Hafta sonu Dereboğazında bir dostumuza misafir olduk.Biliyorsunuz oralarda incirler yetti. Tabi incir bahane maksat hacıarkadaşlarını bir araya getirmek, yeniden o mübarek topraklarda yaşadığımızhatıraları tazalemekti…

Tabi mecliste çok kıymetli dostlar var, değerli ilimadamlarının yanı sıra, her biri kendi alanında model olmuş insanlar…

Geçenlerde yazmıştım,hacı arkadaşlığı sağlam oluyor, uzunyıllar sürüyor. Çünkü temelinde maneviyat var. Toplantılarda genelde tefsirdersleri yapılıyor.

Bu defa Efendimizin(sav) diyarında uzun yıllar ikameetmiş, Mescidi Haram’da kürsüsü olan bir hemşehrimiz de vardı.   Benkendisini  ilk defa tanıdım. İyi kitanıdım, bize Medine hatıralarını paylaştı, o mübarek topraklara tekrar gitmişgibi olduk.

İsmi Hüseyin Toprak(Erzurumluoğlu), 4 fakülte bitirmiş, MısırEl Esher’ mezunu, Türkiye’deki  songörevi İstanbul Başvaizliği iken, çocuklarını da almış, Medine’ye yerleşmiş.Bize Mekke ve Medine hatırlarını anlattı. Birini paylaşım istedim.

 

GÖZYAŞLARI KURUYAN ADAM

 Yer Mekke, kürsüdesohbet eder Hüseyin Hocamız, namazdan hemen sonra yanına bir Türk gelirkendisine; “ Hocam, ben buraya gelirken, hep bu mübarek toprakların hasretive aşk ile ağlayıp duruyordum. Buraya geldim, sanki gözyaşlarım kurudu, hiçağlayamaz oldum. Yani bu duruma da üzülüyorum. Neden olabilir?

Bu sorunun cevabını vermek üzereyken Hüseyin Hocamızınyanına, bir başka kürsü sahibi olan Yemenli bir hoca yaklaşarak, onun sorusununcevabını ben vermek isterim deyince, hocamız şaşırır! Yani uzaktan,konuşmalarını duyması mümkün değildir! Gerçekten de Yemenli hoca, soruyu tekrareder ve cevabını da verir.

Kısaca cevabına da paylaşayım, gözyaşlarının kesilmesi‘dünyalaşmaya’ işarettir,  yani mübarektopraka kavuşunca, daha çok ibadet etmek yerine, maddeye yönelme, kibir v.s. olabilirşeklinde bir değerlendirme de bulunur. Tabi o mübarek topraklarda dökülen gözyaşı bir başka önem arz eder. Aşkaişarettir, kalbi yumşatır, affa sebep olur

Neyse biz bir de Medine’ne ile ilgili Hüseyin Hocam’ızındilinden bir hadis paylaşıp, konuyu bağlayalım.

Rivayete göre Rasulullah (s.a.v)' şöyle buyurur:"Sizdenkim Medine'de ölebilecekse orada ölmeye baksın. Çünkü orada ölen kimseye Medineşefaat eder ya da onun lehine şahitlik eder."

Hüseyin hocamızın beni etkiliyen en önemli tespiti ise; “Müslüman fabrika ayarlarına dönmeli!”sözü oldu.

 

SEYİTHANOĞLU’NU SANATSIZ OLMAZ

Mecliste her biri diğerinden kıymetli alimler vardı.Bunlardan biri de Hasan Seyithanoğlu, kendisi milletvekilliği yapmış. O da kısabir sohbet yaptı. İslamta siyasete, sanata, estetiğe geçti. Bu konularda çokönemli tespitleri vardı Seyithanoğlu’nun. Daha önce Diyanet İşleri Başkanlığımüfettişliği de yapmış. Din görevlilerinin konumuna yönelik değerlendirmelerdebulundu.  Onların daha etkin çalışmasıgerektiği üzerinde durdu. Müslümanların sanata, zerafeti de önem vermisigerektiğini söyledi.

Son olarak mini dersi yapmak bize düştü. Konu Efendimizinfiziki özellikleri oldu. Ardından ilahiler, zikir ve Kur’an okundu, ikramlarv.s

Şimdi konunun esasına gelelim. İslam dünyası içinde bulunduğu sorunları ancak cehaletle kavgaederek başarabilir.  İlk emri okuolan bir dinin, okumaması düşündürücü, bu nedenle zihinler resetlemeli, yenibir başlangıç yapmalıyız. Her birimiz bir sahabe misali iyiliği emredip,kötülükle mücadele etmemiz gerekiyor.

Rasim Özdenören derki bir kitabında; “ Batı anlayışınınzihinlere buluştırdığı bakışla İslam’ı anlayamayız. İslamı bu gün öyle kavramak zorundayız ki, kendimizi şimdiye kadarİslam hakkında  hiçbir şey bilmiyormuşuzgibi farzederek yola koyulmalıyız. İlk Müslümanlar nasıl Müslüman olmuşlarsaonların yolunu izleyerek, önyargımızı , cehalet dröneminden kalmam zihni veameli alışkanlıklarımızı terkederek başlangıç noktasında durmaya gayretetmeliyiz.

 Kalın sağlıcakla.