On bir ayın Sultanı bütün güzellikleri ile devam ediyor. Ülkemin dört bir yanında oruç tutuluyor, teravih namazları kılınıyor, hayır hasenat sürüyor, tam bir manevi coşku var. Allah’ım herkesin ibadetini kabul etsin. Bu girişten sonra bu günkü ana konumuza geleyim. Önce bir ayet meali sizinle paylaşacağım, sonra tefsirini. “Onlar gaybe inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiğimizden de Allah yolunda harcarlar”… Bu ayetin tefsiri şöyle yapılmış; “ Gayba iman etmek, namaz kılmak ve Allah rızâsına uygun harcama yapmak; İslâm’ın fert ve topluluk olarak insana getirdiklerinin ve ondan istediklerinin güzel bir özetidir. Gayba iman, iman esaslarına; namaz kılmak, özel duygu ve davranışlarla Allah’a ibadet etmeye; Allah rızâsına uygun harcamada bulunmak (infak) ise dayanışmaya, düzen ve adalete, yani muâmelâtın ruhuna ve amacına işaret etmektedir. İman akıl ve vicdanın doğrulaması (tasdik), dilin bunu itiraf edip söylemesi (ikrar) ve davranışların da bunlara uygun olmasıyla gerçekleşip tamamlanmaktadır. Yalnızca tasdik bulunur, fakat söz ve davranış buna aykırı ve tutarsız olursa iman zayıf demektir. Böyle bir imanla gerçek mânasıyla İslâm yaşanmış ve temsil edilmiş olmayacağı gibi, İslâm’ın insanlara vaad ettiği mutluluğa da erişilemez. Söz ve uygun davranış bulunur da kalbin tasdiki bulunmazsa ya şuursuz, rastgele bir dış uygunluk ya da ikiyüzlülük (münafıklık), durumu gizleme (takiyye) söz konusudur. Gayb “gözle görülmeyen; akıl, duyular vb. beşerî bilgi vasıtalarıyla bilinemeyen varlıklar, ilişkiler ve oluşlardır. Allah, vahiy, kader, yaratılış, ruh, kıyametin zamanı, kabirde olacaklar, yeniden dirilme, toplanma, sırat, terazi, cennet, cehennem v.b hep gayb âlemine dahildir.   VAHİY VE İLHAM Vahiy ve ilham konusu hep merak edilmiştir.  “Akıl, ancak vahiy ve ilham gibi iki kaynaktan alınacak bilgiler üzerine tefekkür yoluyla açıklamalar getirebilir. Keşif, kalp gözünün açılması, Allah tarafından haber verilmek (tahdîs) gibi çeşitleri veya isimleri bulunan ilham, ancak İslâm’a sağlam iman ve onun esaslarını samimiyetle (ihlâs) yaşama sonucu elde edilmiş bulunursa muteber olur. Yine de ilham objektif ve herkes için geçerli, üzerine genel hüküm bina edilebilecek bir bilgi kaynağı değildir, kime gelmişse onu ilgilendirir, umumi ve kesin delillere (vahiy) aykırı olmamak şartıyla onu bağlar. “Namaz kılarlar” (yüsallûne) yerine “namazı ikame ederler” (yukîmûne’s-salâte) ifadesinin kullanılmış olması, namaza önem verilmesi, onun devamlı ve şartlarına uyularak eda edilmesi gerektiğini anlatmak içindir. Namaz dinin direği, ibadetlerin özü ve özetidir, Allah’ın Resulü, mutluluğu namazda bulduğunu, onunla yaşama sevinci kazandığını ifade buyurmuştur (Nesâî, “Nisâ”, 1; namaz hakkında ayrıca bk. Bakara 2/238-239; Mâide 5/6).   HARCAMA KÜLTÜRÜ “Kendilerine verdiklerimizden harcayanlar” nitelemesi iki önemli konuya ışık tutmaktadır. Allah Teâlâ’nın bütün verdikleri harcanmayacak yeteri ve gereği kadarı harcanacak, geri kalanı yine iyi maksatlarla tasarruf edilecektir. Harcama Allah’ın rızâsına uygun olacaktır. Bu da kişinin kendisi, ailesi, yakınları ve diğer ihtiyaç sahipleri için yapacağı harcamaları, vakıf, tesis, hayrat vb. yatırımları kapsamaktadır. Dünya nimetleri, yer altı ve yer üstü servetleri mülk olarak yaratıcısına aittir. İnsanlar meşrû yollardan onlara sahip olduklarında bu sahiplik mecazidir ve sınırlanmıştır; asıl sahibinin izin verdiği kadar ve O’nun gösterdiği yerlere, belirlediği şekillerde sarf edilebilir. Bir zerresi yersiz, faydasız ve gereksiz sarf edildiğinde Allah’ın mülküne, O’nun halen yaşayan ve gelecekte yaratacağı kullarının haklarına tecavüz edilmiş olur. Bu tecavüzlerin yaptırımı dünyada sosyal ve ekonomik krizlerdir, tabiatın tahrip edilmesi, çevrenin içinde yaşanamaz hale gelmesidir; âhirette ise mutlak âdil olan hâkimin vereceği cezalardır.( Hayreddin Karaman, İbrahim Kafi Dönmez, Mustafa Çağrıcı, Sadrettin Gümüş/Kur’an Yolu) Şu harcama konusuna bir ayet daha ilave edeyim. Kur’an buyurur ki, bir insan en az tükettiği kadar üretmeli. Bugünün insanının bu ölçülere pek uymadığını görmekteyiz. İsraf diz boyu tüketim toplumu olmuşuz, ancak mümine kadın ve erkekler bu konuya dikkat etmeyi diyor. Tekrar hayırlı Ramazanlar diliyorum.