Günümüzde son demlerde her zaman Futbol ve futbol terörünü konuşuruz... Bu haftaki yazımı futbol terörü ve kaynağını kaleme almak istedim. Bilmem ne kadar katılırsınız… Maalesef Futbol terörü son günlerde gündemde, hatta her zaman futbolun içerisinde… Takım yöneticileri oluşturdukları sistemsizlik ile futbolun ruhunu yozlaştırmayı başarı saymaktalar. Hakemler, taraftarlar, basın, futbolcular ve sahalardan önce ilk konuşulması, eleştirilmesi ve bu eleştiriler ışığı altında kendine çeki düzen vermesi gereken kurum futbolumuzu yöneten “yöneticilerdir” düşüncesindeyim. Yanılıyormuyum yorum size kalsın… Kulüplerin yaşadığı sorunların, kulüplerimizi ve futbolumuzu yönetenlerden kaynaklanan bir durum olduğu artık su götürmez bir gerçek… Liglerin sonu yaklaştıkça, iflas bayrağını çeken, yalnız bırakılan kulüplerin haberlerini duyuyoruz. Herşey iyi giderken mangal da kül bırakmayan kulüp yöneticileri, işler ters gittiğinde neredeyse oturdukları evin adresini değiştirecekler. Profesyonel futbolun içine kadar çöreklenen bu durumun, amatör futbolumuza, altyapıya yaptıklarını varın siz düşünün… Öncelikle konumuz ve gündemimiz amatör futbol olduğundan, bu liglerin gerçek adını ve yaklaşım statüsünü belirlememiz gerektiğini düşünüyorum. Doğru teşhis koyup, doğru tanımlamalar yaparsak, girişeceğimiz bir çözüm arayışında da mesafe kaydederiz. “Amatör”ün kelime anlamının ne olduğuna bakalım… Amatör; Latince “seven” kelimesinden türemiştir. Sözlük anlamı ise; “Bir şeye hevesi olan ve onu hararetle arayan, sadece zevki için ve bilerek bir sanat ve ilim ile uğraşan, bir zevki para karşılığı yapmayan kimse” olarak sözlüklerde yer bulur. Bizim amatör liglerimiz bu tanıma baştan uymamaktadır. Çünkü herkesin kafasında para mevzusu var. Takımı şampiyon yapıp satarım düşüncesi var… Bende son demlerde bu işin parçası oldum ve sevdanın yolunda ilerlemeye çalışıyorum. Futbolda adalet olmadığını her zaman savunurum. İtibarımı kayıp etmektense Paramı kayıp etmeyi tercih eden biriyim. Spor kardeşliktir ama Futbolla bağdaştıramayız, Kardeşlik cümlesini… Kardeş gibi görünen ama mağlubiyetin hazmedemeyince kardeşliği hiçe sayan bir anti bir durumdur futbol… Maalesef kulüplerin hepsinin yalan yanlış bir bütçesi var. Bütün bu kulüplerin bütçelerinin ayarlanması, yeniden yapılandırılması ve kanunlarla belirlenmiş standartlara oturtulması gerekmektedir. Borçları, gelirleri, transfer politikaları, teknik kadroları ve alt yapıları acilen düzenlenmeli, oluşturulacak standartlar ile normlar belirlenmeli, kriterler oluşturularak, alt kümelerdeki bu takımların yönetilmesi ve bir organizasyona oturtulması gerekmektedir. Bu kriterler ile, futbolcu ile yapılan resmi sözleşmenin arkasında duramayan, oyuncusunun maaş ve primlerini sözleşme şartlarına göre ödemeyen, formasını ıslattığı oyuncusunun ve çalışanlarının sosyal güvenlik primlerini yatırmayı beceremeyen yönetimlerden acilen arındırılmalı ve yönde çalışmalar yapılmalıdır. Standartları, “Organizatör Kurum” tarafından belirlenen ligler, mutlaka ve mutlaka sponsorlar ile bütünleştirilmeli, desteklenmeli… Bugün “İddaa” gelirleri ile sadece yol parasını denkleştiren birçok kulüp, bu gelir eline geçmeden kendi alacağına sahip, (burada oldukça titizlenen ne yazık ki aynı hassasiyeti kulüplerle itilafta olan sporcu ve teknik adamlara göstermeyen) Futbol Federasyonu tahsildarlarına yenik düşmektedir. Tabi bu Profesyonel baz ve Bölgesel, az da olsa amatör baz için geçerli bir durum… Amatörler için Sponsorların organizasyonları ile bu maddi gelirler sağlanabilir ve lig daha cazip hale getirilebilir. Biz futbolseverlerin beklentisi, herkesin üstüne düşen bu düzenlemeleri gerçekleştirmek, kulüp ve liglere çeki düzen vermek ve kaliteyi arttırmasıdır. Eğer ilk adımda bu düzenlemeler yapılamazsa, çok yakında Türkiye’de altyapı ve amatör dediğimiz, futbolun olmazsa olmazı takımlarımızın, Playstation’da oynanan sanal takımlardan öteye gitmeyeceğini üzülerek göreceğiz. Futbolda şiddetin ilerisini düşünemiyorum. Tabi burada Futbol terörünün önüne geçecek tek yetkili Yedek kulübeler ve yedek kulübe sorumlularıdır. Bunu geçtiğimiz gün oynanılan U-19 Türkiye Şampiyonasında yaşadık ve Liglerde de yaşamaya da devam edeceğiz. Sporcu idolünü örnek alır ve idolü ne yaparsa onu yapar. Buradan çıkıyordur sanırım futbolun nereye nerelere gittiği… Kalın Sağlıcakla…