Acaba kendi adına, iyi zamanda dünyaya gelmişiz diyen bir insan topluluğu var mıdır? Bu sorunun cevabını eski rektörlerimizden birisi sorduğumda: “Şahsen dünyaya iyi zamanda geldiğine inananlardanım. Çok şükür, savaş yok, kıtlık yor, çok şanslı bir nesiliz…” demişti.
Bu söylediğini yanılmıyorsam, 15-20 yıl oldu, şimdi yaşasaydı hocamız acaba aynı şeyleri söyler miydi?
Kendi adıma söyleyeyim, yaşadıklarımdan tedirginim, kendim için değil, çocuklarım ve torunlarım için tedirgin oluyorum.
Yanılmıyorsam, bundan birkaç hafta önceydi Yazar Abdurrahman Dilipak, köşesinden günümüzdeki yaşanan sıkıntıları dile getirerek diyordu ki: “Elhamdülillah, Müslümanız, zerre kadar hayır ve şer, Cenab-ı Allah’ın bilgisi dışında olamaz, bunun için hüküm sahibi Allah’tır(cc), bizlerde O’na güveniyor ve dayanıyoruz. Mazlumların duası burada devreye girecek ve her şey daha güzel olacak…”
Bu duada, hayır ve şerre iman, Allah’a güven ve mazlumların duasına dikkat çekilmiş. İlk iki madde hakkında yazmaya gerek yok, iman eden herkes aynı şeyleri söyler. Peki şu mazlumun duası nedir bir açayım isterseniz.
MAZLUM VE MAZLUMUN DUASI
Mazlum, haksızlığa uğrayan kimsedir. Haklı olduğu halde kendisine zulmedilir, hakkı gasbedilir. Kendisine zulmedenin karşısında güçsüz ve hakkını savunmaktan aciz olduğundan dolayı, bedduadan başka yapacak bir şeyi yoktur. Ondan dolayı Allah mazlumun duasım kabul eder.
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Sakın mazlum bir Müslümana zulmetmek hususunda zalime yardımcı olmayınız. Zira size beddua ederse bedduası müstecab olur. Şüphesiz babamız Resûlullah (s.a.a) şöyle buyuruyordu: Şüphesiz mazlum Müslümanın duası müstecab olur”
Zalimler şunu kesin olarak bilmeliler ki, yaptıkları yanlarına asla kalmaz. Onlar yaptıkları zulmün cezasını Allah katında mutlaka çekecekler, hesabını er geç vereceklerdir.
Zulüm, adaletin zıddıdır. Adalet, yaratıklara hakkını vermektir; zulüm ise onlara haklarını vermemek, haksızlık etmektir. Zulümle adalet bir arada bağdaşamaz. Adaletin olduğu yerde zulüm olmaz, zulmün olduğu yerde de adaletten bahsedilemez.
Allah adildir, adaleti emreder, adaletle muamele edenleri sever. Allah zalim değildir, zulmü kesin olarak haram kılmıştır. Zalimleri asla sevmez. Onun için kullarının zulümden uzak durmalarını, adaletten ayrılmamalarını emreder.
Peki bugün mazlumlar korunuyor mu?
Bir başka soru, zalim saygı görüyor mu veya korkuyla egemenlik kurmaya çalışıyor mu?
Yeryüzünde bu kadar Müslüman kanı akarken, emperyal devletler mazluma sahip çıkmazken, adalet ve hukuk sistemleri tartışılırken, bir defa daha düşünmek ve öz değerlerimize uygun hareket etmek gerekir diye düşünüyorum.
Toparlayacak olursak, deriz ki Allah zalimin şerrinden bizleri ve mazlumları korusun, zaten koruyacakta. Ancak, bizlere düşen görevleri de unutmamak gerek. Bunların başında da mazlumlara yardım elimizi uzatacağız.
Ekonomik şartlar ne olursa olsun, zekatımızı vermeli, özellikle yetim başını okşamalıyız…
Kalın sağlıcakla.