Daha önce bu konuda yazdığım gibi bu makalemi de yine Machıavellı Hükümdar isimli kitaptan nakledip, sonra da yorumuma geçeceğim.
Kitap 1500 yıllardında yukarda ismini verdiğim yazar tarafından kaleme alınmış, kendisi o dönemin hükümdarlarını araştırmış ve onların olumlu ve olmuz yönlerinin nasıl bir sonuç ile karşılaştığını isim vererek anlatmış.
Örnek verelim, VI. Alexander, insanları aldatmaktan başka bir şey yapmamış. (s.93) devam ediyorum yazarım kaleminden: “ Kandırmak için mutlaka birilerini bulmuştur. Onun gibi böylesine inandırcı beyanlarda bulunan ya da inandırcı olmak için böylesine yemin eden bir kişi daha yoktur. Bununla birlikte artık sanatında nesli tükenmiş bir usta olduğundan hileleri daima amaçlarına ulaşmıştır. (Bu günün dünya devi liderlerinden kim geldi aklınızı, düşünün bakalam, demek ki bu tip liderlerin hala nesli devam ediyor…)
Neyse devam edelim biz yazımıza. “ Hükümdar, yukarda bahsettiğim iyi meziyetlerinin hepsini sahip olmak zorunda değildir, fakat bunları elde etmeye mönelik bir gayret içinde olmalıdır. Daha da ileri gidip şöyle diyebilirim. Hükümdarların bu meziyetlerin hepsine sahip olması ve daima bunlara uygun davranması tehlikeli bile olabilir. Bu meziyerlere sahipmiş gibi davranmak da yararlı olabilir!
Sizin anlayacağınız hükümdar, merhametli , sözünü güvenilir, nazik, samimi ve dindar olmalı ve gerçekten vatanı için çok çalışmalıdır…
MERHAMETLİ VE DİKKATLİ OLMALI
Şimdi bu konuya yazarken bazıların aklına günümüzdeki çeşitli liderler gelebilir. Olabilir de ancak şunu ifade edeyim ki, hükümdar dediğimiz kişiler hüküm veren amirlerdir. Bunun içine evin yönetiminden sorumlu babalar da gelir, okul müdürleri de, işletme sahipleri de…
Son söz; Hükümdar, kendisinden nefret edilmesini ve küçümsenmesine yol açacak her türle hareketten de kaçınmalıdır…(s.95)
Gelelim yine günümüze, yönetim çok önemlidir. Cenab-ı Allah(cc) “ İnsanlar neye layık ise öyle yönetilirler.
Bu ev yönetiminde de geçerli, devlet yönetiminde de. Peki biraz tefekkür etsek bu konuda. Edelim.
Devletler tarihine bakın, barışçıl ve huzurlu yönetimler de görülmüş, savaş çıkartanlar da…
Siz hüküm verenleri akıllı, sağ duyulu, cesaretli, çalışkan, halkı ile uyumlu liderler seçmek isterseniz, yöneticilerinizde adil olup, hak ve hukuku gözler.
Yoksa Nasrettin Hoca ile Timur arasındaki hikayeyi benzer hadiseler yaşarsınız ve yaşarız. Yani aslında herşey bizde bitiyor. Bizler halk olarak model insanlar olursak, yöneticilerimiz ve hükümdarlarımızda o denli, bizleri temsil eder….
YANİ NEYE LAYIK İSE ÖYLE YÖNETİLİRİZ.
Diyeceğim şu ki, kimse kendi sorumluluğunu bir başkasına atmasın. Gerekirse, Ömer(ra) döneminde olduğu gibi, halifeye: “ Seni kılıcımla düzeltirdim!” diyecek hak dava insanı yetiştirmek gerekiyor.
Yoksa, kimsenin bir başkasına söz söylemeye hakkı yoktur. Halk olarak her türlü fırıldağı yapacaksın, sonra da hüküm verenlerin arkasından konuşacaksın, olmaz!
Evet, insanın düzelmediği bir toplum düzelmez. İşte tarih ortada, halk bozulduğunda devletler çökmüş, hazimete uğramış. Halk, hak yolda yürüyünce de, tarihler yazmışız.
Tekrar ediyorum, her sorumluluğu hüküm verenlere yüklememek gerekiyor. Biz halk olarak doğru yaşarsak, yukardakilerden örnek olacaklardır.
Peki kalın sağlıcakla.