İnsanoğlunun gözü olduğu halde görmemesi mümkün mü? Tek kelime ile evet. Çünkü, Kuran’ın hemen başında onların gözleri var görmezler, kulakları var duymazlar!” buyurmakta.
Neden bahsediyorum, niçin bu konuya girdim?
Biliyorsunuz bütün televizyon kanallarında aile içi sorunlar ve kadına şiddet haberleri ve programları yapılıyor. Ha işte o konuların perde arkası, sebepleri ve çözümlerini yazacağım.
Bana göre ülkem için çok önemli olan bir konuları masaya yatıracağım. Rabbim kalemimizi ve zihnimizi hak ve hakikate yönlendirsin inşallah!
Bilirsiniz ki doktorlara gittiğimizde önce neyin var, şikayetlerin nedir? Diye sorar, ardından da teşhisi doğru yapmak içinde tahliller, filim v.s. isterler. Sonrasında ise teşhis koyar ve tedavi için ilaca başlar, ilaç de tesir etmez ise ameliyat yaparlar.
Bizde aynen bu yazımıza böyle yapacağız. Peki konu ne derseniz, neslin kaybedilişi diyeceğim. Şöyle ki son dönemde aile müessese bilerek veya bilmeyerek dinamitleniyor, cinayetler, uyuşturucu, kumar, içki ise bunlara sebep oluyor. Siz buna İstanbul Sözleşmesini de katabilirsiniz…
HASTALIK BELLİ
Sosyal hastalıkların sebepleri çok geniştir, ancak temelinde insan davranışları vardır. Eğer siz insanları vicdan ölçüsünde gerekli eğitimi vermiş iseniz, o toplumda sosyal hastalıklar azalır. Yoksa her geçen gün artar, yasalar çıkartmanız da hastalığı durduramaz. Peki hasta kim? Hasta biziz, sorumlu ise eğitim sistemi olarak görülüyor.
Örneklerle anlatayım. Ben bakırcı çıraklığı da yaptım, küçük çaydanlıklar, tepsiyi tornada. Yaptığımız kap kacakta bir çizim veya hata olduğu zaman kalfaya gösterirdik, o da usta ile görüşür, sorun kalıpta mı, madende mi, mazgalda mı (kaba şekil veren alet) bakarlar, mal hatalı ise hemen üretimi keserler, hatayı giderirler ondan sonra çalışmaya başlardık. Yoksa müşteri almaz, bozuk bu mal derdi!
Şimdi eğitim sisteminin amacı insanı ilgi, istidat ve kabiliyetlerini dikkate alarak onu topluma iyi bir fert olarak yetiştirmek değil mi?
Ama yetişmiyor veya eksiklerimiz var çünkü toplumda sosyal hastalıklar giderek artıyor. Bakınız, eğitimin mutfağında 40 yıl çalışmış, eğitime kafa yormuş, ülke sevdalısı bir insan olarak bu konuda hep şunu demişimdir. Önce insana yatırım yapacaksınız, yol, köprü, su, hastane bunlar sonra gelir…
Neden mi?
KUMAR, İÇKİ KÖTÜLÜKLERİN ANASI DEĞİL Mİ?
Dünkü gazetelerin hem birinci hem de üçüncü sayfalarında yer alan cinayet haberlerinden bir spotu okuyalım: “Antalya’da oturdukları 3 katlı villada, anne ve babası ile ablasını pompalı tüfekle öldürüp intihar eden Mustafa Gider'in (40) halası Nimet Güler, "Yeğenim Bitcoin yüzünden, önce 250 bin TL'sini, daha sonra 65 bin TL ve arabasını, en son arkadaşından aldığı 35 bin TL'yi kaybedince bunalıma girdi. Yeğenimi Bitcoin yaktı" Yani kumar! Rabbim şöyle buyurdu: “Şeytan, şarap ve kumar yolu ile aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister...{Maide/91} Daha önceki şiddet ve cinayetlerde de benzer sebepler söz konusu olmuştu.
Şimdi teşhis ortaya çıktı mı? Demek ki kumar ve içki ve uyuşturucuyla mücadele edilmeli.
Peki çözüm ne? Yani tedavisi ne olmalı?
“Vallahi, billahi insanın düzelmediği bir toplum düzelmez. Siz nura doğru koşarsanız, zulmet biter. Veya ayetin ifadesi ile hak gelmeden batıl zail olmaz. Yani kendimize doğru bir eğitim sistemi yapmalıyız ve gerçekten milli olmalı…
Özetle gönül ve sevgi insanı yetiştirmeliyiz. O bilmeli ki, bir insanı öldürmek, tüm insanlığı öldürmekle eş değerdir.
Kardeşim yanlış eğitim sistemi ile doğru hedefe varılmaz; bu sistem ile yetişenler sorun üretiyor!
Test çöz, tost ye, üniversiteyi kazan, yeter çözüm değil. Artık gerçeği görün. Hastaneler ve hapishanelerde yer kalmadı. Mahkemeler önünde uzayan boşanma ve iflas kuyrukları size bir şey anlatmıyor mu? Sahi hani eğitim reformu yapacaktınız. Ne oldu?
Kalın sağlıcakla.