“İki sene önce İstanbul’da bir toplantıdaydım, hayatını Katolik kilisesinde rahibelikle geçirmiş, kardeşimiz, ki daha sonra Budist olmuş, sonra Efendiler Efendisi Muhammed Mustafa’nın hayatıyla tanışmış, Kur’an’la tanışmış, İslam’la şerefyap olmuş bu hanımefendi benimle görüşmek istediğini ifade etti. Birilerine sormuş Türkiye’de en yüksek, en yüce dinî kurum hangisidir, benim bir derdim var, bu kurumla bir derdimi paylaşmak istiyorum. Bu hanım (2011 yılında zamanın Diyanet İşleri Başkan Yardımcısının yanına varmış) O’na “
Ben bir dinin mabedi içerisinde dinin merhametinin nasıl şiddete dönüştüğüne şahit oldum, Hz. İsa’nın rahmetinin nasıl bir katılığa dönüştüğüne şahit oldum, sonra başka bir dine geçtim, sonra Müslüman oldum. Bir tehlike seziyorum. Bütün dünyada bir merhametsizlik kol geziyor ama en büyük korkum dünyadaki merhametsizlik değil, korkum merhametsizlerin merhametsizliği de değil,
endişem rahmetin ve merhametin kaynağı olan dinlerin merhamet boyutlarını kaybetmesidir. Merhametin bütün kâinatı kucaklayacak ve kuşatacak olan, rahmetin ve merhametin son membaı, son kaynağı olan dini müminin, İslam’ın başına da bunun gelmesinden korkarım!” Allah korusun! Hanım Efendi devam eder; “Sizden istirham ediyorum, bütün din adamlarından, bütün bilim adamlarından istirham ediyorum lütfen İslam’ın merhametini öne çıkaracak çalışmalar yapın. Buna sadece Müslümanların ihtiyacı yok bütün kâinatın, bütün insanlığın Hz. Muhammed’in(s.a.s.) rahmetine ve merhametine ihtiyacı var. Bu rahmeti, bu merhameti yeryüzünde yaygınlaştırın, egemen kılın.”( 2011 Diyanet Yayınları)
KUTUPLAŞIYORUZ Bu yazıyı okuduğumda, devletler arası çekişmeleri, dinleri, mezhepleri, hadiseleri, gerginlikleri, savaş tamtamları çalışanları düşündüm, evet dünya giderek kutuplaşıyor, ayrışıyor. Süper devletler, birbirlerine düşmüş, Çin-Rusya bir tarafta, AB-ABD diğer tarafta, Müslümanların durumu ise ortada… Kan ve gözyaşı….. Galiba insanlık kendi kıyametlerini hazırlıyor… Silahlar kırıla gidiyor, her gün yüzlerce can kayboluyor savaş ve kıtlıklarda. Çevre felaketleri yaşıyoruz. Cinayetler, uyuşturucu, hırs, kin… Nereye gidiyorduk sahi! Sadece milletler kutuplaşmıyor. Şehirler, ilçeler, mahalleler hatta aileler kutuplaşıyor. Oysa barış içinde yaşayabilirdi, merhameti kaybetmeseydik. Kaygılarını dile getiren hanım galiba haklı.
RAHMETTE GİDER Merhameti kaybettik. Şu hadise bir kulak verin; “Bu, Allah’ın kullarının kalplerine yerleştirdiği merhamettir ve Allah, ancak merhametli kullarına rahmet eder. (Müslim, Cenâiz, 11; Buhârî, Merdâ, 9)
Demek ki, merhamet kalktığında, rahmet de kalkacak. Rabbim esirgesin… Evet, yazımı şu dua ile kapatmak istiyorum; “Ey Allah’ım! Ben kendime çok zulmettim, günahları ancak sen bağışlarsın. Mağfiretinle beni bağışla ve bana merhamet et. Şüphesiz sen çok bağışlayan ve çok merhamet edensin. (Tirmizî, Daavât, 96) Kalın sağlıcakla.