Geçtiğimiz günlerde, öz güven meselesini yazarken,kişilerin öz güven sorunu olduğu gibi, milletlerinde öz güven sorunuyaşayabileceğini belirtmiştim.  Eskiden,bizlerin özgüveni kırılmıştı.

Şimdilerde ise Türk insanının artık özgüveni yükseliyor.Bu özgüven boşa değil, bir çalışmanın ve fedakârlığın ürünü diye düşünüyorum.Ancak, daha çok eksiklerimiz var. Bu eksikliklerimizi giderdiğimizde, güvenimizdaha da yükselecektir ki bunların başında eğitim geliyor.

 Şimdi bu özgüveninnedenleri üzerinde biraz durmak istiyorum.

Hatırlarsanız, bundan 40 yıl önce, dünya iki kutupluydu.Bir tarafta Sovyetler Birliği diğer tarafta ABD ve batılı ülkeler. Batılı ülkeleriİngiltere temsil ederdi. Bu kutbu ABD, AB ve onların üretim çocuğu İsrail;diğer yanda ise doğu bloğu ülkeleri vardı.

Bizler 70 yıllarda, ya sağcıydık, ya da solcu…

Solcular Rusya ya da Komünist Çin’İ tutar. Hatta solcularbile kendi aralarında Maocu(Çin), Leninci(Sovyetler) diye bölünmüşlerdi.

Sağcılar ise Amerikancı diye değerlendirilirdi.(Bununnedeni şimdi daha iyi anlıyoruz). Tabi o yıllar cehalet ve yokluk yıllarıydı.Şimdi ise insanlarımız bilinçli, üretiyor, kısmen de olsa okuyor, en azındansosyal medyayı takip ediyor…

 

TÜRKİYE MERKEZ OLUYOR

Zannederim 29.12. 2017 tarihiydi, haber 7’de ; “Hamlelerardı ardına geldi! Türkiye merkez oluyor” başlıklı bir haber gözümü çarptı.Haberin spotunda; “Türkiye, Doğu ileBatı'yı, Asya ile Avrupa kıtalarını birbirine bağlayarak, küresel ticaret içinönemli bir kesişme noktasında yer alıyor.” Deniyor, devamında ise: “ Türkiyejeopolitik konumunun verdiği önem ve özellikleri kullanmaya başladı.Türkiye'nin stratejik konumu; dört saatlik uçuş mesafesi içinde toplam 1.6milyar nüfuslu, milli geliri 30 trilyon doları aşan, toplam küresel ticaretinneredeyse yarısına karşılık gelen bir dış ticaret hacmine sahip birçok pazaraerişim sunuyor. Türkiye'deki ticaret dikkat çekici bir biçimde artarken,bölgenin küresel ticaretteki varlığı da giderek güçleniyor. Türkiye'nin 2017yılında 157 milyar doları aşması beklenen ihracatının 2023 yılında 500 milyardolara ulaşması planlanıyor. Türkiye'nin gayrisafi yurtiçi hâsılasının da 850milyar dolardan 2 trilyon dolara çıkması hedefler arasında yer alıyor.

 

BÜYÜME REKORLARI KIRIYORUZ

Son 14 yılda yıllık ortalama yüzde 5.6 büyüyen Türkiyeekonomisi, lojistik sektörü için birçok fırsat sunuyor. Türkiye, güçlü ekonomikbüyümesinin yanı sıra, Avrupa'nın en büyük ve en genç iş gücü havuzlarındanbirine sahip bulunuyor. Türkiye nüfusunun yüzde 42'den fazlasını 24-54 yaşarasındakiler oluştururken, buradan doğan iş gücü avantajı lojistik sektörünede yansıyor. Yatırımcılar, sektörün farklı taleplerini karşılayacak nitelikliiş gücünü rekabetçi maliyetlerle kolayca istihdam edebiliyor.

Devam edelim: “Son 15 yılda gerçekleştirilen kamu ve özelsektör altyapı yatırımları, Türkiye'de sunulan lojistik hizmetlerini önemliölçüde iyileştirdi. Çok sayıda yeni havaalanı inşa edilirken, otoyollar ileülkenin dört bir yanına erişim kolaylaştı. Buna ek olarak, artan hızlı tren ağıbüyük şehirleri birbirine bağlamaya başlarken Türk limanlarının kapasitesi dearttı. Türkiye ayrıca, 21 adet lojistik merkezi/köyü kuruyor. Bugüne kadaryedisi tamamlanan bu merkez ve köylerde sunulacak farklı taşımacılık yöntemlerinakliye maliyetlerinin düşürülmesini sağlayacak.

Devlet, lojistik altyapısını daha da güçlendirmekamacıyla, 2023 yılına kadar ulaşılması planlanan iddialı hedefler belirledi. Buhedefler arasında 36 bin 500 kilometre bölünmüş yola ve 8 bin kilometreotoyola, toplamda 70 bin kilometreyi aşan kara yolu ağına sahip olmak yeralıyor. Ayrıca 12 bin kilometresi hızlı tren hattından oluşan toplam 25 binkilometrelik demir yolu yapılması,, tünel yol uzunluğunun 360 kilometreden 700kilometreye çıkarılması hedefleniyor. Yıllık taşınan yolcu sayısının 1 milyarkişiye, yük hacminin ise 125 milyon tona çıkarılması planlanıyor.

Dünyanın en büyük havalimanının inşaatı son hızla devamederken, 2023 hedefleri arasında Türkiye'deki herhangi bir noktadan en yakın havaalanınaulaşımı maksimum 100 kilometre yol kat ederek sağlamak ve böylece havataşımacılığında yıllık toplam kapasiteyi 400 milyon yolcuya yükseltmek yeralıyor…”  Bu bilgileri niye aktardım?Çünkü artık büyüdüğümüzün farkındayız. Fakat temel sorunlarımız devam ediyor.Bunun içinde mutlaka insana yatırım yapılmalı…

Peki kalın sağlıcakla.