Medyum, cinci, falcı veya üfürükçülerin dinî açıdan veyabilim yönünden bir gerçeği, bir faydası ve bir değeri var mıdır?

Niçin insanlar bazı problemlerinden dolayı bu gibikişilere koşuyorlar?

Çevremdeki bazı arkadaşlar, problemlerini bu yollaçözmeye çalışıyorlar.

 Bununla ilgili nedersiniz?

Medyum, falcı, cinci ve üfürükçü adıyla toplumumuzda rolüstlenen kişilerin varlığı, insanların sosyalleştiği ve iletişim içinde olduğugünden beri kendini hissettirmektedir.

Önemli problemler yaşayan, bazen de çaresiz kalaninsanlar, medyum, falcı ve cinci gibi kişilere başvurup, çare aramışlardır.

 Ayrıca geleceğiöğrenmek, bilinmeyenden haberdar olmak, yüzyıllar boyunca insanların dailgisini çekmiştir.

Bu tür haberler verdiğini söyleyen kişiler, toplumdagenellikle hanımlar tarafından ilgi görmüştür.

Bu tür kişiler, garip düşünceleri, davranış, inanış vetavırları vardır.

Tabiatüstü güçlerle ilişkili olduklarını ve birtakımtabiatüstü yeteneklere sahip bulunduklarını iddia ederler. Bu gariplik vesıradışılıklar ile ve oluşturdukları mistik ve egzotik ortamla, ilginçgiyinişleriyle gelenleri kolayca etkilerler.

Çareyi bu tür insanlardan arayanlar, onlar hakkında yakınçevrelerinden ya da değişik kaynaklardan: “Çok iyi biliyor. Şunu da bildi, onuda söyledi” gibi birtakım sözler duyarak giderler; yani bir nev'i “inanmayahazır” bir haldedirler.

Falcıya giden insanlar, falcının söylediklerindenkendileriyle ilgili olanları duymak için, seçici bir dikkat ve algılama içerisindedirler.

İnsanlar niçin bu tür kişilerde çare arıyorlar..

-Bu tür kaynaklardan istifade etmeye çalışanların, genelkişilik özelliklerine baktığımızda “kendilerine güveni az, kendileri yararınaçaba gösterebilmek için gerekli bilgi ve deneyimden yoksun, bağımlı, kolayinanan, karşılarındaki insanları otorite olarak görmeye hazır ve telkine açıkbireyler” olarak görürüz. Bu tarz kişiler, bir medyuma ya da falcıyagittiklerinde onların söylediklerine çok kolay inanırlar ve telkine açıktırlar.

-İslâmî bilgilenmenin azaldığı yerde, hurafe ve yanlışitikatlar rağbet bulmaktadır. Aynen bakımsız tarlalarda yabanî bitkilerinçoğalması gibi. İnsanoğlu, fıtraten inanmaya yatkındır. Dinden dışarıkaydığında bir şeye tutunmaya çalışır. Bu da metafizik olmaktadır. Medyanın daolayı reklâm şeklinde vermesi bunu körüklemektedir. İyi eğitilmiş insanlarınmetafizik konulara eğilmesi, psikolojik bir tedirginlikten kaynaklanır. Evhanımları ise, önce boş vaktini dolduracak bir şey olarak ilgilenir, sonra bunututku haline dönüştürebilir.

-Bu kadar cin-peri hikâyeleri ile yoğrulan bir toplumda,insanların kendilerinden kaynaklanan problemleri defans mekanizması ilecinlerin üzerine yıkmaları kaçınılmazdır. Çünkü kişilerdeki suçlulukfikirlerini giderir, rahatlamaya sebep olur.

-Medyum, cinci, falcı ve üfürükçü gibi kişiler, bir hastaiçin asla “olmaz, çözülmez, çaresiz” demezler, hep “ben yaparım” diyerek ümitvermektedirler.

Bu ve benzeri sebeplerden dolayı, bu gibi kişiler dünolduğu gibi bugün ve yarın da aynı rolü oynamaktadırlar.

Bu konu yalnızca ülkemizin problemi değil, bütün dünyanınproblemidir.

Parapsikoloji uzmanları, falcılar, büyücüler ABD veAvrupa ülkelerinde de giderek daha çok rağbet görüyorlar. Bu konuda yazılankitaplar çok satıyor. Maddeciliğin bombardımanı altındaki insanlar, kendilerinimanevî boşlukta hissedince, inanç da verilmediğinden bu gibi hurâfeye açıkkonulara sığınmaktadır. Adeta maddecilikten bu şekilde kaçmaktadırlar.

Eski çağlarda kâhin diye adlandırılan bu kimseler,şimdilerde medyum adı altında, dinsiz kalan Batı insanına deva olmayaçalışıyorlar.

Medyumluk bir çeşit falcılık, cincilik ve ruhçuluktur.Şeytanî cinlerin sözcülüğünü üstlenen bu kişiler, ruh çağırma seanslarında,gelecek hakkında ahkâm kesmeye varıncaya kadar her türlü kehânete başvururlar.Oysa, “Gaybın anahtarı Allah’ın yanındadır, onları ancak O bilir. De ki:Göklerde ve yerde Allah’tan başka kimse gaybı bilmez!” mealindeki Kur’ânâyetleri bize birer ölçüdür.

Medyum, falcı, cinci ve büyücü gibi bazı insanlara çokilgi duyulan yerlerde, şifa aramayı ne İslâm dini ne de bilim tavsiyeetmemektedir. Bu yola başvuranlar ise, kesin bir sonuç alamadıkları gibi bazende felâketle karşılaşmaktadırlar.

Kur’ân-ı Kerim, büyü ve nazar gibi olaylarakarşılaşanlara Felâk ve Nâs Sûrelerini okumalarını tavsiye etmektedir.

Böylelikle medyum ve bazı kötü niyetli kişilerinsömürüsünden korunmaları mümkün olmaktadır.

Biyolojik ve psikolojik problemleri olan hastalar, bu türkişiler yerine tıbbî tedaviye başvurmalılardır. Ancak bunun yanında Allah’ın âyetlerinesığınarak, şifayı Allah’tan istemek, hastaya moral gücü verir, tıbbî tedaviyedestek olur.

Allah’a emanet olun, Kalın Sağlıcakla…