Okulun ilk açıldığı gün bir hanım efendi hemen yanıbaşındakikızına, “Öğretmenlerin kıymetini bilmek gerek, yaz boyunca bir çocuk ileuğraşamadık, adamlar o kadar çocukla nasıl ilgileniyor, vallahi aldıkları parahelal olsun, Allah’da yardımcıları olsun…” deyince bu günkü yazıma kararverdim.
Evet, insanın yetiştirilmesi kadar zor bir uğraş yoktur. Zor amabir o kadar da kutsal bir meslektir öğretmenlik. İşte bunun için peygamberlikmesleği deniyor. Çünkü peygamberler, insanlara iyiye, güzele, doğruyayönlendirmişler, bizleri de kendi misyonlarının mirasçıları kılmışlar…
Yunusumuz “İlim, ilim bilmektir diyor” İlim ve bilim; emek,heyecan ve aşk ister. İşte her öğretmen bu üç unsuru bir araya getirerek,bismillah der ve yola başlar.
Bilirler ki, üzerlerine aldıkları yük ağırdır. Yönetici veöğretmenlerimiz; öğrencilerin hayatına bütüncül bir perspektiften bakarakonları hayata hazırlarlar.
Okulda onların her alanda rehberleridir. “Öğretmen bilgiaktarımında geçmişle gelecek arasında köprüdür, bir ufuktur.
Bu nedenle mesleğini seven her öğretmen, dersine hazırlıklı girer,kendi alanında yazılmış eserleri okur, planlamasını doğru yapar, Ahirdağı kadarsabırlıdır…
Öğretmen, çözüm odaklı düşünür, veli ile doğru diyalog kurur,sevecendir, babacandır, tatlı dilli güler yüzlüdür.
Gerektiğinde acılarını da içine atar.
Sınıf seviyesine göre “adalet, şeffaflık, hesapverilebilirlik, ehliyet, liyakat, hürmet, saygı, edep ve hayâ” gibi insanideğerlerimiz anlam ve manalarıyla çocuklarımıza kavratılmalı veiçselleştirmiştir.
ÖĞRETMENDEN BEKLENTİLER.
Hafta sonu Necip Fazıl Kültür Merkezindeki parkta otururken,emekli bir meslekdaşıma öğretmenlik hakkında düşüncelerini sordum. Mesleğini severek yaptığını belirterek, görevde olan öğretmenlere hitaben şöyleseslendi:
“Çocuklarımızın vatanına, milletine, ailesine ve çevresine olanaidiyet duygusunu ve sevgisini geliştirmeliyiz. Yalan, hile, aldatma, dedikodu,iftira, internet/oyun bağımlılığı, sigara, içki, esrar, eroin, bonzai, kumargibi gençlerimize musallat olmuş illetlerden, kötü alışkanlıklardangençlerimizi korumalıyız. Bunlardan kurtulmanın da yolu okul, eğitimci, aileişbirliğinden ve eğitimden geçer. Eğer bu çalışmalarıskalanır, gerekli önem verilmez ise yarın çok geç kalmış, geleceğimizi ipotekaltına sokmuş olabiliriz. Allah inancından,ilim, irfan ve marifetten kopuk bir eğitimin insana fayda yerine zarargetireceği bilincini, öğrencilerimize kazandırmalıyız. Ahlak, karakter ve sanateğitimi ihmal edilmemelidir. Her öğrenci geleceğin “hanımefendi vebeyefendisidir.”
15 Temmuz Direnişi’nin ruh ve mana kökü, ezan, sâlâ, tevhîd veşahâdettir. Şehitlik gibi âli bir mertebe hiçbir inançta yoktur. “Allah yolundavatan ve millet müdafaasında ölenler ancak şehittirler” bilincini çocuklarımızavermeliyiz. Yeri geldiğinde Batı’nın ikiyüzlü, çifte standartlı çirkin yüzünü,söylem ve eylemlerini küfür ve hakaret etmeden çocuklarımıza aktarmalıyız.
Çocuklarımıza okumayı sevdirmeliyiz. Maalesef okuma oranı çokdüşük ülkelerden birisiyiz. Okuma tarihi hafızamızı yeniler, sorumluluklarımızkonusunda farkındalık oluşturur. Gelişmemizin temel şartlarından biri insanlığafaydalı olmaktır. Dayatmacı, taklitçi bir aydınlanmanın faydadan çok zararverdiğini toplumsal birlikteliğimizi derinden yaraladığını gördük…”
Konu uzun, öğretmenler için çok şey yazılıp çizilebilir, onlar hertürlü övgüye layıktır, ancak uzatmadan kalın sağlıcakla diyorum.