Allah lafzının yerini tutacak başka bir kelime ,harf , isim mümkün değildir. Allah ismi bir anahtar gibi öbür isimleri de açar.O olmadan öbür esmalarında bir anlamı kalmaz. Örneğin: Rahman dediğiz de , kim Rahman olan? Allah. Gaffar dediğimiz zaman yine aynen, Gaffar olan Allah dememiz lazım, yoksa onsuz bir anlam ifade etmez. Çün ki Allah lafzı cami bir isimdir. Çekirdektir,Lübtür, bütün isimler o sandukca nın içerisinde gizlidir. O nu açan yine Lafza-iCelaldir. Tanrı,Put, Tapmak, Tapınak gibi kesin bir mana ifade etmayen kelimeler kesinlikle Allah Lafzının yerini tutması mümkün değildir. Ne yazıkki bu kelimeri kendini bilgin, aydın olarak tanımlayan kimselerde bol bol kullanmaktadır. Aynen bunun gibi: yaratmak kelimesini de isimlerinin önünde epeyce kalabalık ünvanlar bulunan zat-ı muhteremlerde cömertçe kullanmaktadırlar. Yaratmak Allah’a mahsusu bir unvan dır. Hiç yoktan vücuda getirmektir. Bu Allah’ın “ El bari ü “ isminin gereğidir. Kainatta mevcut olan elementleri toplayıp bir araya getirip bir şeyler ortaya koymak , yaratmak değil bir şeyler yapmaktır. Eczacının ilaç yapması gibi. Yoksa kainatta olmayan bir şeyden üretilmiş değildir. Gelelim Lafza’i Celalin başka önemli bir özelliğine. Allah lafzından baştaki elifi kaldırsak , Lillah olur. Lamın birini kaldırsak, Le hu olur. Öbür lamı da kaldırsak en sonunda Hu kalır. E n sona kalan  o hu dahi Allah’ı işaret eder. Ama diğer isimlerde bu özellik yoktur. Ondandır ki Allah Kelamının yerini tutacak başka bir unvan yoktur.Örneğin: Tanrıdan teyi kaldırsak , anlamı kalmaz. Puttan peyi kaldırsak hiçbir anlam ifade etmez. Ben sonuç olarak şunu ifade etmek istiyorum: Lutfen bu kelimeleri kullanırken düşünerek kullanmaya özen gösterelim. Akıl vermek haddime değil  ama, bu kelimeleri oldum  olası kullanmakta sanırım kimsenin hakkı da değildir, küçümsemekte kimsenin haddi değildir. Cenab-ı Hak  Ehl-i  imanı sırat’ı müstekımden ayırmasın. Rabbül Alemine emanet olun.