancımız ve kültürümüzde topluma iyi niyet, hoşgörü ve güler yüzle yaklaşılmalıdır. Duygusallığa, öfkeye kapılmadan düşüncelerini birbirilerine, hikmetle, anlayışla ve sağduyu ile konuşup aktarmalıdır. Bu olgunlukta yapılan her konuşma, sahibi için bir ibadet ve sadaka olarak kabul edilmiştir: “Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden gönül kırma gelen bir sadakadan daha hayırlıdır…”(Bakara, 263) Şüphesiz ki bu hizmeti yapacakların arasında yine öğretmen ve din görevlisi başta olmak üzere toplumun sevk ve idaresinde rolü olan herkesin bir şeyler yapması gerekir. Diğer bir anlatımla gök kubbenin altında yaşayan her insanın bu hususta bir gayreti olmalıdır.  Ortak bir payda ile insanlığın hayrına olan, doğru bilgiye dayanan,  yanlışları ortadan kaldıran, anlam ve hikmet yüklü bir söylem geliştirmeleri gerekir. İnsanlığa rahmet, hidayet, barış ve huzur kaynağı olarak gönderilen Hz. Muhammed (s.a.s.); hayatı boyunca çevresindeki insanlara güzel söz, hoş sohbet ve güler yüzle yaklaşmıştır. Söz ve konuşmalarıyla kimseyi incitmemiştir. Akraba ve komşu hakkına riayet etmiştir. Şayet birinin hata ve yanlışı,  düzeltilecekse onu mahcup etmeden ve ismini anmadan filana ne oluyor ki şöyle şöyle yapıyor diye uyarırdı. İnsanlar ırk, renk, dil ve yaratılış bakımından bir tarağın dişleri gibi eşittir. Allah’a dost ve yakın olmanın ölçüsü; ancak kişinin iman, ibadet, ilâhî emir ve yasaklara karşı olan duyarlılığıyla (takva) orantılıdır.  Bu durumda mümin, bütün varlığıyla iyiliğin ve hayrın kaynağıdır. Komşulukta, arkadaşlıkta, yardımlaşmada, istişare etmede, başkasını hayra ve iyiliğe davet etmede daima kendisinden istifade edilir. GÜZEL SÖZ ÖNEMLİ İnsanları ürkütmez ve karamsarlığa sevk etmez. Bu bağlamda ilke olarak güzel söz ve güler yüz bir sadaka mahiyetinde benimsenmiştir. Nitekim sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) de, insanları bu üslup ve metotla davet etmiştir. Şayet bilgilenme ve ikna edilmeye ihtiyaçları varsa kendileriyle en güzel şekilde tartışılıp sonuca ulaşılması tavsiye edilmiştir. Kur’an-ı Kerim bu durumu şöyle ifade etmektedir: “(Ey Muhammed!) Rabbinin yoluna, hikmetle güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et. Şüphesiz senin Rabbin kendi yolundan sapanları en iyi bilendir…” (Nahl, 125)  “ De ki: İşte bu, benim yolumdur. Ben Allah’a çağırıyorum. Ben ve bana uyanlar aydınlık bir yol üzerindeyiz.” (Yusuf, 108)  Hz. Peygamber (s.a.s.)’in hayatı güzel ve ibretli örneklerle doludur.  Nübüvvet öncesi ve sonrasında söz, konuşma ve davranışlarıyla herkesin güvenini kazanmıştı.  Az, öz, fakat güzel ve anlamlı konuşurdu. AZ VE ÖZ KONUŞMAK GEREK Görüldüğü gibi;  az ve öz konuşmayı uzun konuşmaya tercih etmiştir. Dikkatle incelenirse bu cümlede beklenen cevabın tamamı vardır. Daha geniş açıklamaya ihtiyaç kalmamıştır.  Diğer önemli bir husus da o konuştuğu zaman herkes susar ve dinlerdi.   Hz. Ali, onun konuşma ve üslûbu hakkında şunları söylemektedir. “Peygamberimiz (s.a.s.) sözlerini birbirine ulamaz, uzatmazdı. Konuyu tekrar günümüz olayları bağlamında değerlendirmek gerekirse; bugün içinde yaşadığımız dünya;  sosyal barışa,  huzura; su ve hava kadar muhtaçtır. Şüphesiz ki barış ve huzur ikliminin sağlanması sadece bir kişi veya grupla olmaz. Fert ve toplumun tamamının bilinçlendirilmesiyle olur. İnsan; sorumluluk yönünden aynı geminin içinde olduğunu unutmamalıdır.” DOST DOĞRU OLMAK Müslüman özü ve sözü ile doğru olan, doğru yaşayan insan demektir. Ancak, sözü ve özü doğru olması gereken bizler, bu konuda kendimizi eleştirmek yerine başkaları eleştirip, kusurumuzu görmemezlikten geliyoruz. Bu durum, kalp kırılmalarına ve akrabalar arasındaki  ilişkilerin soğumasına neden olmaktadır. İşte şu güzel günlerde, özellikle müslümanlar oturup muhasebe yaparak kendi ‘yamuklarımızı’ düzeltmeye gayter etmemiz gerekiyor. Bu kolay mı? Hayır! Başkalarının dedikodusunu yapmak kolay mı? Evet! Sonuç sıfıra sııfır, o halde yapmamız gereken şey öz eleştiridir. Hadi kalın sağlıcakla.