Dünkü yazımızda özetle şunları yazmıştık. Evanjelikler büyük bir heyecanla Armagedon Savaşı’nın çıkmasını bekliyorlar, çünkü bu savaşın kendileri için bir kurtuluş olacağına inanıyorlar. Yahudiler, vaadedilmiş topraklara dönüp Büyük İsrail’i kuracak ve dünyaya egemen olacaklar. (Bu onların düşüncesi) Evanjelist Hıristiyanlar’ın Yahudilere ve İsrail’e duydukları muazzam sempatinin ve Evanjelizm-Siyonizm ittifakının kaynağı işte bu inanıştır Armageddon Savaşı” yaşanacak ve Hz. İsa önderliğindeki Yahudiler ve Evanjelikler savaşı kazanarak dünya egemenliğine ulaşacaklardır.( Düşündükleri bu zaferin önündeki en büyük engel ise Türkiye) Evanjelikler açıkça görülüyor ki, adım adım Armagedonu hazırlıyorlar ve Müslümanları geniş çapta kitleler halinde yok etmeyi düşünüyorlar..” “Evanjelik misyonu, dünya hâkimiyetini gerçekleştirmek: ABD devletinin ideologları ülkelerinin İncil'deki seçkin millet olduğunu ve dünyaya iyiyi empoze edecek imana muktedir olduklarını sıkça beyan etmektedirler. Nitekim Beyaz Saray tarafından 20 Eylül 2002'de yayınlanan Ulusal Güvenlik Stratejisi başlıklı resmi belgede Bush, söz konusu ilahi seçilmişliğin güncel tarifini şöyle yapıyor: İnsanlık bugün düşmanlarını da özgür kılacak zaferi sağlayacak olan fırsatı avucunun içinde tutmaktadır. ABD kendisine bahşedilen bu önemli görevi yerine getirme sorumluluğundan gurur duymaktadır... İnsanlık onurunu, vicdan ve ibadet özgürlüğünü daha ileri götürmeye kararlıyız Bush yüce bir davadan ve bunu gerçekleştirmeden bahsetmektedir. Böyle bir kutsal görevi üstlendiğine inanan bir güç, toplumların ancak radikal biçimde dönüşeceklerine inanır ki, bunun dilimizdeki karşılığı savaştır.   BATI GÖZÜ İLE MESİH-MEHDİ MESELESİ Hıristiyanlık akidesinde Mesih'in ideal bir dünyada yeryüzüne geleceğine inanan mesiyanik gruplarla, Mesih'in yeryüzüne döndükten sonra bin yıllık bir Hıristiyan hükümranlığının süreceğine inanan milenyumcu bazı grupların oluşturduğu sapkın mezhepler, yeryüzü cennetinin yaklaşmakta olduğunu ve bu cennete girmek için başvurulan her vasıtanın iyi olduğunu bildirmektedirler. Başkan Carter'dan bu yana Evanjelizm'in etkisi altına giren yöneticiler ve ekipleri bu inancı paylaşmakta, kehanet ve şifrelerin işaretiyle geleceği inşa etmek istediklerini açıkça ilan etmektedirler. İşte yeni ABD politikasının "Din Hürriyeti Misyonu'na" yüklediği anlam budur.( Prof. Dr. Nadim MACİT) Aslında çocukluğumuzda bizim hocalarımızdan duyduğumuzda böyle bir şey değil mi? Hz. İsa yeryüzüne tekrar gelecek, yeryüzünde 50 yıl saadet yaşanacak ama onlardan farklı olarak, Hz. Mehdi’ye( yani İslamın değerlerine tabi olacak) Sonra İsrail ile Müslümanlar arasında savaş çıkacak, her taş seslenecek ve İsrail oğullarını ihbar edecek v.s . Şimdi biz bu konunun uzmanlara başvuralım, bakalım onlar ne diyor?   MÜSLÜMANLARA GÖRE MEHDİ VE MESİH MESELESİ Mehdi ve Mesih konusunda bizim ilahiyatçı yazarlarımızdan Hayrettin Karaman şöyle der; “İslâm ilmihâl kitaplarında, bunlar dışındaki bazı akaid (inanç bilgisi) kitaplarında, kıyâmet yaklaşınca Mehdî'nin ortaya çıkacağı, Hz. İsa'nın ineceği yazılmıştır. Sahîh hadîs kitaplarında Hz. İsa'nın geleceğine dair rivâyetler vardır, bazıları bunların tevâtür derecesinde olduğunu ileri sürmüşlerdir. Kur'an'da onun geleceğina dair açık bir ifade yoktur. Prof. Karaman yazısının sonunu şöyle bağlar; Tefsircilerin yorumu bir yana Kur'anda Hz. İsa'nın geleceğine dair açık bir âyet yoktur. Bu konuda hadîsler vardır. Sahîh kabûl edilen hadîslere göre Hz. İsa peygamber olarak değil, Son Peygamber Muhammed Mustafa'nın (s.a.v.) dinine tâbî bir ıslâhatçı olarak gelecektir (Müslim, İman, 246). Hz. İsa peygamber olarak gelmeyeceği için vahiy alması da sözkonusu değildir. Hz. İsa, sipermini Allah'ın yaratması sonucu Hz. Meryem'in rahminde oluşmuş ve dünyaya gelmiştir. Hz. Ali  Efendimize bu konuyu sormuşlar. “O ahirzamanda çikacaktir. Kisinin ,,Allah" dedigi isin ölüme mahkam edilecegi bir zamanda gelecektir" diye cevap vermistir. Devaminda ,,Allah, onun etrafinda hiçbir seyden korkmayan ve hiçbir menfaat için sevinmeyen bir topluluk meydana getirecektir" “Hülasa Resülullah Efendimiz (sav) ahirzaman hadiselerinin, belki de kiyametten önceki iki yüz senelik dönemin portresini çizmistir. Bu dönemde cereyan edecek bazi hadiselere isaret etmistir. Yalniz isaretle iktifa etmistir. Tasrih etmesi de düsünülemezdi. Sadece isaretle iktifa etmesi de yorumlara açik kapi birakmistir. (Yrd. Doç. Dr. Zeki Saritoprak ) Oysa diyorum, Allah’a inananlar bil olsa, huzur da gelir dünyamıza ama işte olmuyor. İnsanız ya, imtihan oluyoruz ya, kader tecelli edecek ya. İşte mesele bu. Kalın sağlıcakla.